Hayatın karşımıza çıkardığı o kadar çok zorluk,kötülük ve pislik var ki ,her biri ile mücadele etmek inancı sabrı azmi kararlılığı ve mücadele etmeyi gerektirir.

Hiç bir insan yoktur ki bu zorluklarla bu kötülüklerle mücadele etmiş olmasın.

Fakat tüm bu zorlukların ve kötülüklerin karşımıza çıkmasının belli sebepleri,yine insan dediğimiz,yahut dost akraba arkadaş dediğimiz kişilerce çıkarılır...  

Hayatın doğal akış süreci içerisinde karşılaştığımız diğer zorluklarla baş etmek yine hayatın doğal süreci içerisinde gelişir,çözülür ya da çözülmez.

Fakat işte yukarıda da belirttiğim doğal süreç içerisinde gelişmeyen zorluklar ve kötülükler insanı çok yorar ve uğraştırır.

Kime olduğu belli olmayan anonim bir makalede okuduklarım,beni bir hayli düşündürdü ve yaşanılanlar karşısında bir kez daha ibret alınması ve ders çıkarılması gerektiğini hatırlattı.

 “Bir gün , bir çiftçinin eşeği kuyuya düşmüş. 
Adam ne yapacağını düşünürken,hayvan saatlerce anırmış canhıraş bir şekilde.
Sonunda çiftçi,hayvanın yaşlı olduğunu 
ve kuyununda zaten kapanması gerektiğini düşünmüş ve eşeği o kuyudan çıkartmamaya karar vermiş.

Bütün komşularını,arkadaşlarını,akrabalarını yardıma çağırmış.Her biri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlamışlar.Eşek başına gelecek olanın ne olduğunu fark edince,önce daha beter bağırmaya başlamış.Hiç bir şey fayda etmeyince sesini kesmiş haliyle.

Çiftçi birkaç kürek toprak daha attıktan sonra, kuyuya bakmış durum ne diye,gözlerine inanamamış.Eşek,sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey yapmaktaymış,toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak hazırlamaktaymış.

Bir süre sonra,oradakiler toprak atmaya devam edince,herkesin şaşkın bakışları önünde eşek, kuyunun kenarından dışarı bir adım atıp, koşarak uzaklaşıp gitmiş.

Herkes anlayacağını anladı elbette.Herkesin düşünceleri ve yorumları kendine göre tabi ki.

Benim yorumum şu değerli okuyucular. Hayat herkesin üzerinize hep toprak atacaktır öyle ya da böyle, insanlar yapsın ya da yapmasın,türlü türlü şekillerle.

Değerli okuyucular o kuyudan çıkmanın sırrı,bu karşımıza çıkarılan zorluklar kötülükleri, pislikleri ayağımızın altına silkeleyip bir adım yükselmektir.

Ben inanıyorum ki; Sıkıntılarımızın her biri bir adım atmamıza sebeptir. Kendimize inanırsak güvenirsek ve mücadele etme gücümüzü artırırsak, en derin kuyulardan bile yılmayarak, usanmayarak çıkabiliriz. 

Sizce de,her atılan"bir kürek toprağı" ayaklarımızın altına silkelememiz ve biraz daha yukarı çıkmamız gerekmez mi?

Asla vazgeçmememiz,bıkmadan usanmadan  tekrar tekrar denememiz ve son cümle
kötü tecrübeleri basamak yapıp,yukarılara çıkmamız,hayata tutunmamız gerekmektedir.

En güzel temenni ve dilekte bu değil midir?...                              İşte öyle.                          Birgülce