Bu ülkenin bir yurttaşı olarak, her gün ekranlarda izlediğim, haberlerde dinlediğim, sosyal medyada gördüğüm, duyduğum, sokaklarda rastladığım yaşanılanlar karşısında elimden bir şey gelmediği için çok üzülüyorum...
Ülkemiz son yirmi beş yılda ne hâle geldi, getirildi diye söylenip duruyorum; kendi kendine konuşan, aklı eksik insanlar gibi...
Geldiğimiz son noktaya bir bakar mısınız???
Gazi Meclis’in çatısı altında bile tacize uğrayan kız çocukları varsa bu ülkede, sözün bittiği yerden de öte bir şeyler söylemek lazım artık...
Evinde çıkan yangında yanarak ölen çocuklar hâlâ varsa, sofraya koyduğu yemekten zehirlenen insanlar her gün TV’lerde haber oluyorsa, her gün beş on kadın sadece boşanmak istediği için öldürülüyorsa, artık şaşmaktan, kızıp hakaret etmekten öte bir şeyler yapmak lazım artık...
Mantar gibi her yerde üniversite açıp yüz binlerce diplomalı işsiz genç atanamıyorsa; binlerce doktor yurt dışına adeta kaçarcasına giderken, KPSS’ye hazırlanıp ilk ellinin içine girerek başarıda tavan yapmış gençler girdikleri her mülakatta eleniyorsa; binlerce öğretmen açığı varken gençlerimiz ücretli öğretmenlikte sömürülüyorsa,
“Ya bu ne rezalet!” demekten öte bir şeyler yapmak lazım artık...
Madenciler hâlâ ilkel koşullarda çalışıyor, her iş kazasında bir fidan toprağa düşüyorsa, “Bu işin fıtratında ölüm var” denilerek ölümler meşrulaştırılmaya çalışılıyorsa, seyretmek ve dinlemekten başka bir şeyler yapmak lazım artık...
Bu ülkenin gençleri “İş yok, umut yok, gelecek yok” diyorsa; her yıl binlerce genç yurt dışında bir hayat kurmak istiyorsa; kendi ülkesinde barınamayıp başka ülkeye gitmekte umudu arıyor ve gidiyorsa, “eyvah eyvah” demekten öte bir şeyler yapmak lazım artık.
Adalet sadece güçlüye işliyorsa, garibanın sesi bastırılıyorsa, gazeteciler gerçek habercilik yapmaya çekiniyorsa; yoksulluk, açlık, barınma krizi görmezden geliniyorsa; bir anne bebeğine süt alamıyorsa, çocuklar sağlıklı beslenemiyorsa, analar babalar çocuklarını okutmakta zorlanıyorsa; okul kantinlerinde bir tostun fiyatı 80-90 TL’yi geçiyorsa, üç maymunu oynamaktan vazgeçip bir şeyler yapmak lazım artık...
Atanamadığı için inşaatta çalışan öğretmen, ziraat fakültesini bitirmiş mühendis üç harfli marketlerde kasiyerlik yapıyorsa; çağrı merkezinde ekonomi mezunu, yüksek lisans yapan çocuklarımız kuryelik yaparken, kelli felli kişilerin çocuklarının lüks makam araçlarıyla çarptıkları ve hayatını kaybeden gençler varsa, seyretmekten başka bir şeyler yapmak lazım artık...
Tarım bitmişse, hayvancılık bitmişse, bereketli topraklarda ekip biçemiyorsak, samanı ithal eder duruma geldiysek, üzülmek yerine bir şeyler yapmak lazım artık...
İnsanın insana yaptığı zulüm karşısında susanlardan, görmezden gelenlerden, koltuklarında rahatsızlık duymadan oturanlardan, gece mışıl mışıl uyuyan kimseler varsa, balkonlara çıkıp tencere tava şakırdatmaktan öte bir şeyler yapmak lazım artık...
Değerli dostlarım, arkadaşlarım; hâlâ birileri görmezden, duymazdan, işitmezden gelerek kabuğuna çekilmiş, tünemiş bir vaziyette olan bitenleri korkuyla izleyip “bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” mantığında davranıyorsa, bilsin ki kazın ayağı hiç de öyle değil...
O yılan bir gün onları soktuğunda, kanına karışan zehrin panzehirini üretecek ve getirecek birileri kalmamış olacaktır; imdat, yardım edin dediklerinde...
Ve ez cümle; karanlığı yırtıp atmak için her kim ışığın içine gizlenip görünmediklerini sanıyorsa, bilsinler ki kabak gibi ortadalar ve görünüyorlar...
Gün ola harman ola...
İşte öyle…
Birgülce
#Utanıyorum