İslam felsefesi Türk insanında yeniden dünyaya gelir.

Yeni insan...

Parçalar bir araya geldiğinde parçaları aşan yeni bir bütün ortaya çıkar; gelenekte buna "zuhur teorisi" denmiştir. Anne, baba bir araya geldiğinde çocuk ortaya çıkar; çocuk ne annedir ne de babadır. Çocuk yepyeni bir hadisedir.

Toplumu yönetenlerin görevi ideal anne-baba "parça" sını yetiştirmektir- ki bu parçalardan zuhur eden çocuk ideal manada "insan" olsun.

Yoksa Diyojen gibi gündüz vakti elimizde fener alır insan ararız; gerçi üç asırdır yaptığımız şey de tam da bu değil mi?

-----------------------

Miraç...

Yunan düşüncesinde "mahkûm insan" Hristiyanlık ‘da " mazlum insan" yaklaşımına tarihte, İslam'daki" mesul insan" kavramıyla meydan okunmuştur. Çünkü İslam insanı ontoloji olarak yerini yeniden tanımlanmıştır. Çünkü, bir insanın kendine ait kanaati değişmeden olgu ve olaylara ilişkin bakış açısı değişmez. Her hayat görüşü, insanı yenileyerek başlar. İslam insanı "miraç" ile doğrudan Tanrı ile muhatap kılmıştır. En büyük meydan okuma da budur. Tanrının katına, huzuruna çıkmış mesul insan...

-------------------------------

Merhamet…

İslam'ı açıklayacak olan terim "adalet" değil adaletin bir üst formu olan merhamettir. Çünkü adalet merhametin mevcut olmadığı yerde devreye girer...  (Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün)

Hoca ne güzel ifade etmiş; bir yerde adalet varsa orada adaletsizlik var olduğu için adalet ortaya çıkmıştır.