26.7.2023'de vefat eden Eskişehir İTİA'da Hocamız Prof. Dr. Selahattin Tuncer yaşamöyküsünü özetle şöyle anlatır: “Cumhuriyet’in yenilikleri, nimetleri ve olanakları ile yetişmiş ve büyümüş bir kuşağın çocuğuyum ben. Antalya Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğünde Başkâtiplik yapmış Arif Tuncer ile Firdevs Hanım’ın oğlu olarak 1920 yılının başında Antalya, Elmalı ilçesinde dünyaya geldim. Antalya’da ilk mektebi, Ortamektebi, Liseyi bitirdikten sonra, Ankara’da Siyasal Bilgiler Yüksek Okulu’ndan 1941 yılında mezun oldum. Altı ay Maliye Vekaleti Varidat Umum Müdürlüğü’nde memuriyet stajından sonra askere çağrıldık. 30 ay vatani görevden 31.3.1944’te terhis oldum. Mayıs 1944’te İstanbul Defterdarlığı’nda ikinci dönem memuriyet stajından sonra Tahsilat Kontrol memurluğu yaptım. 1945 yılı Kasım ayı içinde ilk kez açılan Hesap uzman yardımcılığı yazılı sınavını, sözlü sınavını da kazanarak Hesap Uzman Yardımcısı, 1949 yılı sonunda açılan ehliyet sınavını kazanarak hesap uzmanı olduk.

-1956 yılı ortalarında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından kurulan İthal Malları Fiyat Kontrol Dairesi’ne d’atache sıfatıyla hesap uzmanlığımız baki kalmak üzere, Maliye Bakanlığı’ndan ayrıldık. 27 Mayıs 1960 Darbesi’nden sonra Hesap Uzmanları grubuna döndük.

- 23 Mayıs 1963 tarihinde Hesap Uzmanlığından istifa ederek Sınai Yatırım ve Kredi Bankası’na İktisadi ve Mali Tahlil Danışmanı oldum. 1964 yılında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Reisliğinden bir hocalık teklifi geldi. 1947’de doktoramı İktisat Fakültesi’nde yapmıştım, 1964 başında doçentlik sınavını kazanarak Eskişehir İ.T.İ.A.’da Maliye Kürsü’süne hoca oldum. Kürsü Başkanlığını Prof. Dr. Feridun Ergin’den devraldıktan on yıl sonra Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’e devrettim. 1975 yılında emekli oldum.

- 1965 yılı ortalarına doğru Sınai Yatırım ve Kredi Bankası’ndan ayrıldım, İktisadi Araştırmalar Tesisi’ne “Danışman” unvanı ile atandım. On yıl sonra 1976’da istifa suretiyle ayrıldım.

- 1975 – 1980 döneminde Cerrahoğulları Deniz Nakliyat A.Ş.’de denetçilik’den sonra şirketin Mali İşler ve Muhasebe Müdürlüğü görevini 5. Yıldan sonra 1980’de şirketten ayrıldım.

- 1980’den sonra Dünya Gazetesi, Lebib Yalkın Mükellef’in Dergisi, Yaklaşım Dergisi’nde yazarlık, Galatasaray İşletmecilik Yüksek Okulu’nda hocalık, Galatasaray Holding’de danışmanlık, Azizler Holding ve Ferrero, Bim (Birleşik Mağazalar A.Ş.) de denetçilik görevini yaptım.

1941 yılında Maliye Bakanlığı’nda bir bürokrat olarak hayata atılmış, daha sonra çeşitli kademelerle başarıyla görev yapmış bir Cumhuriyet çocuğu olmaktan gurur duyuyor ve iftihar ediyorum.

Yukarıda özetle anlatmaya çalıştığım yaşamımda bazı ilginç birkaç anımı sunmak istiyorum:

- Üç yıl devam eden askerlik görevimin en verimli ve hoş tarafı okumak ve sonra da yazmak için bana boş zaman fırsatı vermiş olmasıdır. Bulabildiğim zamanı, öncelikli olarak okumaya, sonra da yavaş yavaş yazmaya ayırmaya başladım. Çünkü yazma deneyimim yoktu. Okumak nisbeten kolay, fakat yazmak güç ve yetenek isteyen bir çalışma türü idi. İlerleyen zamanda öğrendim ki, insan yazdıkça açılıyor ve bir süre sonra müsvedde yapmadan doğrudan yazmaya başlıyor. Bunu bir meslek sırrı olarak açıklamak istiyorum.

-Askerden sonra Defterdarlık’da ikinci dönem memuriyet stajında “ucuz tramvay bileti” almak için İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nin açtığı doktora sınıfına kaydolduk. Daha sonra yapılan sınavları kazanarak 29.3.1948’de İktisat doktoru, sonra doçent, profesör oldum.

-1954-1960 döneminde haftalık “Türkiye İktisadi Gazetesi’nde Türk ekonomisi ile ilgili yazılar yazıyordum. 1960 yılı başında Adnan Menderes Hükümeti 1950’den başlayan on yıllık iktidarın sonuçlarını topluca açıklayan bir “Beyaz Kitap” yazılması Korur Bey beni aradı, Ankara’ya çağırdı. “Başbakan Adnan Menderes’in DP İktidarının on yıllık icraatını” benden rica ettiği emrini bana tebliğ etti. TBMM bloğundaki Devlet Başkanlığı’na ait büroda göreve başladım, bu çalışma 1959 yılı Aralık ayında başlayıp altı ay sürdü. Ben yaptığım 600 sayfalık daktilo edilmiş müsvedde metni tesadüfe bakınız ki 26 Mayıs 1960 tarihinde Devlet Bakanlığı Sekretaryası’na imza mukabilinde teslim ettim ve müsveddenin bir nüshasını yanıma alıkoydum. Bu nüsha çanta ile kayboldu. İbrahim Birelma bana bu müsveddeleri niçin iyi saklamadığımı sorup serzenişte bulunur.”

(Prof. Dr. Selahattin Tuncer, Türk İnkılap Tarihi Dersleri, İst. 2014)