Atatürk Selanik’te Ali Rıza ve Zübeyde’nin oğlu olarak 1881 yılında doğdu. Mustafa, bir mahalle okuluna, sonra Şemsi Efendi Okulu’na, Selanik Askeri Efendi Okulu’na, Selanik Askeri Rüştiyesi (ortaokul)’ne yazıldı. Asker Rüştiye’de Mustafa adlı öğretmeninin kendisine “Kemal” adını verdiği Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisi (lise)’ne geçti. Daha sonra İstanbul’da Harbiye (Harp Okulu), ardından Harbiye’nin Erkânıharbiye (Harp Okulu), ardından Harbiye’nin Erkânıharp (kurmay) yüzbaşı olarak Akademi’yi bitirdi. Şam’daki 5.Ordu’ya atandı. Ekim 1906’da “Vatan ve Hürriyet” adlı gizli derneği kurdu. Selanik’teki 3. Orduya, sonra Trablusgarb’a (Libya) gönderildi. 14 Nisan 1909’da İstanbul’da 13 Nisan (31 Mart) gericilik ayaklanması üzerine Hareket Ordusunun Kurmay Başkanı olarak İstanbul’a geldi. 13.9.1911’de İstanbul’da Erkân-ıharbiye’de (Genelkurmay) görevlendirildi. Libya’da Tobruk savaşı (9.1.1912) na katıldı. 25 Kasım 1912’de Bahrısefit (Çanakkale) Boğazı Kuvayı Mürettebesi Harekât Şubesi Müdürlüğüne, 27 Ekim 1913’te Sofya Ataşemiliterliğine atandı. 2 Şubat – 10 Aralık 1915 döneminde Çanakkale Savaşlarında, 20 Ocakta Tekirdağ’da 19. Fırka komutanı, 6/7 Ağustos’ta Birinci Anafartalar Savaşı, 8/9 Ağustos’ta Anafartalar Grubu Komutanı, 10 Ağustos’ta Conkbayırı, 16/17 Ağustos’ta Kireçtepe, 21/22 Ağustos’ta İkinci Anafartalar savaşını yönetti. 25 Nisan – 17 Mayıs 1915 Arıburnu komutanlığından sonra, 18.5.1915’te yeniden 19. Fırka Komutanlığına atandı. 14.1.1916’da Edirne’de 16. Kolordu Komutanlığına, 27 Mart’ta Diyarbakır’a atandı. 5.7.1917’de Suriye’de 7.Ordu Komutanlığına gönderildi. 6.10.1917’de istifa etti, İstanbul’a döndü. 7.8.1918’de Yeniden 7. Ordu Komutanlığına atandı. 13.11.1918’de İstanbul’a döndü. 30.4.1919’da 9.Ordu’ya atandı. 16.5.1919’da Bandırma Vapuru ile 19.5.1919’da 9. Ordu müfettişi olarak Samsun’a ayak bastı. 25.6.1919’da Havza, 13 Haziran’da, Amasya, 27.6’da Sivas, 3.7’de Erzurum’a geldi. 8/9 Temmuz’da askerlikten ayrıldı. 23.7’de Erzurum Kongresi, 4.9’da Sivas Kongresi’ni yaptı. 11.9’da Heyeti Temsiliye başkanı oldu. 18.10’da Amasya, 27.10’da Tokat, 27.12’de Ankara’ya geldi. 23 Nisan 1920’de T.B.M.M. açıldı. 24 Nisan’da başkanlığa seçildi. 10.5.1921’de T.B.M.M.’de Müdafaai Hukuk Grubu’nu kurdu. 5.8’de T.B.M.M. M. Kemal’le Başkomutanlık yetkisi verdi. 7-8 Ağustos’ta On tane ulusal vergi buyruklarını yayımlayarak, halktan ordunun gereksindiği gereçleri topladı (Tekâlifi Milliye Emirleri). 19.9.1921’de Sakarya utkusu üzerine Mareşal aşaması ile “Gazi” sanı verildi. 26.8.1922’de Büyük Taarruz buyruğunu verdi. 30.8’de Başkomutan Savaşı’nın utku ile başarılması üzerine Türk ordularına “İlk hedefiniz Akdeniz’dir, İleri” buyruğunu verdi.. 10.9’da İzmir’e geldi. 14 Ocak 1923’te Annesi Zübeyde Hanım İzmir’de öldü. 29.11.1923’te İzmir’de Latife ile evlendi. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi, Cumhurbaşkanlığına seçildi. 15.6.1926’da İzmir’de kendisini öldürme girişimi ortaya çıkarıldı. 30.6.1927’de Askerlikten emekliye ayrıldı. 9.8.1928’de İstanbul’da Sarayburnu’nda halka latin harflerinin kabul edileceğini açıkladı, 21.8.1928’de Tekirdağ ile başlayan, Anadolu’da süren Türk harfleriyle ilgili yurtgezileri yaptı. 24 Kasım 1934’te Atatürk’e bir yasa ile soyadı verildi: (19 Eylül 1921’den beri Gazi Mustafa Kemal olarak anılıyor, imza atıyordu) 27.5.1938-25.7.1938’de İstanbul’da, Savanora yatında kaldı, Dolmabahçe Sarayı’na geçerek ölümüne değin orada yattı. 17 Ekim’de ağıt komaya girdi. 10 Kasım 1938’de, İstanbul’da, Dolmabahçe Sarayı’nda 9.05’te öldü. 20 Kasım’da cenazesi Ankara’ya getirildi, 21 Kasım’da Ankara’da Etnografya Müzesi’nde Geçici Kabir’e konuldu. 28 Kasım’da Vasiyetnamesi açıldı. Yakınlarına, İnönü’nün çocuklarına ayırdığı potalar dışında parasal varlığını C.H.P. ile Türk Dil ve Tarih Kurumlarına Kurultayı’nda Atatürk, “Partinin Ebedi Başkanı” olarak benimsendi. 10 Kasım 1953’te Atatürk’ün naaşı, Anıtkabir’e taşındı. (Prof. Emin Onat ile Doç. Orhan Arda’nın kazandığı proje ile 9 Ekim 1944’te temel atma töreni yapılmıştı.)
- Vefatının 87. Yıl dönümünde, Atatürk ile gerçekleştirdiği Devrimle ilgili bir öyküyü sunmak istiyoruz:
“Atatürk, Bursa’daki baloda dans eden bir çifte dikkatle baktı.. Danstan sonra yanına çağırdı… Önce kıza hangi okulda okuduğunu sordu. Genç kız, bir yabancı okulun adını, delikanlı da ona benzer bir cevap söyledi. Atatürk, sorularına başladı: Sakarya Savaşı ne zaman oldu? Ulusal savaşım kaç evre sürmüştür? Türk devrimlerinin temeli nedir? Kız öğrenci “Efendim, bize okulda yalnız Fransız Devrimini okuttular. Türk Devrimini hiç okumadık” der demez, Atatürk onları büfeye davet ederek şunları söyledi: “Bütün bu şenlik ve bayram, ulusal savaşım ve Türk devrimlerini yapanların, ya da bunlarda bir ölçüde çaba ve özveri payı bulunanların hakkıdır. Siz, o eylemlere katılmamış olabilirsiniz, yaşınız buna elverişli değildir. Ama o işi yapmış olanların arasına girebilmeniz, onlar gibi eğlenmeniz için, en az, o işlerin nasıl yapıldığını kesinlikle ve ne olursa olsun bilmelisiniz.” Bu sözlerden sonra Atatürk emir subayına döndü ve şöyle dedi: “Bayanla bayı evlerine götürsünler, derslerine çalışacaklarmış!” Buyruk hemen, kimseye sezdirilmeden yerine getirildi. (Sami N. Özerdim, Atatürkçü’nün El Kitabı, Atatürkçü Düşünce Derneği, 2. Baskı, Mart 2014)
Satırlarımızı Atatürk’ün bir sözü ile bitirelim. Diyor ki, Atatürk: “Yaşam, bir ilerleme, bir dinamizm kaynağıdır. İnsan kendini ona uydurmak zorundadır. Benim Türk Milletine, Türkiye Cumhuriyetine yönelik ödevlerim bitmemiştir. Sizler, onları tamamlayacaksınız. Siz de, sizden sonrakilere, benim sözlerimi tekrar edin!” (Kendi sözleriyle Atatürk’ü Hatırlamak, İbrahim Birelma, İstanbul, Nisan 2015).