Atatürk’ün “Benim fikirlerimin babası” dediği asıl adı Mehmed Kemal, dedesi Tekirdağ sancağı Vali yardımcısı Abdüllatif Bey ile anneannesi Mahmude Hanım’ın oturduğu Orta Cami Mahallesi, Hükümet Caddesi üzerindeki evde 21.12.1840’da doğdu. Babası Mustafa Asım Bey, annesi Fatma Zehra hanımdır. Dede Abdüllatif Bey 1844’te annesi Fatma Zehra Hanım’ı kaybetti. Afyon’dan Kütahya’ya tayin edilen Abdüllatif Efendinin görevi sona erince Kemal de İstanbul’a babasının evine yerleşti. Dedesi Kars’a tayin edilince, Kemal de Kars’a oradan Babası Bulgaristan Filibe Mal Müdürlüğüne, dedesi Sofya Kaymakamlığına atanması üzerine Kemal Sofya’ya gider. Evlerine misafir olarak gelen şair binbaşı Eşref Bey Kemal’in yazdığı şiirleri okuduktan sonra Mehmed Kemal’e “Namık” adını taktı, bundan sonra o Namık Kemal olarak anılmaya başladı. 1856’da Niş Kadısı Mustafa Ragıp Efendi’nin kızı Nesibe Hanım ile evlendi, üç çocukları oldu. Sofya’dan İstanbul’a dönen Namık Kemal, babasının Kocamustafapaşa semtindeki evine taşındı. Kemal Emtia Gümrüğü, Tercüme odası, Encümeni Şuara, Tasvir-i Efkâr gazetesinde, Yeni Osmanlılar cemiyetinde, Paris’te, Londra’da çalışır. Sonra İstanbul’a döner, ibret gazetesini çıkartır, 29.9.1872’de Gelibolu mutasarrıflığına atanır. 9.4.1873’te Kıbrıs’a gönderilir, 19.4.1876’da İstanbul’a döner. 18.9.1876’da Şura-i Devlet üyesi olduktan sonra Midilli Adasına gönderildi, 1879’da Midilli, 1884’te Rodos, 1887’de Sakız mutasarrıfı oldu. 2.12.1888’de vefat eden Namık Kemal, Sakız Adasında bir camii şerifin haziresinde gömüldü. Sonra vasiyeti üzerine oradan alınarak Gelibolu’ya getirildi, Gazi Süleyman Paşa’nın Bolayırda’ki kabri yanına gömüldü. Kabir taşında fatiha ile birlikte merhumun aşağıdaki beyti yazılıdır:

“Ölürsem görmeden millette Ümmid ettiğim feyzi, yazılsın seng-i kabrimde, Vatan mahzun ben mahzun.” (Mehmet Serez, Tekirdağ Tarihi ve Coğrafya Araştırmaları, 2007, Dönmez Ofset).

- Vefatının 137. Yılında hemşerimiz Namık Kemal’i rahmetle anarken, O’nu hatırlamak ve hatırlatmak için bazı görüş ve düşüncelerini paylaşmak istiyoruz.

- Namık Kemal, “devletin gelirleri gün geçtikte azalmasına rağmen, saray ve hükümet tarafından yapılan lüks ve israf sonucu artan giderler devleti yeni çıkmazlara sürüklemektedir. Devletin gelirleri giderek azalmasına rağmen, saray ve hükümetin düşüncesiz harcamaları ve israfı, devleti borç batağına sürüklemektedir. Hükümet devlet dairelerindeki israf ve yolsuzluklara engel olmada yetersiz kalmaktadır. (Hürriyet, 10.8.1868).

- Devlette yönetim çarkını döndüren kanunlardır, bunu uygulayan güç ise memurlardır. Hem Kanunların doğru, hem de memurların liyakatli olması gerekir. (Hürriyet, 2.11.1868)

- Gerek ümmeti ve gerek devleti kurtarmak için evvela maarif lazım. Sanat peyda etmeli ehli sanat yetiştirmeli bunun için de maarif lazım. Ticareti bir hüsn-ü hale koymalı, bunun için dahi kezalik maarif lazım. (Hürriyet 17.8.1869).

- İdeal devlet yönetimi, hürriyet ve adaletin sağlandığı, meşveret (danışma) sistemine dayanan meşrutiyettir. İktidarlar, eylemlerinden dolayı halka karşı sorumludurlar. (Hürriyet 6.7.1868).

- Avrupa’nın ilim ve fennini olmak gerekirken Avrupa’nın süsünü almışız. (Hürriyet, 30.11.1868).

- Bir ülkenin hukuk devleti olabilmesi için yasama ve yürütme güçlerinin ayrı ellerde toplanmış olması gerekir. Bu güçlerin aynı elde toplanması despotik bir rejimi ortaya çıkaracaktır. (Hürriyet, 29.6.1868).

- Her işin başı “bilmek”tir. Hürriyet dahi bilginin neticesidir. Çünkü hürriyet seçmek demektir, seçmek içinse bilgi lazımdır. (İbret, 4.7.1872). (Tekirdağ Şehir ve Kültür 2, Tekirdağ Tarih Bilincinde Buluşanlar Derneği, 1.Basım, Aralık 2017, Tekirdağ).

- Bireyler özgür ve eşit doğarlar, fakat bir birey doğası gereği başkalarının özgürlüğünü çiğneyebilir; bu yüzden de her bir bireyin özgürlüğünü korumak gerekir. Bu işlev, üstün bir güç tarafından yerine getirilir ki oda devlet ya da hükümettir.

- Devletin asli vazifesi “icrayı adalettir”, fertlerin hürriyetini birbirlerinin taarruzundan muhafaza etmektir. (Prof. Dr. Çetin Yetkin, Siyasal Düşünceler Tarihi, Gürer Yayınları, 1.Baskı, Eylül 2009)

- Medeniyetsiz yaşamak ecelsiz ölmeye benzer.

- Vatan, iman ile beraberdir. Vatanını sevmeyen Allah’ını da sevmez.

- İnsanlar ya âlim ya da müteallimdir, gerisi sürüdür. (Namık Kemal, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara 2011)