Bir şehrin dinamikleri daima birlikte hareket etmelidir.

Ben tek başına güçlüyüm, benim kimseye eyvallahım yok felsefesini paramparça etmedikçe şehri kurtaramayız, kurtaramadığımız gibi diğer şehirlerin arpalığı haline geliriz.

Karamsarlığa hayır derken, müspet yönde atılan güzel yaklaşımları da alkışlıyoruz. 

Dün, Zeki Yapı Köseilyas Köyünde yürüttüğü villa ve dairelerle alakalı bir basın toplantısı düzenledi, bugün de büyük işletmelerimizden Doruk Un  Sanayi ve Ticaret Odasında basınla iç içe oldu.

Birlikteliğin faydası nedir?

İşletme sahipleri hedeflerini anlatıyor, kendilerini tanıtırken basını ve basın mensuplarını da tanımış oluyor.

Net ifade edeyim ki, basın hiç bir işletmenin düşmanı değildir ve olamaz da... Davet aldıkları zaman davete icabet etmeyi görev sayarlar. Gidilen yerde işletme yetkilileriyle karşılıklı teatiler olur, fikirler zenginlik kazanır.

Ve basın, edindiği bilgi ve tecrübelerini şuura dönüştürerek kendi yöresinin menfaatlerini, hak ve hukuklarını sahiplenir.

Bu tutum ve davranışın aksine...

-Kimki basına kapalı olmak istiyor...
-Kimki Tekirdağın çıkarları için basına gerek duymuyor...
İşte onlarda bir art niyet, bir kuşku, bir korku emareleri var demektir.

Gözlüyorum, özel işletmeler basının güzide temsilcilerini bağırlarına basarken, bazı kamu kurumları da kedilerden ürken fareler gibi basından fellik fellik kaçmayı marifet sayıyor. 

Ne demiş atalarımız, "İşkilli Ağız Tıngırdar" Tam söyleyemedim galiba?

NOT: 59haber.com/doruk-un-son-teknoloji-uretim-tesislerini-basina-tanitti