Çelişkiler, dolambaçlar sarmalında örümcek beyinlere esir düşmüş durumdayız.
Konular, her gün birbirine benze konular bizi alabildiğince meşgul ediyor.
Dediğine bak hele: "Kur'an' ı bi' anlasak yolsuzluk, kandırmaca şu bu olmayacak" imiş. Ya öyle mi? Ben de diyorum ki işte kitap, işte öğütleri... Onlarca ayet açıkça namaz kılmamızı, oruç tutmamızı, zekat vermemizi emrediyor. Yapıyor muyuz, namaz kılıyor, oruç tutuyor muyuz? Hayır. Eee, hani anlamıştık, anladık da n'oldu?
Tek dindar sen imişsin gibi sürekli ahkam kesmeye devam ediyorsun; kimin adamısın?
Kur'an önünde duruyor kardeş, tüm ayetler manalarıyla sana bakıyor ve bizlere sadece namazdan oruçtan değil; utanmak, arlanmak, ayıp, iffet, mahremiyet, arsızlık, ve de namustan da söz edip duruyor... Be kardeşim kandırma kendini; aldatma, yanıltma bizleri... Bunlar sende bende yoksa, zerresinden hisse almıyorsak bu saydıklarımızın hepsini işlemeye uygunuz demektir.
Bi' de utanmadan hala, "Onlar namaz kılıyor da ne oluyor?" demeye devam ediyoruz.
Aha işte asıl niyetin açığa çıktı. Seninki üzüm yemek değil bağcıyı dövmek, yani açık cepheden dine, dindara vurmak!
Ya hu! Sen uzayda mı yaşıyorsun, sen tüm emir ve yasaklardan vareste mi tutuldun? Niye dürüst değilsin?
Eski dilde buna dürzülük derler; unutma!