Vefatının 29. Yılında Öykü, Roman, Oyun Yazarı AZİZ NESİN’İ ANARKEN… (İstanbul, Heybeliada, 2.1.1915 – İzmir, Çeşme, 6.7.1995)
Subayken yazmaya başladığı için asıl adı Mehmet Nusret yerine “Aziz Nesin” takma adını
benimsedi. İlkokulu Kanuni Sultan Süleyman İptidai Mektebi (1925), Darüşşafaka Lisesi, Vefa ve
Davutpaşa Ortaokulu (1929), Çengelköy Askeri Ortaokulu’nda (1930) okudu. Kuleli Askeri Lisesi’ni
(1935), Harp Okulu’nu (1937), Fen Tatbikat Okulu’nu bitirdi (1939). İstihkâm subayı oldu (1940).
1944’te subaylıktan ayrıldı. Soyadı yasası çıkınca “Nesin” soyadını aldı. Yedigün dergisi (1941), Millet
dergisi (1944), Karagöz dergisi (1945), Tan Gazetesi’nde çalıştı, Cumartesi adlı haftalık dergi çıkardı.
Bakkallık, muhasebecilik, fotoğrafçılık, kitapçılıkla uğraştı. Gerçek gazetesi, haftalık Markopaşa,
Malumpaşa, Merhumpaşa dergilerini çıkardı. 16.12.1946’da tutuklandı, 1947 başında serbest kaldı.
“Nereye Gidiyoruz?” başlıklı bir broşür nedeniyle on ay hapis, dört buçuk ay da Bursa’da sürgün cezası
aldı. 1948’de serbest kaldı. Hür Markopaşa, Yedi – Sekiz Hasan Paşa, Bizim Paşa ve Öküz Mehmet
Paşa gazetelerinde yazdı. 1948’de evlendiği Vedia Hanım’dan 1948’de ayrıldı. Zincirli Hürriyet’te yazdı.
Başdan adlı haftalık gazete çıkardı. Yedi ay hapse mahkûm oldu. Politzer’den Felsefe kitabına önsöz
yazdığı için 16 ay hapse ve 16 ay da gözaltında tutulmaya mahkûm edildi. Serbest kalınca Oluş
Kitabevini’ni, Parodi Fotoğraf Stüdyosu, Düşün Yayınevi’ni kurdu. 6-7 Eylül (1955) Olayları’nda
tutuklandı. İkinci eş, Meral Çelen’le 1956’da nişanlandı. Yeni Gazete, Akşam, Ulus, Demokrat İzmir’de
yazılar yazdı. 1961’de Tanin’deki yazısından dolayı tutuklandı. Öncü’de yazdı, Zübük dergisini çıkardı.
Babası Abdülaziz Efendi’yi kaybetti. Günaydın gazetesine gülmece eki Ustura’yı hazırladı. 1972’de Aziz
Nesin Vakfı’nı kurdu. Yeni ortam gazetesinde yazdı. TYS Genel Başkanlığı’na seçildi. (1975). 1989’da
istifa etti. Aydınlar Dilekçesi, Barış, 1986’da Ekin – Bilar ve TYS davaları açıldı. İnsan Hakları Derneği
Kuruluşuna öncü oldu. Ekmek ve Halk Bildirgesi yayımladı. Aydınlık gazetesinde yazmaya başladı.
(1993). 1993 Temmuz’unda Sivas Madımak Oteli’nde 33 aydının, 2 otel görevlisinin yakıldığı “Sivas
Toplu Kıyımı”ndan kılpayı kurtuldu. 30.6.1995’de köktendincilik konusunda yapacağı bir konferans için
gittiği Çeşme’de 6 Temmuz 1995’te saat 00.30 sularında yaşamını yitirdi. (Hikmet Altınkaynak, Türk
Edebiyatında Yazarlar ve Şairler Sözlüğü, Hürriyet Kitap, 1. Baskı, Mart 2018, sh. 587 – 589).
Vefatının 29. Yılında Aziz Nesin’i bazı görüş ve düşünceleriyle anımsatarak anmak istiyoruz:
- Gülmecelerimle, okurlarıma şunu düşündürmek istiyorum: yaşadığımız toplum ve toplumsal
yapı adaletli değildir ve içinde bulunduğumuz koşullar da güzel değildir. Adaletsizliklerden,
çirkinliklerden kurtulmak için, başta kendimiz olmak üzere, çevremizi toplumumuzu, dünyamızı
değiştirme özlem ve isteği yaratmak. (Alpay Kabacalı, Yetmiş Beşinci Yaşında Aziz Nesin, 1990).
- Ben, Türk toplumunun yoksul tabakasından gelen bir insan olarak, hep yararı öne alıyorum.
Yani edebiyatta bir yarar sağlamalıdır. Söz de işe yaramalıdır. Yarar, yarar olduğu duyulmadan işe
yaramalıdır.
- Eğer yazar has yazarsa, yazarlığının bilincindeyse her zaman iktidara muhalif olmak
durumundadır. Çünkü yazar içinde bulunduğu koşulların iyiye doğru gelişmesini ister. İktidar da
içinde bulunulan koşulların korunmasını ister. Bu yüzden yazarla, sanatçıyla hatta aydınla iktidar
daima muhalefet halindedir. Yazar hep daha iyi olmasını ister. Yazar, bulunduğu ortamın,
koşulların daha iyi olması için savaşım veren insandır. (Feridun Andaç, Gülen Düşünce, Muhalif
Kimlik Aziz Nesin, İnkılâp Kitabevi, 2015)
- Nesin Vakfı 1972’de kuruldu. 1974’te inşaata başladık. 1980’de ilk çocukları aldık. Evim Nesin
Vakfı’dır Vakıf aynı zamanda müzedir. Bu canlı müzede her an, çoğu çocuk olmak üzere insanlar
yaşayacaklar, okuyacaklar, işleyecekler, çalışacaklardır. Belki de dünyada bu türde ilk müze
olacaktır. Bu müzeyi gezenler o vakıfta yaşayan çocuklarla birlikte Vakfın havasını, ortamını,
koşullarını orada bulundukları sürece yaşayacaklardır.
- Ben başkalarının yapmadığı şeyleri yapmakla kendimi yükümlü sayıyorum.
- Ne yapacağımı bilemiyorum bu karanlık dünyamda, yazamayacağıma göre düşünmekten
başka bir iş yok… Düşündüklerimi yazamadıktan sonra düşünmek neye yarar? Daha kötüsü
notlarımı eski harflerle ve aceleden okunamaz biçimde yazdım, ilerde zaman bulur da bunları yazı
makinesinde yazarım diye.. İlerde? Ne Zaman? Artık ilerisi mi kaldı! (Ömrüne Sığmayan Adam,
Aziz Nesin 1915 – 2015, Yazılmamış Özyaşam Öyküsü, Nesin Yayıncılık, 2015 Nesin Vakfı)
(Not: Nesin Vakfı kurulduğundan beri Kurban bağışımızı Vakfa yaparız. Aziz Nesin’e
görüşmelerimizde oğlumuza ve bana önerileri olmuştu. En önemlisi şuydu: “Çağdaş insan örgütlü
insandır, biz geldik gidiyoruz, ama çocuklar için, onların geleceği için örgütlere girmeliyiz,
dayanışmalıyız”. O günden sonra, dernek çalışmalarına girdik, devam ediyoruz…)