Biz kırk kişiyiz,birbirimizi biliriz demiş eskiler.

Bazı şehirlerde camialar küçüktür.

Herkes birbirini tanır.

Herkes birbirinin mazisini, meşebini, hevesini ,niyetini,tikini, başındaki bitini bilir.Onun için siyasette kaşı gözü oynayan oldumu “Biz kırk kişiyiz birbirimizi biliriz” deriz.

Bazı siyasetçi herkesi bilir ama kendini bilmez. Kimi siyasetçide ne kendini bilir, ne de rakibini.

Rakibine şöyle der; ”Sen kimsin ya”

Hayatta en çok sen kimsin lafına gıcık oluyorum.

Bu laf boş adam işidir, kendini bilmeyen adam işidir, cahil adam, ham adam işidir.

Kibirli adam işidir.

"Bir insanın kalbinde ne kadar kibir varsa, aklında da o kadar noksanlık vardır."

Yüksekten uçanlara, insanlara tepeden bakanlara, kendisini bulunmaz Hint kumaşı sananlara, kibir ve hırsı, aklının önüne koyanlara... Hatırlatalım ki...

 Sabrın sonu nasıl selametse, kibrin sonu da felakettir.

Kibirli insan, kendisini mükemmel görür ve kendi sonunu hazırlamaya başlar.

 Büyük yanlışların altında çoğu kez gurur ve kibir yatar.

 Kibir, aptallığın en açık belirtisidir.

Seçimin televizyonlarda kazanılacağını sananlar çoktu.

Tabanını kaybetmeyi tercih edenler oldu.
Sosyal medyada... Anketlerle kazanılacağını sananlar da.
Sonuç... Fiyasko... Hüsran.