Prof..Dr. M. Mehdi ERGÜZEL

Sözlükler, ait oldukları dillerin söz hazineleridir. Bir dilin serveti ve gücü, değişik açılardan hazırlanmış sözlükler ile ortaya konulur. Dil incelemeleri tarihinde ilk çalışmalar sözlük alanında olmuştur. Bin yıl önce yazılan Kaşgarlı'nın Divan'ı Türkçe'nin bilinen ilk sözlüğüdür. Geçen asırlar içinde dünya dillerinde farklı sözlük çalışmalarının yapıldığı bilinmektedir. Seviye sözlüklerinden lehçe ve şive sözlüklerine, terim sözlüklerinden devir sözlüklerine kadar çeşitlenebilen bu alanın önemli bir sözlük türünün de "şair ve yazar sözlükleri" olduğu söylenmelidir. Bu yazımızla, şair ve yazarların "kendi dilleri içinde özel bir dil kullandıkları" yahut "milli dili kendilerine has bir özellikte kullandıkları" noktasından hareketle şair ve yazar sözlükleri hazırlanması meselesine dikkat çekmek istedik. Bin üç yüz yıldan fazla bir zamandan beri yazı dili olan Türkçe'nin "sıradağlar içinde zirveler" olan büyük şair ve yazarlarının söz varlıklarının bilinmesi kültür tarihimiz için bir ihtiyaçtır. Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig'inde kaç kelime kullanmıştır? Bunu biliyoruz fakat hangi manalara açılmıştır, kelime grupları ne tarzdadır, bunlar da bilinmelidir. Ünlü Divan şairi Fuzuli'nin ayrıntılı sözlüğünde kelimelere hakimiyeti örnekli olarak takip edilebilmelidir. Dilbilgisi çalışmalarının, ses ve şekil incelemelerinin yanı sıra, kelime serveti, cümle ve ifade kalıpları yönünde de gelişmesi gerekir. Hem tarihi, hem da yakın dönem eserlerini bu açılardan incelemeye ihtiyaç vardır. Bir taraftan her yüzyıla ait söz varlığı ortaya konulurken, diğer taraftan şair ve yazarların özel sözlükleri ve üslup özelliklerini yansıtıcı ifade kalıplarını değerlendirecek çalışmalara gidilmesi beklenmeli, bu yoldaki gayretler ilgi görmelidir. Şair ve yazar sözlükleri hazırlamanın bu bakımdan özel bir değeri vardır. Bu sözlüklerde önemli olan; ortak dilin kelimelerinin bir şairde ve yazarda hangi mana renklerine büründüğü ve hangi yeni üslup özelliklerini kazandığıdır. Bazı yabancı üniversite ve bilim-kültür çevrelerinde genel sözlüklerden özel sözlüklere, tarihi alanlardan terim sözlüklerine, seviyeye göre hazırlananlardan etimolojik sözlüklere, argo ve deyim sözlüklerinden sanatçı ve metin sözlüklerine kadar çok çeşitli tematik / konuya dayalı sözlükler hazırlanagelmiştir. Bunların her biri o toplumun ve hatta evrensel manada bütün kültür camialarının ilgi alanına girmiştir. Yaşar Kemal Sözlüğü (Püsküllüoğlu:2006) küçük bir deneme olarak hazırlanmış fakat Ulysses Sözlüğü (Erkmen:2003) nün tarzı daha çok dikkatimizi çekmiştir. Bu arada Şekspir Sözlüğü (Nutku:2007) ile Evliya Çelebi Seyahatnamesini Okuma Sözlüğü (Dankoff : 2007), Goethe'nin Sözlüğü , Abay ve Nevai Sözlükleri ile de ilgilenmişizdir. Ancak çok zengin bir edebiyat geleneğimiz olmasına rağmen neden birer Yunus, Fuzuli, Yahya Kemal, Tanpınar sözlükleri hazırlayamadığımızı yüksek sesle dile getirmemişizdir. Halbuki son yıllarda "Türk Sözlükçülüğü", hem alan sözlüklerinde hem de seviye sözlüklerinde ciddi adımlar atmakta, özellikle Türk Dil Kurumu, ağ ortamında sunduğu Türkçe Sözlük ve Anadolu Ağızları Sözlüğü ile 1932 sonrasının en verimli atılımını yapmış olmaktadır. Genel Türkçe Sözlük planında, Şemsettin Sami'den günümüze kadar geçen bir asrı aşan zaman dilimi içinde Türk Dil Kurumu dışında şahısların hazırladığı (Doğan, Demiray, Püsküllüoğlu Ayverdi, Çağbayır. ) sözlükler, artık şair ve yazar sözlükleri hazırlama zamanının gelip geçmekte olduğunu düşündürmektedir. Biz "Şair ve Yazar Sözlükleri"nin ve onlara ait analitik dizinlerin büyük önem arz ettiğini düşünenlerdeniz. Prof. Dr .Doğan Aksan'a göre "Bir sanatçının, bir yazar, ozan ya da düşünürün yapıtlarında geçen ögeleri toplayan sözlükler; hem dil incelemeleri hem de yazın / edebiyat çalışmaları açısından önemlidir; sanatçının kişiliğini, ilgi alanını önem verdiği kavramları yansıttığı kadar, dil içinde kendi kullandığı sözvarlığını belirlemesi dolayısıyla da yararlıdır. Bu tür yapıtların Batıda yayımlanmış pek çok örneği vardır''. Bu tür sözlükleri yapmak zordur. Fakat bilgisayar programları yolu kısaltacak imkanlar sunmaktadır. Tarayıcılardan geçirilecek eserlerin dizinlerini, sözlüklerini ve kelime gruplarını alfabetik sırayla, geçiş yerlerini de belirleyerek ortaya koymak mümkün olmaktadır. Üniversitelerimizin ilgili bölümlerinde, lisans ve yüksek lisans seviyesinde bu çalışmalara girilebileceği gibi ileri seviyede karşılaştırmalı çalışmalarla doktora tezi yaptırılması Türkçeye hizmetin yeni bir yolu olabilir. Bir şair ve yazar sözlüğünde neler olmalıdır? O yazar ve şairin bütün eserleri taranmış olmalı ve kelimelerin dizini, metinde sayfa veya satırlarıyla belli edilmeli, istenilen kelime metinden bulunabilmelidir. Kelimelerin yazar ve şaire has farklı anlamları belirtilmeli ve örneklendirilmelidir. Kelimelerin kelime gruplarıyla oluşturduğu yeni ifade kalıpları gösterilmelidir: gönül aynası, gönül evi. gibi . İlgili şair veya yazarın sözlüğünde sözvarlığını temsil edecek deyimlere ve sembol kelimelere de dikkat edilmelidir: Ahmet Haşim'de "akşam", Yahya Kemal'de "ufuk", "rüya", "tarih", Ömer Seyfettin'de "kahraman", "destan", A.Nihat'ta "millet", "vatan", M.Akif'te "merhamet", "hürriyet" ...gibi kelime ve kavramların özel kullanımlarına yer verilmelidir. Mesela ; "Arif Nihat Asya'nın Şiirlerinde 'Ölüm' Kavramının Kullanılması'' (Ergüzel: 2007). 1968'de Almatı'da basılan ünlü şair Abay ile ilgili çalışmada ünlü şairin Kazak Türkçesi içinde temsil ettiği değer, binlerce kelimenin eserlerde geçiş tarzları örneklendirilerek gösterilmiştir. (Abay Tili Sözdigi: 1968). Yine 1983'te Taşkent'te dört cilt halinde hazırlanan 2500 sayfaya yaklaşan "Ali Şir Nevai Eserleri Tilinin İzahlı Lügatı" bu bakımdan mükemmel bir örnektir. Türk Dünyasının büyük şairi Nevai'nin eserlerinde geçen bütün kelimeler, kelime gruplarıyla ve örneklerle ortaya konulmuştur. Bu eser Türkiye Türkçesine mutlaka aktarılmalı ve ağ ortamında araştırmacıların istifadesine sunulabilmelidir ki, bizde yapılacak çalışmalara örnek olsun. Nitekim bu eseri lisans seviyesinde öğrencilerimize hazırlatmaktayız. Almanların ünlü şairi Goethe'nin sözlüğü de benzer bir usülle 1200 sayfa olarak ülke aydınlarının dikkatine arz edilmiştir. Bizim yaptırdığımız bazı çalışmalar, bunların yanında mütevazı kalmaktadır ve "deryada damla" kabilinden devamının gelmesini dilediğimiz gayretler halindedir. Önce Peyami Safa'nın on iki romanını tarattık. 150 bin civarında kelime, tekrarlarla sıklık sayılarıyla çıktı. Sonraki analitik dizin çalışmalarıyla liste tekrarlardan arındırıldı. Çıkan 14 bine yakın kelime, yazarın söz varlığı idi ama kelime gruplarına ve özel sözlüğüne girilmesi bir ekip çalışması gerektiriyordu. Benzer çalışmalarla; R. Nuri'nin 10 romanından 12 bin kelimeye, Refik Halid'in 8 eserinden 15 bin kelimeye, A.Şinasi Hisar'da 12 bin, H. Suphi Tanrıöver'de 15 bin, Tanpınar'ın bir milyona yakın kelime arasından tekrarlar dışında 24 bin kelimelik bir dizine ulaşıldı. Safahat'ta 10 bin, Rubab-ı Şikeste'de 7700, Nef'i Divanı üzerine yapılan bir dizinle 4 bin, Nedim Divanı dizininde 7200, Baki Divanı'nda 5200, Fuzuli Divanı'nda 5500, Şeyh Galib Divanı'nda 7600, Zati Divanı'nda 4300, Yunus Emre Divanı'nda 5100, Karacaoğlan'ın şiirlerinde 4 bine yakın, Türk Manilerinde 5500 farklı kelime tespit edilmiş, dizinler ekleriyle ve kısa sözlükleriyle verilmiştir. Bu bakış noktasına bağlı olarak doktora tezi olarak yürütüp tamamlattığımız Yahya Kemal Sözlüğü çalışmalarımızda ünlü şair ve yazarımızın şiir ve nesirlerinde geçen kelimelerin konularına göre dağılım sıklıklarını, kelime çeşitlerini de tanıtmak istedik. Sonuç olarak gördük ki Yahya Kemal, toplam 16 bin kelimeyi aşan özel sözlüğünün neredeyse dörtte birini şahıs, yer ve eser isimlerine ayırmıştır. Bu neyi gösterir? Onun ne kadar çok kaynağa dayandığı ve bilgili olduğunu mu? Özel isimlerin dörtte birini Batılı, dörtte birini Doğulu, yarısını ise Türk kaynakları temsil etmektedir. Ya diğer kelimeler? Yahya Kemal'in yedi nesir, beş şiir kitabından yapılan tarama ve indeks çalışmasıyla toplam 281.500 kelime bulundu. 12.000 kelimenin isim, fiil ve edatlardan oluştuğu anlaşıldı. Bu kelime kadrosunun %13'e tekabül eden 1.600'ü fiildir. Bu nispet, yazarın bir hareket üslubu değil düşünce üslubu içinde olduğunun ifadesidir. Yine tespitlerimize göre en sık tekrarlanan 1.250 kelime %8'lik nispetiyle günümüzün orta seviyede aydınları tarafından anlaşılabilecek kelimelerden oluşmakta, ancak yüz elli, iki yüz kadar kelime bugün için artık anlaşılması zor, kullanımdan düşmüş, %1-2'lik bir nispette kalmaktadır. Yazarımızın eserlerinde yer alan 10 binin üzerindeki kelimeyse % 90'lık nispetiyle herkes tarafından anlaşılabilir bir Türkçeyi temsil etmektedir. Kısacası, Yahya Kemal, kullandığı dil ve üslup itibariyle günümüz okur yazarlarınca rahat anlaşılabilir bir edebi şahsiyettir. Bir yazar veya şairin üslubunun özelliklerini tayin hususunda, kullandığı kelimelerin sıklık sayısından istifade edilmektedir. Hangi kelimeler çok kullanılıyorsa o yazarın dünyası veya ilgi sahasına dair ipuçları sunuluyor demektir. Yazarımızın toplam kelime sayısının dörtte biri (%25'i) demek olan 70.000 kelimenin bazılarının sıklık sayısı dökümü şu isim, fiil ve edatlardan oluşmaktadır: Türk / 1.519, görmek / 1.458, biz / 1.340, zaman / 1.332, gün / 1.201, var / 1.170, sene / 1.139, İstanbul / 1.125, gelmek / 1.098, , ben / 1.015. Bu kelimeler arasında geçen 'İstanbul ve Türk' dikkat çekicidir. Ayrı birer yazı konusu olacak değerdedir. Hangi cümlelerde nasıl kullanıldığının inceleme ve tasniflerinin yapılarak "Yahya Kemal'de Türk İstanbul" konulu çok faydalı bir yazıya kaynaklık yapması mümkündür. Bunlar bir bakıma onun fikir ve duygu dünyasının anahtar kelimeleridir. Sözün özü, bir şair ve yazarın söz varlığının tesbiti, sayısal olarak ortaya konulmakla, sadece başlangıç yapılmış sayılır. Asıl mesele bundan sonradır. Binlerce kelime geçtikleri cümlelerin içindeki hususi manaları dikkate alınarak, titizlikle ayrılır ve nüanslara girilirse, o şair ve yazarın zengin ve ayrıntılı hususi sözlüğünün ortaya konulması mümkün olabilir. Şair ve yazarların fikir ve duygu dünyalarını anlatmada kullandıkları kelime sayısı, kelimelerin sıklık dereceleri, bunların metin içindeki özel anlamları ve kelime gruplarının dağılım özelliklerinin bilinmesi, dil incelemeleri bakımından önem arz etmektedir. Yahya Kemal, 20. yüzyıl Türk fikir ve edebiyat hayatının zirvelerinden birisi olmak hasebiyle kelime kadrosu yahut söz varlığı bilinmesi gereken bir şahsiyettir. Biz; son yıllarda, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde dört doktora, bir yüksek lisans tezi olarak; "Ahmet Haşim Sözlüğü" (N.Gelgör: 2019), "Yahya Kemal'in Şiirlerinin Sözdizimi ve Söz Varlığı" (S.Selimi:2019), "Nihal Atsız Sözlüğü" (M.Yıldıran:2020), "Gaspıralı İsmail Sözlüğü" (S.Gencalieva: 2020) ve "Yahya Kemal'in Örnekli Sözlüğü" (F.T.Akar: 2020) nü tamamlattık. Yukarıda bahsettiğimiz yazar ve şairlerin eserlerinin farklı açılardan tematik başka incelemelere de tabii tutulması mümkündür. Hem metindeki anlamları hem de edebi, felsefi, dini, tarihi özellikleri dolayısıyla yeni kavram tasnifleri ve kelime gruplarına da dayalı ilgili yazar veya şaire has ifade kalıbı incelemeleri yapıldığında, Türkçeye hizmetin bir gereği daha yerine getirilmiş olacaktır, diye düşünmekte, genç dilcileri, "Türkçenin Bir Milyonluk Büyük Sözlüğü" ne götürecek bu bereketli yöne davet etmekteyiz..