Saç bakımımı yaptırmak için kuaförüme gitmiştim.Kadın kuaförü olduğu için,içeriye giremeyen genç biri çekinerek kapı aralığından "Abla içeride bayan var girmek istemiyorum" diyerek seslendi...

İçeridekiler hep beraber dönüp baktık.Genç bir erkekti seslenen.Kuaförüm "Buyurun" dedi...

Merakla olayın nereye varacağını izlemeye başladık.  

Elinde çanta gibi bir şey içinde ne olduğunu pek farkedemediğimiz bir şeyler sattığını anladık.

Gence dönüp bakabildiğimiz kadar baktık.Hali hal değildi.Ama dilencide değildi...

Üstü başı gördüğümüz kadarı ile temizdi.Ama üşüdüğü her halinden belliydi.Ayaklarında eski bir çift ayakkabı vardı fakat yırtık değildi.

Kapıya yaklaştım ve sordum,öğrencimisin diye.

Evet dedi, Üniversite de okuyorum abla ama uzaktan eğitime geçtiğimizden,harçlığımı çıkarmak için bir şeyler satıyorum dedi.Nasipse öğretmen olacağım tabi şansım varsa atanırsam dedi.Dedi demesine ama hiiiç umudunun olmadığı hem sesinden hem görüntüsünden belliydi.

O an başımdan kaynar sular döküldü sanki.

Çantamdan bir miktar para çıkardım ve uzattım.O elindeki sattığı şeyleri "verdiğim para karşılığında aldım ve sana hediye olarak geri verdim" dedim. " Hayır abla kabul edemem" deyince ısrar edemedim gururunu kırmak istemedim,sattığı iki mendil ve bir tükenmez kalem aldım.

Aklıma bir anda telefon numarasını almak geldi belki üyesi olduğum STK larla görüşüp yardımcı olurum diye.İçerden çantamdan telefonumu almak için girip geri döndüğümde çoktan gitmişti o genç çocuk.

Kuaförüm saçımla uğraşırken ben dalıp gitmişim.Hangi birisine yardım eli uzatalımki diye söylendim kendi kendime.Bir tane iki tane yüz tane bin tane değilki bu ihtiyaç sahibi öğrencilerimiz.Ne şartlarda okumaya,adam! Olmaya ve bir meslek sahibi olup hayata atılmaya çalışıyorlar...

Okulu bitirmelerinin hiç bir espirisi yok çünkü alanlarında iş yok.İş olan alanlarda da Ankarada dayıları! Olmadığından yıllarca atama bekliyorlar ve ÜNİVERSİTE diplomalı olarak ya böyle bir kaç parça malzemeyi alıp satıyorlar,yada bir iş yerinde sigortasız bir kaç kuruşa çalışmaya,daha doğrusu çalıştırılmaya mecbur ve mahkum bırakılıyorlar yada bir tanıdıkları varsa malum "üç"harfli marketlere itiliyorlar ya kasiyer olarak yada temizlik işiçisi olarak hayata tutunmaya çalışıyorlar.

İşte buyurun siz kariyer...

Onca harcanan maddi manevi emeğin nokta kadar bir önemi yok bu ülkede.

Şimdi ben o aldığım mendille burnumu silebilirmiyim?mümkün değil kuaförde işim bittikten sonra eve gittim ve o aldığım iki kağıt mendili ve kalemi büfemizdeki bir süs bardağının içine koydum,baktıkça ülkemin düşürüldüğü bu hale üzüleyim diye...

Bu olan bitenler benim,senin,onun yada bizlerin suçu değil demeyin sakın...

Bu ayıp hepimizin...

Eğer bizler olanı biteni sorgulamıyorsak,kimleri seçtiğimizi iyi analiz edip araştırmıyorsak ve ASİL olduğumuz halde VEKİLLERİMİZE hesap soramıyorsak,suçsa hepimizin,günahsa hepimizin...

Ama bu ülkenin,çocuklarının bu hale gelmesinin önüne geçemediğimiz için bizler üzülelim,üzülmesine ama bu gençleri bu hale getirenler UTANSINLAR eğer azıcık vicdanları varsa...

İşte öyle. Birgülce