26 Mayıs 2020  · DERBEDER  DÜŞÜNCELER… - (Erenköy, 26 Mayıs2019)

Eserlerini okumaktan daima zevk aldığım sayılı fikir adamlarından birisi olan Yahya Kemal, arkadaşı Ziya Gökalp’le sohbet için buluşmalarını anlatırken söze şöyle başlar : ” Dün akşam meçhul filozofla yine Çınaraltı’nda bir araya geldik….”Ben de onlardan ilham alarak , kendi fikir arkadaşımla zaman zaman görüşüyor, Erenköy-Kozyatağı’nın, Sahrayıcedid’in sakin köşelerinde, ulu ağaçların gölgelediği mekânlarda kendisinin hikmetli sözlerine kulak veriyorum.Geçenlerde bir iftar sonrası serinliğinde yine o yerlerden birinde, çaylarımızı yudumlarken hayata dair hasbıhale daldık, vaktin nasıl akıp gittiğini fark etmedik. Aziz arkadaşım gözlerini kısarak bana diyordu ki :

* Mazinin şaşmaz muallimi, öfke ve gaflet erbabının acı hikâyelerini asırlardır, anlatır durur azizim…* Hayat sahilleri kayalıklarla doludur. Tecrübesiz cüretkârlar, kendilerine bir hâl olmayacağını sanır ve aldanırlar. Hırçın dalgalar onları sulara çektiğinde yardım gelmesini boşuna beklerler. Hatta oradan geçip gidenler, ”Ne işi vardı oralarda ?” diyerek bir de üstelik ders verirler. Sizin hâliniz umurlarında bile olmaz.* Öfke ve gerginlik içinde yola çıkanlar için “Keskin sirke küpüne zarar verir .” diyen dedelerimiz, bu sözlerin gerçeğini ve gereğini yaşamışlar da demişler. Peygamberimizin “Öfkenizin ateşini sabrınızın sularıyla söndürünüz..”hadisinden ilham almışlar.• Makbul adam, çevresindekilerin iltifatına aldanmaz. Aksine eleştiri ve tavsiyeleri ciddiye alır ki “Herkes düşünceme katılırsa, yanılmış olmaktan korkarım.” diyen soğuk ve soluk yüzlü İngiliz’i haklı bulur.• Tilkinin iltifatına, yalanına kanarak, ağzındaki peyniri kaptıran aptal karganın zavallılığına düşmektense yarına hazırlanan arının ve karıncanın tavrını beğenir.• Özeleştiri, otokritik veya kendini hesaba çekme, bazen de empati diye entelleşen tavır alışlar, zordur ve mutlaka lüzumludur. Kendini hesaba çekmeyeni hayat savurur durur. Son pişmanlık da fayda etmez. Kaleler düşmüş, atı alan Üsküdar’ı aşmış olur.• Bugün yüze gülenlerin, el oğuşturanların yarın size yabancılaştıklarını ve hayat dersi verdiklerini hayretle görürsünüz.• Denilmiştir ki “”Ölmeden önce ölünüz..” Sizin kendinize ait sandıklarınızı, şimdiden yok sayınız ki, bir gün sağlık gibi elden uçup gittiğinde yanıp yakılmayasınız.• Mal, mülk, çoluk çocuk, makam, servet..hepsinin birer imtihan, hatta düşman olduğu mealinde âyetler vardır, bilirsiniz. Yeniden okuyup düşünmek lazımdır.• Kendi ufkunu yegâne hakikat sanmanın sayısız mahzurları vardır. Felek zamanla acı dersler vererek öğretir, iş işten geçmiş, imkân ve nimet kuşları uçmuş, kibrine mağlup olanlar da “el elde baş başta kalmış” olurlar.• Marifet; belanın üzerine gitmek değil, beladan korunmaktır. Çünkü sağlığın korunması, tedaviden önce gelir.Eskimeyen eskilerin “Belki de şer görünende hayır vardır.”diye sabretmesi, kendini uyanık tutması boşuna değildir.• Vakit ilerledi, hava iyice karardı, evlerimize dönelim, silkinip kendimize gelelim.” İnsaf dinin yarısıdır.” diyelim. Âdil olalım, faydası önce bizedir. Kimsenin ekmeğine kastetmeyelim. Aksi halde bumarang gibi döner bizi vurur.• Bugün ak dediğimize yarın kara demeyelim. Bugün iyi dediğimize yarın kötü diyecek kadar zikzaklı ve istikrarsız, vefasız olmayalım. İyilikleri unutacak kadar nankörlük etmeyelim.Hâlimize şükretmezsek bir gün o da elden gidiverir.• Bizim dışımızda cereyan eden stratejik oyunların bizden kaynaklandığını sanacak kadar safdil olmayalım. Sabırla susmanın kararlılık olduğunu bilelim. Çünkü bazen “Sükut ikrardan gelir” Susmak, konuşmaktan daha etkili olabilir…• Tevazu gömleğini giyelim. İyilikten, hoşgörüden kimseye zarar gelmez. Bu yaklaşım, ilkelerden taviz vermek anlamına da gelmez.• Ağır söz, aslında sahibini yaralar ve günahtır. Dilimizi kirletmeyelim. Hallerini beğenmediklerimiz için de “Allah ıslah etsin..” diyelim, araya mesafeler koyalım.• Önce kendimizi düzeltelim. İnkılaba kendimizden başlayalım ve hep öyle kalalım. Olup bitende hayır vardır diyelim ama teyakkuzu/ uyanık ve tetikte olmayı da elden bırakmayalım.• “Hasbinallahü ve ni’mel vekil ve ni’mel nasîr…” diyelim, çalışalım çalışalım ve hep O’na sığınalım.“Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler…”

25 Mayıs 2016  · DAĞLARDEN ERİYİP SÜZÜLEN VE COŞAN SULAR; bana tabiatın ağlaması gibi gelmesin de ne olsun ? Dağlar, ovalar, yollar, sular, menziller...ihanetten geçilmez olmuş. Anadolu, tarihte böyle miymiş, sonra ne olmuş ?

24 MAYIS 2015'TEN BU GÜNE, ARADAN YILLAR GEÇTİ... Kerim Mete ERGÜZEL’in dedesinin saçları bembeyaz oldu... Haziran 2014 doğumlu Mete Kerim bey okur yazar oldu, dedesiyle güreş tutuyor, koşu yarışı yapıyor ve dedesini hep yeniyor..Allah bütün masum ve mazlumlarla birlikte bizim çocuklarımızı da korusun inşallah...Yarınki 100 milyonluk büyük Türkiye'nin mensuplarından  / sahiplerinden küçük torunum Kerim Mete bey, dünyaya gelişlerinin 333. günü olan bu sabaha doğru  (24 Mayıs 2015), tan yeri ağarmadan uyandılar, Dede Korkut tavsiyesiyle "aru sudan abdest aldılar", seccadeyi kıbleye doğru serdiler, mütebessim bir ciddiyetle ezan-ı Muhammedî'yi okuyup divana durdular, Tekbir ile el bağlayıp namaza başladılar, Subhaneke, Fatiha ve zammı sûreden sonra rükua eğilip secdeye yükseldiler, o sırada Kiramen Kâtibîn melekleri gelip iki omuzuna birer şâbâş (takdir) bûsesi kondurdular, "maşallah, âferin " dediler.. Dedesi, bu nûrânî güzelliği yarı rüya yarı hayal içinde fark edip hislendi. O dahi "Maşallah, Allah nazardan saklasın, kendisine, ailesine ,vatanına, milletine, insanlığa hayırlı, ilim irfan sahibi, efendi bir adam olsun, 33.333 gün ( 90' lı yaşlar...) sonrasını da görsün ve bize nice günler, geceler, haftalar, aylar, mevsimler, yıllar içinde dua etsin, bizim ruhlarımıza da Fatihalar göndersin, aslını neslini unutmasın inşallah.." dedi.. Namaz tamama erdikte, dualar edildi, adı güzel Muhammed'e salavat getirildi, giyinildi, kuşanıldı, kahvaltı edildi, kırk yiğide haber salındı, memleket ahvalini görüşmek, av avlamak, kuş kuşlamak ve Dedem Korkut sohbetine katılmak üzere Bolu yaylalarına müteveccihen yola revan olundu, hanım hey.. Görklü Tanrı, arı imandan ayırmaya. Yarının vatan evlatlarını hayırlı ve sağlıklı eyleye, görünmez kazalardan, belalardan esirgeye, ordumuzu, yurdumuzu, bozkurdumuzu, bütün Türk ve İslam âlemini ve mazlum insanlığı koruya, zalimleri de kahr u perişan eyleye. Amin diyenler didar göre, hanım hey....(24 Mayıs 2015)

22 Mayıs 2023 : MİLLÎ DERGİLERİMİZ / TDK'nın Türk Dili Dergisi 857. sayısındadır. 1000'e doğru gidiyor inşallah. Aralık 2025'te 888. sayısına ulaşacak. 112 yıl önce çıkmaya başlayan Türk Yurdu Dergisi 429. sayısındadır, aralar vermeseydi 1000. sayıyı geçmesi gerekecekti. 61 yaşındaki Türk Kültürü Dergisi 700. sayıyı geçmiştir ve 51 yaşındaki Türk Edebiyatı Dergisi ise Ekim 2023'te 600. sayısını çıkaracaktır. Hepsi 1000. sayıya doğru yolculuklarını şerefle sürdüreceklerdir inşallah. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı'nın Türk Dünyası Tarih ve Türk Dünyası Araştırmaları dergileri de aynı istikrarlı çizgidedir. Ara vermeden 1000. sayıyı aşan tek dergimiz ise Varlık'tır.... Yayınlarına ara veren Hisar, Akademi ve Dergâh ise özlenmektedir. Mahallî dergiler ayrı bir yazı konusudur.

22 Mayıs 2015  · HACI BAYRAM-I VELÎ'NİN çok beğendiğim ve beni imid-vâr eyleyen mısralarıdır ki "şimdi" ve "gelecek" Allah'ın izniyle daima inşa olunmaktadır :

Nâgehân ol şâra vardım, ol şârı yapılır gördüm / Ben dahi bile yapıldım, taş u toprak arasında.

22 Mayıs 2015  · SOYKIRIMI YALANLARI…  Şehitlerin mekânları cennet olsun. O devrin katillerine de lanet olsun..Tarihi kaynaklar Fransızların 1,5 milyon Cezayirli Müslümanı katlettiğini yazıyor..Soykırım neymiş sıralamaya başlasak liste bitmez..Siz yeter ki tarih şuuru taşıyın ve asla unutmayın...Onlar unutmaz...

22 Mayıs 2018  · VATAN KAZANMAK KADAR ONU KORUMAK VE EMANET ETMEK de hayati değer taşır. Hele felek, asırların kazandırdığını kaybettirmişse bu ders asla unutulamaz. Sebeplerce sebeplerin fikriyatı yapılmalıdır. Neden ve tekrar neden? Düşünelim.

22 Mayıs 2018  ·  BU AFRİNLERE DOĞRU GİDENLER, "KIZILELMA'YA HEY KIZILELMA'YA !..." diyenler, gözlerini tarihin hatırası ve emaneti olan  diyarlara çevirenler, kurt işareti yapanlar,"Allah Allah.." nidalarıyla şahadete koşanlar, hangi ufuklardan geliyorlar ve niye  "Deli Kurt" bakışlarından hoşlanıyorlar acaba, diye düşünmeden edemedim...

22 Mayıs 2021  · BU BAYRAĞIN ALTINDAKİ  HİÇ  KİMSE İNCİTİLMEMELİDİR...

Demokrasi, farkı seslere tahammül edebilmektir. Tek çiçekle bahar gelemez. Kendi dünyasını hakikatin yegâne kaynağı sayanlar, dünü unutmamalıdırlar. Zorla güzellik olmaz..Tebessüm hepimize lazımdır ama gözyaşı dökenlerin içindeki acıya bigâne kalanların da bir gün uykuları kaçabilir..Yalanın saltanatı uzun sürmez. Sükût eden kalabalıklar hafife alınmamalıdır..Şehitlerin hatıraları ve onların yetimleri her birimiz için mukaddes emanettir. Hakikatler, siyasi kanaatlerin hepsinin üzerindedir..Allah, milletimizin yardımcısı olsun...

22 Mayıs 2021  · İNGİLİZ TİPİ  DEMOKRASİ Mİ ? Bu devirde krallık, kraliçelik, prenslik, düklük, düşeslik ne demekmiş ? Böyle tablolara ilgi gösterenlerin, sempati duyanların, bunları sevimli bulanların, gözlerinde büyütenlerin zekâlarından şüphe ediyorum. Saltanat, milletin saltanatı olmadıkça demokrasiyi anlamış olamayız ve muhalefetsiz demokrasi olamaz..Tarih, acısıyla tatlısıyla yaşanıp gitmiştir. Bize ders ve ilham almak, tarihî şahsiyetlere saygı duymak ve onları anlamak yakışır.. Aksi halde yeni zümreler icad eder onları gözümüzde bir şey sanarak büyütürüz. Esas olan millete hizmettir ve bunu da eserlerle ıspat etmektir. Ayrıca hataların da hesabını vermek şarttır.

22 Mayıs 2021  · PROJE GENÇLİĞİ BEKLİYORUZ…Allah deprem ve benzeri felaketlerden korusun ama elin oğlu boş durmuyor..Bizim proje nesillerimiz ne zaman yetişecek de güya görgü bilgi artırma iddialı, bitmek tükenmek bilmeyen oyalamalı, turistik yurt dışı gezilerinden kurtulup kütüphane ve laboratuvarlarda sabahlayacaklar ? Bekliyoruz.."Belki kurtulur gemi..."

21 Mayıs 2016  · GENÇLER, OSMAN TURAN’IN ESERLERİNİ OKUMALISINIZ Biraz önce Berat Gecesinin de bereketiyle, hayırlısıyla “Selçuklular Zamanında Türkiye” kitabının okumasını tamamladım.. Fakat düşünmesi ve ıstırabı bitmez..Büyük boy 750 sayfa ... Okuması bir ay kırk gün sürer sandığım kitabı 12 günde gözlerim kızararak , gerilerek, üzülerek bitirdim. Prof.Dr.Osman Turan rahmetlinin diğer kitaplarıyla birlikte seri, 5.cilt ile 1700 sayfayı geçti.Devam edecek inşallah...Tarihimiz çok zengin.Binlerce bölümlük dizi filmlere konu olabilir.Vatanımız en az 100 milyon şehidin yadigârı..Kıymetini bilelim.Berat Kandiliniz mübarek olsun efendim...

21 Mayıs 2022  · STALİN'İN ZALİM VE KARA YILLARINDA;

Kafkas, Kırım ve Asya sürgünlerinde perişan olanları Fatihalarla yad ederken onların torunlarının ve demokrasi vekillerinin tarihten ne kadar ders alabildiklerini de acı acı düşünüyor "Allah sonumuzu hayr eylesin.." diyoruz.

BAZI “ZEVAT-I MUHTEREM” LE FİKİR TEATİMİZDEN hatıralar vasfındadır…Değerli kardeşim (X), dikkatli bir üslupla başlayıp zaman zaman benim 55 yıl önce MTTB'de -belki de rahmetli babanla birlikte dinlediğim- Mısıroğlu tarzına doğru giden ifadeleriniz,  olsa olsa halk tabiriyle -hadi demeyeyim- rahatlama ısrarı içinde uzayıp gidiyor. Ayrıca üslubunu beğendiğimi söylemeliyim. Maşallah "Babasının oğlu"..Fakat ben dedikodudan ziyade olup bitene bakarım. "Her millet layığını bulur" sözü buraya nasıl da yakışıyor. Sanki İslam dünyası mükemmelmiş de birileri gelmiş düzeni bozmuş. Şu sıralarda müsteşriklerin son devir Osmanlısı üzerine yazdıkları bir zamanlar  Tercüman 1001 Eser serisinde çıkan 40 kadar kitabın -iki günde bir kitap okuyarak-20. sini bitirmek üzereyim ve okumalarımın yarılarındayım. Sadece M.A.Ubucini'den tercüme edilen 4 ciltlik 800 sayfa kadar tutan "Türkiye 1850-1855" i okusaydınız ve hemen arkasından Lui Ramber'in "Gizli Notlar"ının sayfalarına dalsaydınız, huzurunuz kaçardı. Bunları okusaydınız veya okursanız neden abesle iştigal ettiğimizi anlarsınız ? Cuma hutbesinde Gazi'ye veya sizin deyiminizle "mezkur lider"e Fatiha okunsa ne olur, okunmasa ne olur ? “Halkın sesi eğer Hakk'ın sesi ise” millet herkesi ait olduğu yere koyar. O koymazsa tarihin hükmünden kim kaçabilmiş ki? Aziz kardeşim, alanınızda "doktora " yapmanızı enerjinizi ve zekânızı, sıradan dedikodularla harcamamanızı temenni eder, çok değer verdiğim asil ve nazik, has Türk evladı rahmetli babanızın da bu vesileyle ruhunun şad olacağını düşünürüm. Değerli kardeşim, Devlet kuran adamların hataları duayla azalır inşallah. Alpaslan ile Osman beyin hataları yok muydu ? Ya tarihimizdeki sayısız kurucu liderlerin ? Allah hepsine rahmet eylesin. Bizim de iz'an ve irfanımızı ziyade eylesin.. Doktoradan vazgeçilmez.. Rahmetli babanıza benzemeniz sizin imtihanınız ve iftiharınızdır. Geçmişlerimize rahmetler olsun. Allah hiçbirimizi şaşırtmasın ve hepimizi, istikbali aydınlatacak bütün nesillerimizi korusun ….

Azizim (XX), tarihî gerçekler üzerinde belgelere dayanarak tarihçiler veya tarih felsefecileri yorum yapmalıdırlar. Öfke ile hakikat aranmaz . Göz doktorunun işine kulak doktoru karışırsa ya biri sağır olur ya diğeri kör. İkimiz de çocuk değiliz. Biz arkadaşız, alınganlık yok. Hepimizin eksik bilgileri olabilir. Ben iki üç günde bir kitap okumaya çalışıyorum. Bir gün çay sohbetinde konuşalım inşallah...Selamımız son nefese kadar bakidir.. Sağlık ve afiyetler dilerim. Siz lise öğrencisi iken ben bu anlattıklarınızı üniversitede dinlemiş ve okumuştum. Bana rahmetli hocamın kitabını tavsiye etmenize de gülümsedim. Sayın Cumhurbaşkanımız dünkü konuşmasında Gazi'ye ve Millî Mücadele kahramanlarına şükranlarını ifade ettiler. Ben de vefatının 40. yılında bulunduğumuz ve bizzat tanıyıp MTTB'de ve evinde gün boyu dinlediğim rahmetli Necip Fazıl'ın ruhuna Fatihalar gönderiyorum.

***

Bir kitap ve kalem sahibi olan  “siz bey”in , bana "külah" yakıştırmakla kendinizi hangi mevkiye koyduğunuzu anlamak isterdim. Sizin fikirleriniz size, benimki bana.."Cahilane" sıfatınızı tebessümle karşılıyorum. ben haddimi bilirim...Sizin gibi düşünmek istikametinde bir vazifemiz yok. Asabiyetiniz ölçüleri aşmamalıdır. Tarihçi misiniz ki bu hususlarda üst perdeden konuşuyorsunuz ? Üstad tavrı içinde olabileceğiniz yegâne alan, sözlükçülük tarafınızdır. Bu çalışmanıza "dilimize hizmetiniz dolayısıyla" her zaman saygı duyduk fakat yıllardır Zaman'da yazmış olan biri, biraz "şapka"sını önüne koysa nasıl olur ? "Selamı yayınız" öğüdünün sahibine olan merbudiyetim dolayısıyla-eskisinden farklı olarak- sizi, yeni tanışmışız gibi, sadece selamlıyorum, o kadar...Nüanslara dikkat etmeniz temennisiyle...

 * Arkadaşlar, Şeyhülislam rolüne girmemeniz temenni olunur...Hz. Ali'ye bir harb sonrası, öldürdüğü müşrik hakkında yaşadığı tereddüt üzerine, Peygamberimizin  "Açıp kalbini baksaydın ya.." tarzındaki sitemli sözünü de hatırlayınız...Fetva makamı gibi davranmayınız...İnce işlerde kalın tabiatlı olunmamalıdır

24 MAYIS 2021  RUS OYUNU DİYORLAR AMA ŞÖYLE BİR BAKIN; TÜRK, TATAR RENGİ VAR MI YOK MU ? O mendiller ne olacak ? Halayın moderni mi ? Niçin böyle hüzünlü ki ? Yakışmış da. Bu Ruslar azıcık Türk mü ne ? Bazısı öyle diyor da.. Türk'e benzeyene her şey yakışır..Bir de Müslüman olaymışlar.. Belki bir gün.. Üç gün mü desem, üç zaman mı...?

25 Mayıs 2020  · Çapa Yüksek Öğretmen Okulu'ndan 1968-73 döneminden, FEN ve EDEBİYAT FAKÜLTELERİ'nin dört ayrı bölümünden mezun (Fizik-Tarih-Edebiyat-Kimya) birbirine hem benzer hem benzemez dört kafadar "dört dörtlük" dört devre arkadaşının, 20 yıl kadar önce, her nasılsa bir araya gelmişken, çekilivermiş tasvirleridir. Bilmem ki kardeşler bu kadar birbirine yakın mıdırlar ?