Değerli dostlarım arkadaşlarım hepinizin de bildiği gibi eskiden kimse kimsenin doğum gününü bilmezdi,hatırlamazdı...

Ancak kendi aile fertlerinin doğum tarihlerini bilirlerdi,Anne, baba, kardeş,çocuklar gibi.

Sonra sonra ailemizin doğum günlerinde pasta kesme alışkanlığı girdi hayatımıza ki bunun nasıl yollarla girdiği herkese göre farklılık gösteriyor tabi.

Sonra babaların doğum günlerinde eşleri pasta kesmeye başladı,bu furya devam etti gitti artık.Bunu sakın kötü manada eleştirdiğimi düşünmeyin,zaten yazıyı okuyunca düşüncelerimi izah etmiş olacağım.

Bizim çocukluğumuzda ve gençliğimiz de tebrik kartları vardı.Çocukken tebrik kartı yazardık ve birde sarılıp arkadaşlarımızı öperdik.

Daha sonraları çocukken bu seferde harçlıklarımız ile hediye almaya başladık.

O dönemdeki tanıdıklarımız arkadaşlarımız hepsi kocaman kocaman adamlar kadınlar oldular ve hayata karışıp gittiler.

Çoğu zaten dünya değiştirdi ölenlere rahmet olsun.Kalanlarlada görüşebildiklerimiz sınırlı sayıda.Yani özetle ne onlar kaldı nede tebrik kartları....

Eeee,Hayat devam ediyor.

Sonra,sonra teknoloji ile birlikte hayatımıza internet ve sosyal medya girdi.

Öyle bir girdiki sormayın gitsin.Elimizden akıllı telefonlar düşmez oldu.

Şimdilerde tebrik kartlarının yerini akıllı telefonlar almış durumda.

Sosyal medya, çok KARIŞIK İÇECEK gibi bir şey.
Daha doğrusu "gazdan tayyare" gibi...

Karşı taraftan bir insan gaz veriyor yada biz bir paylaşım yapıyoruz aman Allahım yorumlar eleştiriler küfürler sormayın gitsin.

Hesabımda bine yakın arkadaşım var,doğum günümü kutlayanlar yüzlerce kişi.

Ama ne yalan söyleyeyim bu rakamları görünce
Sözüm meclisten dışarı,insan kendini bir halt sanıyor...

Havamızdan geçilmiyor.

Yanlız benim mi yok?Senin onun başkalarının yok birbirimizden farkımız, çünkü hepimiz bir gerçek sandığımız sanal alemde yaşıyoruz artık.

Fakat gerçeğe bir bakıyorsun tam bir hayal kırıklığı yine bir eş, varsa çocuklar,varsa birde torunlar.

Sonra dönüp kendi kendime diyorum ki;
Al şimdi o sosyal medyada çoğunu tanımadığın  bilmem kaç yüz,yada bin kişinin turşusunu kur....

Sosyal medyadan sana bir kahve yapan var mı? Yok.
İş başa düşüyor ve kalkıp kendine bir kahve yada çay koyuyorsun,geçip tv nin karşısına içiyorsun.

Sosyal medyadan şöyle içinden gelerek sana 
pasta kesen var mı? Sarılan var mı?Yok.

Peki hediye veren var mı?Yok.

Ama tebrik eden beş yüz kişi belki daha da çok....

Değerli okuyucularım  sosyal medya aslında var ama yok....

Bazıları diyor ki gerçek ve var.Diyorum ki yahu bunun
nesi gerçek?

Yanlızken evde başına bir hal gelse hastaneye seni götürecek kimseler yok.

Ama bildiğimiz ve gördüğümüz şekilde ertesi günü hastanede yatarken hastaneye sayısız geçmiş olsun mesajı gelir.

Allah gecinden versin ölüp gitsek,ertesi gün bir sürü "ışıklar içinde uyu" diye mesajlar gelir.

Ee mesajı kim okuyacak?

Sizlere bir şey diyeyim mi?

Bırakın şu sosyal medyayı,sanal tebrikleri,geçmiş olsunları,doğum günün kutlu olsunları...

Hayatta; Çocuklarımızın,torunlarımızın bize sarılıp öpmesi kadar sıcak ve değerli başka hiç bir şey yok.

İşte öyle
Birgülce