“Kurban olmak” deyimi bir adanmışlığı barındırır özünde.

Yüce bir varlığa veya çok değer verdiğimiz bir kişi ya da nesneye gözümüzü kırpmadan, bir an bile tereddüt etmeden canımızı feda etmektir. Halk ve Divan edebiyatımızda sevgiliye kurban olarak canını sunan ve bunu sanatkarane mısralarla ifade eden çok sayıda şair vardır. Mesela Fuzuli'nin şu dizeleri ezberlenecek güzelliktedir: "Yılda bir kurban keserler halk-ı alem ıyd için Dem be dem, saat be saat kurbanınam ben senin." Şair diyor ki; " insanlar yılda bir kere bayramda kurban kesmektedirler. O da bir iş mi? Ben her an, her saat senin kurbanınım. " Aynı zamanda söz sultanı da kabul edilen Kanuni Süleyman bir şiirinde şu teşbihi kullanır: "Kabedür kuyı MuhibbÎ eyledün çünkü tavaf Hacı oldun farzdur canunı kurban eylemek " ( Sevgilisinin mahallesini Kabe kabul eden aşık, kurban olarak kendi canını sunar ve bundan mutluluk duyar.) Mübarek topraklarımız düşman çizmeleriyle çiğnenmesin, bayrak inmesin, ezan dinmesin diye cepheye koşan yiğitlerimiz de vatana kurbandır. Milli şairimiz Mehmet Akif, vatan toprakları işgal altındayken hüzünlü duran ay yıldızlı bayrağımıza adeta yalvarırcasına seslenir ve bu azap dolu günlerin geçeceğini dile getirir; "Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!" Tasavvufta ise kurban nefs, nefsini kurban etmeyi başaranlar ise derviştir. Bizim edebiyatımızda kurban denilince o meşhur kıssa akla gelir. Hz.İbrahim bir evlat sahibi olabilmek için bir ömür boyu yalvarıp yakardı Tanrı'sına. İki eşi vardı ama ikisi de kısırdı. Geç yaşında bir mucize gerçekleşti ve çocuk sahibi oldular. Sonra bir rüya ki ; mesaj ve sır dolu, yorum yüklü.Peygamberlerin gördüğü rüyaların farklı olduğuna inanırız. Zaten inanıyorsanız başka anlamlar kazanıyor aldığınız her nefes, yaşadığınız her eylem. Yaşadığınıza inanmayı bırakıp, inandığınız gibi yaşamaya başlıyorsunuz. Sunak taşı, Hz.İbrahim, oğlu İsmail ve keskin bıçak.Sonsuz bir tevekkül, tarifsiz bir iman, şeksiz bir biat ve her şeyin sahibine sınırsız feda.Cebrail ,serinleten beyaz kanatlarıyla sarmalar İsmail'i. Taşı kesen bıçak ete işlemez olur. Baba oğul kazanmışlardır sınavı. Koç da İsmail'e hediyedir artık. İnanmak böyle bir şey. Her şeyin sahibine tabi olmak, tek O'na rüku ve secde etmek, her şeyi veren O ise, her şeyi O'nun için feda edebilmek. Başarabilenlere gerçekten imreniyorum. Kurban , bütün İbrahimi dinlerde var olan bir ibadet. Farklı adlarla anılsa da ritüel olarak birbirine çok benziyor. Hatta İbrani dilinde, yani Musevilerde anlamı da aynı; yaklaşmak, Allah'a yakın olmak. Ben dinler tarihinde ortak bir ibadet olan bu vecibenin ritüelinden çok, taşıdığı anlamları da iyi kavramamız gerektiği inancındayım. Sezai Karakoç gibi düşünüyorum yani : "Yılda bir kere yap, hatırla, fizik ötesine geç. Bu bildiğin, yaşadığın, gördüğün dünyanın çok daha ötesinde dünyalar var, hayat var. O hayatı hisset diye Allah kurbanı lütfediyor." Yani Ramazan bayramı şeker bayramı olmadığı gibi, Kurban bayramı da bir et bayramı değildir. Kurban etinin dağıtılmasındaki sosyal faydayı göremez, paylaşmanın ve hediyeleşmenin kardeşlik ve komşuluk hukukuna sağladığı katkıyı idrak edemezsek, kurban sadece varlıklı insanların bir geleneği olarak yaşamaya devam eder. Bazı din ve mezheplerde sünnet olarak benimsenen kurban, Hanefi mezhebinde vacip olarak kabul edilmektedir. Yani sonuçta kurban ilahi bir emirdir ve imkanı olanlar için mutluluk vesilesidir. Çocukluğumdan beri tanık olduğum bu ibadet için, bazı din adamları günümüzde farklı bakış açıları ile çoğumuzun yadırgadığı yorumlarla bazı tartışmaların da kapısını aralamışlardır. Ben din uzmanı olmadığım için bu tartışmalarla kafamı ve gönlümü bulandırmak istemem. İnanmayan veya karşı olanlarla tartışarak yeni bir din ihyasını da imanım ve inancımla bağdaştıramam. Herkes inancında özgür ve tercihlerinde mutluysa başkasına söz söylemek düşmez zaten. Eski yıllarda daha çok kişinin bu ibadetin hazzını yaşadığını biliyorum. Yaşam standartlarımız yükselirken, halkımızın refahtan aldığı pay azalınca günümüzde kurban kesenlerin sayısında da gözle görülür bir azalma olmuştur. Kurban bedelleri ve yaşadığımız ekonomik kriz, alım gücü düşen halkımızın büyük bölümünü bu vecibeden mahrum bırakmaktadır. Üstelik et fiyatlarındaki artış bu ibadeti daha da öne çıkarmışken üstelik. Allah kurbanlarınızı kabul etsin. Sıkıntıları def edip, neşenizi bol eylesin. Sevdikleriniz hep yanınızda olsun, yürekleriniz umutla dolsun. Dualarınız kabul, bayramınız mübarek olsun dostlarım.