“İletişim Başkanlığı propaganda aygıtına dönüşmemeli”
Cumhurbaşkanlığı 2025 yılı bütçesinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmelerinde söz alan İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşçı, hükümet kurumlarına yönelik kapsamlı eleştirilerde bulundu.
Konuşmasına İletişim Başkanlığı ile başlayan Taşçı, kurumun Sabah gazetesinin 40. yılını resmî hesaplardan kutlamasını örnek göstererek tarafsızlık ilkesinin ihlal edildiğini söyledi.
Taşçı, “Eski Sabah yazarı olabilir, bu insani bir şeydir. Ancak devlet kurumu yalnızca tek bir gazeteye tebrik gönderemez. Cumhuriyet’in, Sözcü’nün yıl dönümleri kutlandı mı? Yeni gazetelere hayırlı olsun denildi mi?” ifadelerini kullandı.
Ayrıca çeşitli iddialarla yargılanıp beraat eden gazetecilere hiçbir ‘geçmiş olsun’ mesajı verilmediğini hatırlatarak, “Devlet ilişki alanındaki tüm basın kuruluşlarına eşit mesafede durmalıdır” dedi.
“Dezenformasyon Merkezi seçici davranıyor”
Taşçı, İletişim Başkanlığı bünyesindeki Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin birçok konuda hızla açıklama yapmasına rağmen kritik meselelerde sessiz kaldığını belirtti.
İstanbul için kullanılan “Konstantinopol” ifadesi ile Fener Rum Patriği için “Ekümenik” tanımına yapılan sessizliğe dikkat çeken Taşçı, “Ayasofya’nın tadilatından Boğaz’daki balıklara kadar her konuda açıklama yapan bu merkez, egemenlik alanımızı ilgilendiren söylemlerde neden susuyor? ‘Konstantinopol değil İstanbul’dur’ diyemeyen bir merkezin önceliği nedir?” diye sordu.
“TRT taraflı yayıncılığa devam ediyorsa bütçe artışına gerek yok”
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Kamu İşletmeleri Raporu’ndan veriler aktaran Taşçı, TRT’nin 2024 yılında ticari gelirlerini yüzde 80 artırmasına rağmen tarafsız davranmadığını savundu.
Taşçı, “Ticari geliri bu kadar artmış bir kurum hâlâ iktidarın sesi olmayı tercih ediyorsa, bütçe artışı gereksizdir. Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın 2026–2028 yatırım programındaki yüzde 40 artış neden veriliyor? TRT artık kendi yağında kavrulabilir” dedi.
TRT’nin “milletin değil, iktidarın sesi” haline geldiğini söyleyen Taşçı, kamu kaynaklarının bu nedenle tartışmalı hale geldiğini ifade etti.
Cizre’deki görüntüler: “Devlet tanımazlık, kanun tanımazlık”
Konuşmasının en çarpıcı bölümünde Cizre’de uzun namlulu silahlarla dolaşan kişilere ait görüntülere değinen Taşçı, olayın “mütareke dönemlerini aratmayan bir tablo” olduğunu söyledi.
“Bir peşmerge ağası elini kolunu sallayarak ülkemiz sınırları içinde dolaşabiliyorsa, bu durum şehitlerimizin aziz hatırasına da savunma sanayisinin emeğine de gölge düşürür” diyen Taşçı, devlet otoritesinin bu kadar zayıf görünmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti.
Görüntülerin “devlet ciddiyetiyle bağdaşmadığını” söyleyen Taşçı, bütçe görüşmelerinde sıkça dile getirilen “kurumsal disiplin” iddiasının bu tabloyla çeliştiğini vurguladı.
“Bu şartlarda bütçeye güven duymak güçleşiyor”
Taşçı konuşmasını, Cumhurbaşkanlığı bütçesinin kurumsal tarafsızlığı ve devlet ciddiyetini yansıtmadığını belirterek tamamladı.
“Bütçe hakkı devlet olma iddiası, kurumsallaşma ve disiplinle ilgilidir. Ancak Cizre’deki görüntüler ortadayken, kurumların tarafsızlığı tartışmalı hâle gelmişken bu bütçenin topluma güven vermesi mümkün değildir” dedi.




