Ülkemizin güzelliklerini paylaştığım gezi yazıları yazmaya devam edeceğim

Merhaba sevgili okuyucularım; Ancak, bu ara okullar tatil olduğundan, torunlarımla bolca vakit geçirdim ve onlarla yaşadıklarımdan sonra bu yazıyı kaleme alma gereği doğdu ve kuşakların özelliklerini içeren aşağıdaki yazıyı yazdım. Umarım keyifle okursunuz. SANDVİÇ KUŞAĞI,X, Y, Z KUŞAKLARI Sandviç Kuşağı (Baby Boomers) Pek çok bebeğin doğumuyla nüfus patlaması yaşanan 1946'dan 1964 yıllarına kadar oluşan kuşak. Bu kuşak aynı evde önce çocuklarına, sonra yaşlanan ana-babalarına baktılar. Çalışkandılar, idealistlerdi, işkoliklerdi. Dünyanın insan hakları hareketlerini, radyonun altın çağını yaşadığı yıllarda doğdular. Sadakat duyguları yüksekti, kanaatkarlardı; aynı yerde uzun süre maaş öncelikli çalıştılar. Teknoloji kimine yakın kimine uzak oldu, çok benimseyemediler. Aslında babaları gibi otoriteye saygılıydılar. İhtiyaçlarına göre çeşitli sektörler de her on yılda bir müthiş büyüme gösterdiler. 1960'lı yıllar televizyon yıllarıydı; 70'ler de ayak üstü atıştırma (fast food) alışkanlığı yerleşti; 80'lere gelindiğinde bebekler evlenme çağına geldiği için - gayrimenkul edinme yılları oldu; 90'lar da ise sıra yaşam kalitesini yükseltmeye geldiği için, mikrodalga gibi elektronik ev aletleri ve ardından, iletişim patlamasıyla internet ve cep telefonu yılları oldu. 2000'ler de artık yaşları 50'yi geçmişti, ceplerinde paraları vardı, ömrün uzadığını biliyorlardı, "iyi yaşlanmak" hatta mümkünse yaşlanmamak için sağlık ve güzellik-bakım sektörlerini de patlattılar. İkinci Dünya Savaşı sonrasının yokluklarını, sıkıntılarını unutmadılar, zenginleşmenin tadını aldılar. X Kuşağı 1965-1979 yılları arası doğanlar X Kuşağını oluşturdu. Teknolojiye adapte olmakta ciddi sorunlar yaşayan, değişimi kabul etmekte zorlanan, kurallara uyumlu, belirli bir disiplin çerçevesi içerisinde yetişmiş, sabırlı ve otoriteye saygılı kuşak olarak adlandırıldılar. Bu kuşağın içende bir de 1968 Kuşağı var; Fransa'da öğrenci hareketleriyle başlayan, şiddet karşıtı, yönetilebilir gerilim içinde tutulabilen olarak adlandırıldılar. Daha çok, keyifli yaşamak için çalıştılar. Ayrıca, bu nesil, çok fazla icatlara, şahitlik etti. Dünyaya gözlerini, merdaneli çamaşır makinesi, transistorlu radyo, bantlı teyp, pikapla açan X Kuşağı nesli internetten, aypedlere (ipad), akıllı telefonlara kadar pek çok yeniliğe şahit oldular. Y Kuşağı Nüfus bilimciler ve araştırmacılar 1980'lerin başlarından 2000'lerin başlarına kadar doğanları bu kuşağa dahil etmişler. Doğum yılları değerler dizisi çok hızlı geçen bir kuşak Milenyum Kuşağı, ötekileştirilen bir kuşak. Bu kuşağın 3/2 'si boşanmış anne babaya sahip. Y kuşağı hiyerarşi içerisinde çalışmayı sevmeyen, iş hayatına atılır atılmaz kendi işinin patronu olmayı isteyen ve para harcamak için çalışan kuşak. Teknolojiye bağımlı ve X kuşağıyla da tamamen kopuk olmayan Y kuşağı; X ve Z kuşakları arasında tam bir köprü konumunda denebilir. Z kuşağı 2000 yılı ve sonrası doğanlar. Özellikle internet aracığıyla sosyalleşmeyi tercih eden bu kuşak diğer nesillerden farklı olarak oyuncak yerine ipad'lerle, laptoplarla, play station'larla oynuyor ve teknoloji ile birlikte büyüyorlar. Torunlarım Canberk ve Ata Can gibi. Z Kuşağı Platformu; 2000 ve 2020 yılları arasında doğmuş Internet Kuşağı network üyeleri bunlar. Alfa Kuşağı da deniliyor. Yeni insanlığı inşa edecek olan kuşak olarak da düşünebiliriz onları. Tam da bundan bahsederken dört yaşındaki torunumla aramızda geçen bir diyaloğu aktarmadan geçemeyeceğim. Biraz ekrandan uzak kalsın gözleri dinlensin diye düşünerek. Kendimce bir çözüm bulduğumu sandım; "Biraz da oyuncaklarınla oynayalım" dedim, kendimden emin bir şekilde. Birçok oyuncağı yere serdik oynuyoruz. Oyunun kurucusu Ata Can. Beni sürekli yönetiyor ve replikler veriyordu. Söylediklerinin birçoğunu anlamadım ve istediği gibi oynayamadım. Çok Kızdı! Elindeki bilim kurgu kahramanlarından oluşan oyuncak adamları yere fırlattı. "Anneanne, böyle olmaz bu portalı terk ediyorum" demez mi! Şaşırdım kaldım, ne demeli nasıl davranmalıydım bilemedim. Oysa elinde aypedi varken son derece sakin bir çocuk, 'Alfa Kuşağı işte' dedim kendi kendime. Teknolojinin son derece ileri safhada kullanılacağı bebek bakıcılarının bile ekran olacağı bir devrin nesli onlar. Ekranlara bağlanmadan insanlarla ilişki kurmaları çok daha hızlı olacak. Yakın zamanda çocuklarımızı anlayabilmek için; sürekli araştırma yapmak zorunda kalacağız. "Sözlü tekrarları değil, görsel tekrarları seviyor bu kuşak. Görsel yapı içerisinde kaldıklarında kendilerini daha rahat ifade edebiliyorlar. Semboller artıkça, tek düze tek tip olacaklar gibi görünüyor. Kendilerinden öncekileri zihinsel olarak yok sayıyorlar. Onların dünyasının fiziksel bir sınırı yok. Gelişmeleri özümseyecek bir zihinleri var. Önümüzdeki süreçte robot teknolojisine ermiş, makinalarla yakınlaşacaklar. Ölümü bir hastalık gibi yaşayacaklar." Diyordu, Aydın Şimşek Hocam, katıldığım çevrimiçi bir söyleşisinde. "Mutlu olmalarını istiyorsak; görsellik onlar için şart, kendilerinin bedensel olarak tanımlanması, duygudaşlık kurulması, dijital araçlarla çoklu kültürlere sahip olmaları için şart. Erken deneyimli cinsel hazlar, evlerde sinema ve çizgi filmler onları geliştirmeli. Onlara teknoloji öğrenmeleri için izin verilmeli. Takipçilerinin artmasına izin verilmeli " diye de ekliyordu. Sorgusuz yaşayacaklar, çünkü iş yaşamına atıldıklarında karar vermelerini gerektiren her şey sistemler tarafından yapılıyor, yapay zeka tarafından karar veriliyor olacak. Çok diplomalı, uzman ve buluşçu olacaklar. Yaşamlarında otorite kavramının önemi kalmayacak. Onlar, çabuk tüketen bir nesil. Markalara ve ürünlere sadakatleri çok düşük seviyede olacak. Tatminsiz, kararsız ve doğuştan tüketici olarak ilerleyecekler gibi görünüyor. Saygılar sunuyorum sevgili okuyucularım. Sağlık ve sevgiyle kalın.