Milletvekili seçimlerine altı ay kaldı.

Milletvekili adaylarımızı nasıl belirleyeceğiz?

Tartışmalar şimdiden başlamış gözüküyor.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Milletvekili Aday Saptama Yönetmeliği’nde  bu iş için üç yöntem anlatılıyor:

1-Ön Seçim

2-Aday Yoklaması

3-Merkez Yoklaması

Ön seçimde, milletvekili adayları, ildeki bütün parti üyelerinin oyları ile saptanıyor.

Aday yoklamasında, sadece o ildeki delege, belediye meclis üyesi gibi, seçimle gelinmiş bir pozisyonda olan partililer oy kullanabiliyor.

Merkez yoklamasında kararı Parti Meclisi veriyor.

ÖN SEÇİM

Partililerin birinci tercihi ön seçim.

Yönetmeliğe göre, ön seçimde, gerekli şartları taşıyan aday adaylarının isimleri çarşaf liste yöntemiyle hazırlanan oy pusulalarına yazılıyor.

Üyeler de bu pusulalarda  beğendikleri isimleri işaretleyerek oy kullanıyorlar.

Bir sıralama olmaksızın yapılan bu tip oylamaya “onay oylaması” deniyor (İngilizce: approval voting).

Ön seçim yöntemine karşı olanlar, bir takım anahtar listelerle üyelerin etki altına alındıklarını, üyelerin özgür iradelerini  yansıtması beklenen ön seçimin, bu anahtar listelerle kolayca  amacından saptırıldığını  iddia ediyorlar.

Bazı ön seçim karşıtları da, tartışmalarda hemen  “Eğer 2019’da İstanbul’da ön seçim yapılsaydı Ekrem İmamoğlu çıkar mı idi?” sorusunu sorarak, ön seçim yönteminin her zaman en iyi adayı bulmaya yardımcı olmadığını savunuyorlar.

Eğer aday adayları iyi tanıtılsa ve seçim yapan üyeler iyi bilgilendirilse bu iddialar anlamsız kalır.

Ön seçimde oy kullanan üyelere, Ekrem İmamoğlu hakkında Kemal Kılıçdaroğlu’nun bildikleri anlatılsaydı büyük ihtimalle onlar da Ekrem İmamoğlunu seçerdi.

İyi bir seçim sistemi ile yapılan seçimler iyi bir demokrasinin temel taşlarından biridir.

Yakın tarihimizde çok örnekleri var.

1950’da CHP, 1954’te DP nisbi temsil yöntemini kabul etseydi; 1994 yılında yerel  seçimler iki turlu olsaydı; 2002’de baraj % 3 olsaydı şimdi bambaşka bir Türkiye’de olabilirdik.

Politikacılar, kısa vadeli çıkarların değil, gerçek demokrasiye yönelik kararların, sonunda herkesin, hatta  kendilerinin de yararına olacağı bilmeli.

ADAYLARA PUAN VERMEK: ÖN-ÖN SEÇİM

İl ve ilçe kongrelerinde ve delege seçimlerinde blok liste uygulanmasına karşı başlattığımız “Anti-Blok İnisiyatifi” seçim sistemleri konusunu da araştırıyor (1).

Bu kapsamda Warren D. Smith’in çalışmasına atıfta bulunarak (2), İngilizce “range voting” denen, seçmenlerin  adayları değerlendirip puan verdiği bir yöntemden bahsedeceğim.

W.D.Smith, puanlama yöntemiyle seçilenlerin, seçmen grubunun genelinde en çok memnuniyet yaratan kişiler olduğunu, simülasyon deneyleri yaparak göstermiş.

Onay yönteminde, desteklenen adayların isimlerinin yanına bir çarpı işareti konuyordu.

Puan yönteminde ise seçmen, desteklediği adaylara ayrıca 1-5 veya 1-9 arasında değişen puanlar veriyor.

Bazı adayları çok, bazılarını az desteklediğini ifade edebiliyor.

Elektronik oy verme makinaları bu puanları toplayıp  sonucu hemen çıkarabiliyor.

Böyle makinalar yoksa, oy pusulaları çoktan seçmeli sınavların cevap kağıtları gibi hazırlanabilir, optik okuyucularla kolayca okunabilir.

Puan yönteminin güvenilir sonuçlar vermesi ve seçmenlerin doğru bilgilendirilmesi için adaylar hakkında karşılaştırılabilir, objektif, puanlara çevrilebilecek bilgilerin olduğu bir broşür, bir web sitesi veya Facebook sayfası  hazırlanması gerekir.

Anti-Blok İnisiyatifi bu konuda bir çalışma yapabilir.

Bu bilgiler yardımıyla  her seçmen kendine göre adaylara not verip bir “aday karnesi” hazırlayabilir.

Puan yöntemine güzel bir örnek,  Kentucky Üniversitesi'nden emekli Psikiyatri profesörü Arnold M. Ludwig’in “Politik Liderliğin Doğası” üzerine yaptığı çalışmayı gösterebilirim (3).

Prof. Ludwig, 19. ve 20.Yüzyılda yaşamış 377 dünya liderine 11 kritere göre puanlar vermiş.

Bu puanlamanın sonunda Mustafa Kemal Atatürk en yüksek puanı alarak birinci çıkmış.

Bu konuyla ilgili yazılar sosyal medyada sık sık yayınlanıyor.

Aşağıda örnek olarak, Prof Ludwig’in,”Ekonomik zenginlik” kriterini ve puanlarını  kısaltarak veriyorum:

Liderin yönetimi sırasında

-ekonomi kötüye gitmiş, 0 puan

-önemli bir değişiklik olmamış, 1 puan

-önceden ciddi sorunların olmadığı bir ortamda bir ilerleme olmuş, 2 puan

-enflasyon, işsizlik gibi ciddi sorunlar çözülmüş, üstüne bir ekonomik patlama yaşanmış, 3 puan 

CHP Tüzüğünde yazmıyor, resmi olmasa bile puan yöntemini, ön-ön seçim diye adlandırarak,  bir pilot uygulama gibi Tekirdağ’da deneyebiliriz.

Puan yöntemi için önce “iyi” politikacı olmanın kriterleri üzerinde anlaşmak ve bir karne şablonu hazırlamak gerekiyor.

“İYİ” POLİTİKACI NASIL OLUR?

Bu konuda incelediğim çeşitli yayınlara dayanarak 10 maddelik bir taslak liste hazırladım (4,5).

Listede özellikleri ve onların  nasıl puanlanacağını bir tablo şeklinde veriyorum.

Listeyi ve puanlama ölçütlerini konuya ilgi duyan arkadaşların katkıları ile geliştirelim.

Briggs-Myers testi gibi iş dünyasında kullanılan testlerden de yararlanabiliriz.

SONUÇ

Ön seçim olayını bir ön-ön seçim yaparak daha anlamlı bir hale getirebiliriz.

Ön-ön seçim denemesini milletvekili aday adayları belli olduktan  ve onlarla ğilgili bilgiler temin edildikten sonra,  üyelerimizi ve adayları il merkezinde bir toplantıya çağırıp yapabiliriz.

Bu çalışmada “Anti Blok İnisiyatifi” önemli bir rol oynayabilir.

(1)   https://www.facebook.com/groups/509483221156353

(2)   https://rangevoting.org/

(3)   A.M. Ludwig. The Nature of Political Leadership. The University Press of Kentucky. 2002

(4)  

(5)   https://www.lwv.org/blog/how-judge-candidate