Halk içinden sağduyulu insanlar çıkıyor, en kötü günde elini taşın altına koyarak büyük fedakarlıklar sergiliyor ama birileri de o insanları doğduğuna pişman etmek için çırpınıyor.

Son günlerin en çok tartışılan konulardan bir kaçını "Mesela" başlığıyla ele aldım.

Mesela; gününde oldun, erken olsun ufukta seçim var mı?

Zira deprem sebebiyle seçim muhabbetleri her ne kadar ikinci plana kalmışsa da vatandaş "Olacak mı?" endişesine girdi bile.

Mesela; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ ın tekrar aday olmasında yasal herhangi bir sıkıntı yoksa seçimlerin erkene alınmak istenmesindeki asıl sebep nedir?

Zira gerek Bahçeli, gerek Cumhurbaşkanı defalarca, “Seçimler gününde yapılacak, boşuna kendinizi yormayın” kabilinden açıklamalar yapmışlardı ancak o sözlerinden bugün caydılar ve 14 Mayıs demeye başladılar. 

Mesela,  büyük küçük depremler vuku bulmasına rağmen, Dolmabahçe önüne gelen ABD gemisi hakkında devletten  herhangi bir açıklama gelmemesi  merak konusu olmaya başladı.

Zira, ABD gemisi Boğaza demir attıktan 1 gün sonra Kağıthane’ de 3 küsur şiddetinde, “İrkiltirmiş” bir deprem yaşanmıştı. Uzmanlar, bu geminin Haarp tekniği kullandığını söylüyor. Evet... ABD gemisi neden geldi, neden gitti? Kamuoyu hala cevap beklemektedir.

Mesela, 1999 depreminin yıldızı AKUT ve Kurucusu Ali Nasuhi Mahruki ile bugünün yıldızı Ahbap Derneği ve Kurucusu Haluk Levent itibarsızlaştırılmak isteniyor.

Zira bu iki dernek ve başkanları halkın %100 sevgisini kazanmış ve haklarında herhangi bir şaibe de yok iken hedefe oturtulmasının sebebi nedir?

Evet, mesela dedik ve birkaç noktada fikir jimnastiği yürüttük.

Ve küçük bir soru: Böylesi kara günlerde halk sivil anlamda ve yasal çerçevede örgütlenemeyecek mi, örgütlenirse büyüklerden zılgıt yemek, tehdit edilmek kaderleri mi olacak?