19 Eylül Atatürk’e 19.9.1921’de Mareşallik rütbesi ile gazilik unvanının verildiği gündür

Bu nedenle, yurdumuzda her yıl 19 Eylül, "Gaziler Günü" olarak kutlanmaktadır. (Belirli Günler Ve Haftalar, Ema Kitap, İstanbul 2019,) 19 Eylül Gaziler Günü'nün Gaziler Günü ilan edilmesi hakkında Kanun, 3.7.2002, yönetmelik 24.8.2002 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmıştır. Yayınlanan mevzuata göre, 19 Eylül Gaziler Günü'nün anlam ve önemine uygun olarak bütün kamu kurum ve kuruluşlarının öncülüğünde, halkımızın ve sivil kuruluşların iştiraki ile coşku içinde anılmasının sağlanacağı belirtilmektedir. Gün'le ilgili Anma Komitelerinin törenlerden en geç bir ay önce çalışmalarına başlaması öngörülmektedir. Gazilerimizin 19 Eylül Gaziler Günü'nü kutlarken, Atatürk'e Mareşallik rütbesi ile gazilik unvanının verilmesi konusunu anımsatmak istiyoruz. Bilindiği gibi 23 Ağustos - 13 Eylül 1921 tarihleri arasında ve 22 gün, 22 gece aralıksız süren Sakarya Meydan Muharebesi, Türk Ordusunun galibiyetiyle sonuçlandı. Zafer, başta TBMM olmak üzere Türk Ulusu'nda büyük sevinç yarattı. Meclis, 19 Eylül 1921 tarihli oturumunda Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'ya Gazilik unvanıyla Mareşallik rütbesi ve Ordu Komutanlarıyla birlikte 129 kişiye takdirname, 243 kişiye de İstiklal Madalyası verilmesini kararlaştırdı. (Cengiz Önal Tarakçıoğlu, Atatürk, Atayurt Yayınevi, Mayıs 2017) Teşekkür için söz alan Mustafa Kemal, kazanılan zaferin gerçek sahibinin Türk ordusu olduğunu belirterek şunları söylemişti: "Kazanılan bu başarı, yüce kurulunuzun iradesiyle kuvvet bulan ordumuzun iradesi sayesinde düşman ordusunun iradesinin kırılması yoluyla elde edilmiştir. Bundan ötürü, ödüllendirmenizin gerçek muhatabı yine ordumuzdur". Orduya yayımladığı bildiride Mehmetçiklere şöyle seslenmişti: "Her zaferin mayası sendedir. Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla, itaatınla hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi pak kalbin ile düşmanı nihayet alteden büyük gayretin için minnet ve şükranımı söylemeyi nefsim için en aziz, bir borç bilirim. (Şerafettin Turan, Mustafa Kemal Atatürk, Bilgi Yayınevi, Şubat 2004). Atatürk'ün Şehitlik ve Gazilik konusundaki görüş ve düşüncelerinden bazılarını anımsatalım: Savaşa "Ya şehit veya gazi olmak için" gidilir. Genel olarak yiğitlik meydanında ölenlerin hepsine şehit derlerse de, sağ kalanların hepsine gazi unvanı verilmez. Bu unvanı ancak "yasa" verir. Çok şükür, askerlerim pek cesur ve düşmandan daha dirençlidirler. Bundan başka özel inançları, çok defa ölüme götüren emirlerimi yerine getirmelerini çok kolaylaştırıyor. Gerçekten onlara göre iki tanrısal sonuç mümkün: Ya gaz ya da şehit olmak! Bu sonuncusu nedir bilir misiniz? Dosdoğru cennete gitmek!... Memleket savunması ve milletin bağımsızlığı uğrunda sakat kalan ordu mensupları ve millet bireyleriyle genel olarak emekliler ve yetimler ve dulların fakirlik ve yoksulluklarına meydan bırakmayacak önlemler alınacaktır. (Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Atatürk'ün Fikir ve Düşünceleri, Atatürk Araştırma Merkezi, 2017).