Birgülce

Türkçemizde çok güzel atasözleri deyimler ve özlü sözler vardır.Yeri ve zamanı geldiğinde örnekleme yaptığımız konu da deyim yerin de ise "cuk"oturdu deriz ya tamda öyle sözler... Yüzlerce binlerce örnekleme yapılabilir. Mesela; vefasızlık,kıymet bilmezlik,yarı yolda bırakılmışlık durumları için de çok özlü söz vardır. "Yola çıktıklarını yolda karşılaştıklarına tercih etmek"gibi... Günümüzde özellikle siyasette bu örneklemeyi yapacak o kadar çok vaka meydana gelmektedir ki,sonuçları bakımından çok acı ve incitici hikayelerle doludur... Ülkemizde giderek yozlaşan ve çirkinleştirilen bir siyaset ortamında bu tür kötü vakalar çok sık yaşanır hale gelmiştir. Gerçi bu duruma sistemsel bir şekilde adım adım yaklaşılmış ve düzgün ahlaklı ve liyakatlı siyasetin yerini,nokta kadar menfaat için anında yol arkadaşlarını gözünü kırpmadan,yolda karşılaştıklarına değişir hale getirilen,getirilmiş olan ve zorunda bırakılmış olan kişiler türetilmiştir,üretilmiştir... Kabul edelim yada etmeyelim bu bir gerçek ve utanç verici,yüz kızartıcı bir hale büründürülmüş ve üstelik sanki "makül"müş gibi ete kemiğe büründürülerek, ahlak dışı bir kimlik kazandırılmıştır. Her alanda olduğu gibi siyasette de çok düzgün ve liyakatli ehliyetli işini bilen ve "belaltı"vurmayan çok dürüst,çalışkan insanlar elbette var buda inkar edilemez bir gerçek. Amma velakin,son dönemler de yol arkadaşlığının ve aynı ideal uğruna yola çıkmanın ehemmiyetini ve önemini kavrayamayan insanlar çoğalmaya başlamışlardır. Peki soru şu? Lafa gelince Hak Hukuk Adalet Demokrasi havarisi kesilen bu tip kişiler,demokratik yoldan hak etmedikleri halde her türlü hukuk ve ahlak dışı yöntemlere neden baş vururlar? Ve literatür de bunun karşılığı nedir? Özellikle hakkın hukukun adaletin demokrasinin barış ve kardeşliğin örgütlü temsilcisi olan ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu bir siyasi partinin içeresinde,gayri hukuki ve gayri ahlaki girişimlerde bulunmak neyin nesidir ve kimin,kimlerin sesidir,siyasete yaklaşık otuz yılını vermiş bir insan olarak benim bile anlamam ve anlayışla karşılamam mümkün değildir. Lafa geldiğinde hak hukuk adalet demokrasi havarisi kesilen bu tip art niyetli insanların,zerre menfaat uğruna yola çıktığı arkadaşlarını,yarı yolda karşılaştıkları,menfaat ve çıkar dağıtıcılarına tercih etmeleri son derece yakışıksız ve haksız bir davranış sergileme biçimidir ve kabul edilemez ibretlik bir vakadır.Bu kişilerin yüzlerindeki maskeyi düşürmek,gerçek hak hukuk adalet ve demokrasi savunucularına düşer... Bizler demokrasinin kardeşliğin barışın dostluğun peşinden koşan Cumhuriyet Halk Partisine gönül vermiş aydınlık yüzlü insanlar,hangi cenahtan gelirse gelsin,olursa olsun bu insanlara karşı ONURLU ve DEMOKRATİK hak arama mücadelemizi her platforma vermeye devam edeceğiz... Ne zamana kadar mı? Nereye kadar mı?... Sonuna kadar sonuna kadar... İşte öyle... Birgülce