Evet bence öyledir. Herkes hafızasının gücü nispetinde en iyi kendi hayatını bilir veya bildiğini zanneder. Çünkü bize ait ne kadar bilgi, resim, tecrübe, yaşanmış zamanlardan kırık dökük olup biten her şey, hafızamızın karanlık odalarında uyur durur. Umulmadık durumlarda konuşmaya başlar, üzer, sevindirir, duygulandırır, hayıflandırır, ah ü vah ettirir…Olanlar olmuştur. Geçen zamanlar geri gelmez, akan suların aynası bir daha aynı çahrelere bakmaz, yaşanılan anlar bir defa ve anında yaşanır. Ne zalim bir gerçektir ki biz bunu ileri yaşlarda bile anlamakta zorlanırız hatta anlamayız. Abdülhak Hamid’in Makber şiirindeki çaresizliği boşuna değildir: “ Bedbaht, o hakikat anlaşılmaz, şanın bu cihanda layıkın bu..”  Allah sonumuzu hayreylesin ve daimi gafletlerden korusun inşallah…

29 Eylül 2023 / TURAN’IN YİĞİT EVLADI GANİRE PAŞAKIZI’NA RAHMETLER OLSUN…Böyle yiğit, kültürlü, medenî, cesur, güler yüzlü, ciddi, çalışkan, ufuklu, yüksek idealleri olan genç Türk hanımları Rahmetli'nin de özlediği yarının TURAN İLLERİ'nde yetişmeye devam edecektir inşallah.. Bu kayıpla birlikte Türkiye'nin ve bütün Türklerin gönlü yaralıdır. Allah rahmet eylesin. Ruhu şad, mekânı cennet olsun. Fatihalarla inşallah...

29 Eylül 2023’te Cuma Namazını müteakip muhterem validesini ebediyete uğurladığımız Sait BAŞER beyle geçen yıldan 30 Eylül 2022’den GÜZEL BİR HATIRLAMA… Zaman su gibi akıyor…/ 40 yıllık arkadaşım Dr. Sait BAŞER beyin başkanlığını yaptığı, millî kültür merkezlerimizden "Bir ulu rüyayı görenler şehri" Üsküdar'daki Divan Edebiyatı Vakfı'nda Ali Çakır Beyin yöneteceği sohbette "Halefler ve Selefler"e dair bize de söz düşmüştü. Beraberce çay sıcaklığında konuşmuş, çoktandır görmediklerimiz de gelince ne iyi olmuş, zenginleşmiştik anlatılanlarla elbette. Zalim saat, 1 Ekim 2022 Cumartesi 16'yı gösteriyordu.

29 EYLÜL2019 / VEFA, İSTANBUL'DA BİR SEMTİN ADIDIR...Öyle diyorlar ama ben bu güzel kelimenin başka manalarına da inanan iflah olmaz bir iyimserim..

 İlk defa 1 Ekim 2018’de dinlediğim bu şarkıyı niye beğenmişim ki ? Bence Youtube'den indirip dinlemeli. M. Senar veya Elif Güreşçi'den. Güfte Seyrani'nin.Sofyan usulünde ve Hicaz makamında.Beste ise Haydar Telhüner'in. Dinleyiniz, hüzünlendiğinize değer.

"Hüsnüne güvenme ey rûy-ı mâhım / Niceler bu tarz-ı revişten geçti..."

29 Eylül 2020 / YAĞMURLU HAVADA HAZAN DÜŞÜNCELERİ...

Geçenlerde kadim bir dostumuz, sohbet esnasında diyordu ki ." İstişare etmeyenler, tecrübeli insanlardan görüş almayanlar, kendi âlemini yegâne sananlar, pişman olduklarında iş işten geçmiş, atı alan da Üsküdar'ı aşmış oluyor. alın teri, el emeği ve göz nuru ile Allah'in nasip ettiği nimetler, şeytanın oyunu demek olan gafletlerle, zekâ yanılmalarıyla kaybedilince, nefis kendi hatalarına binbir mazeret uydurarak defalarca haklı çıkarttığı zavallı fani için yeni hileler, tuzaklar da kurarak hayatını çekilmez hâle getirebiliyor. Allah insanlarımızı sonu gelmeyecek, nefsin oyunlarından, yıpratıcı ihtiraslardan, dikine gitmekten, kibirden, dar ve tek yönlü düşüncelerden korusun.. Özeleştiri yapmadan, kendini hesaba çekmeden , kritik, hayatî, hassas konularda acele kararlar alan saf kargaları, tilki tavırlı karanlık emellerin avladığını, Beydaba'dan, Mevlana'ya, La Fontaine'e kadar çocuk hikâyeleri bile -uyanalım diye-asırlardır anlatıp durmaktadır, Allah hepimizi, mantık hatalarından, nankörlüklerden, vefasızlıklardan, kötü huydan, israftan, inattan, geçimsizliklerden, didişmelerden, sabırsızlıklardan, gerginliklerden muhafaza eylesin.." Arkadaşım haklıydı. dünü unutanların, yarını olamazdı. Taviz vererek yaşamanın da bir sınırı olmalıydı. meçhul arkadaşımla yaptığımız çay sohbetine keşke başka başka muhataplar da bulabilseydik. Boşuna mı demişler ki “zararın neresinden dönülse kârdır.” ömrüm ders almakla geçti.Allah kimseyi şaşırtmasın

SEKİZ YIL ÖNCE, EYLÜL 2015'TE CANIM SIKILMIŞ DA YAZMIŞIM. DEĞİŞEN NE VAR ?  Şimdi nedense daha sakinim. Alıştık mı ne ? Alıştırıldık mı yoksa ?

Duydunuz mu ? Şakira denilen hatun Birleşmiş Milletler salonunda güya "Mülteciler Sorunu"nuna dikkat çekmek için şarkı söylemiş. Çok romantik !. Peki bu sanat erbabı daha iki gün evvel Kudüs civarında herkesin gözü önünde kurşunlanan Filistinli kız için, orta okul çağında tartaklanıp polis arabasıyla nezarete götüren dört Filistinli çocuk için duygulanmaz mı ? Yıllardır işkence gören Uygur Türklerini, yakılan Arakanlıları farketmez mi ?

Mısırdaki mazlumlar romantizmi, ne çabuk unutuldu? Nasıl oldu da birdenbire Aylan Kurdi romantizmi ortalığı sarıverdi...Avrupa hala göçmenlere esir muamelesi yapmıyor mu ? Hala plastik botlarla gece gündüz kaçanlar suların koynuna terkedilmiyor mu ? Suriye ve Irak'ta hala oluk oluk kan akarken İran, askeri gösterileri kimlerin desteğiyle kimlere karşı yapıyor ? Düşünmeyelim mi ? Dünyanın her yerinde strateji enstitüleri tingteng dedikleri "düşünce kuruluşları" plan üzerine plan kurarken biz biraz olsun akletmeyelim mi ? "Putin ile Obama, Esad'a sahip çıkma hususunda bizden destek mi arıyor, yeni oyunlar mı tezgâhlanıyor nedir ? Kadehler, kimlerin aleyhlerine tokuşturuluyor acaba ? "diye düşünmeyelim mi? ABD koşturmacaları nedir ? Yakıp yıktılar. Son darbeler için şarkılar, türküler, şovlar yeni tampon kukla devlet kurma hazırlıklarının timsah gözyaşı soslu aldatma numaraları mıdır ?

"Dünyaya istikrar ihraç ediyoruz." diyen büyük stratejistlere inanalım mı ? Moskova'da cami açılırken, zafer mi kazanılmıştır ? Ayasofya'dan ne haber ? Sultanahmet dolmuyordu değil mi ? Felaket zamanlarında caddeler boyu kalabalıklarla namaz kılmak mı yoksa hakikaten "kahraman" Maraş'ın İmamı gibi şecaat , celadet ve cesaret mi makbuldür ? diye kendimize sormayalım mı ? Bu saçma sapan televizyon kanallarında "Filinta, Ertuğrul, Sakarya-Fırat, Böyle Bitmesin, Elveda Rumeli, Ekmek Teknesi, Karadayı ve Arka Sokaklar.." gibi kahraman ve zeki tipleri öne çıkaran yapımlar dışında acaba seyredip dinlenecek, bizi uyanık tutacak proğramlar niye yok, diye sormayalım mı ? Milleti zavallı hale getiren, enayi yerine koyan gülünç magazin ve seviye altı dizi filmlerine kim niçin destek veriyor, diye şüpheye düşmeyelim mi? Bir cemiyet başka türlü nasıl çürütülür, demiyelim mi? Mekke'de kurban olan binleri geçen Müslümanın hesabı kimlere sorulacaktır ?  Yeni Moskova Knezlerinin emriyle Suriye'ye yığılan ve sadece Müslüman öldürmek üzere hazırlanmış korkunç silahları düşünmeyelim mi? Ömrü boyunca Türkçü ve milliyetçi hassasiyetleri erbabınca malum

A.Nihat ASYA'nın yalvaran ve fakat güzel şiirleriyle mi yetinilecektir? Uykular ve uyutulmalar bana dehşet verici görünmeye başladı. Bu işlere yakında bizimkilerden birileri bulaşmasa bari. Akıl sahiplerince malum birileri, oynayıp duruyorlar önceden yazılmış senaryoları.. Sonra da demagojinin binbir türlüsü kol geziyor..Papa bile Müslümanlara dua ediyormuş. Kim kabul edecek bu duaları ? Nasıl da inandım...Bize "Cambaza bak !" oyununa aval aval bakmak mı düşecek ? Olup bitenlere dikkat edilmezse sadece "Büyüklerimiz düşünsün.." lerle yetinilirse, bize kim ağlayacaktır ? Gökdelenler harabeye döndükten, mazallah "Bade harabül-Basra" akıbetine düşüldükten sonra feryadın kime ne faydası olur ?

Allah sonumuzu hayr eylesin. Her Bayram biterken yollarda kaybedilen 100'den fazla trafik kurbanına bile üzülemezken sakın ola ki daha beterlerine alıştırılmasaydık...Teyakkuz şarttır. Daha beterlerinden korunmak için..Binbaşılar, Albaylar, Çavuşlar, onbaşılar, er oğlu erler ve şehit vatan evlatları kolay yetişmediler. Felaket haberlerine alıştırılmayalım....Haçlı saldırılarını durduran Selçuklu koçyiğitlerinin liderleri Kılıçarslanları, gözü kara Osmanlı akıncılarını, Fatihleri, Yıldırımları, Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarını... Mohaç ve Niğboluları, Sakaryaları unutacaklarını sanıyorsak aldanırız. Çaldıran ve Ridaniye de unutulmaz...Biz de unutmayalım. Biz onların torunlarıyız, başkalarının değil...”Unutmak ihanettir..”sözünü bizden öncekiler boşuna söylemediler.Vatanımız her an tehlikededir. Haçlılık hortlamıştır.Gâvur gâvurluğunu yapacaktır. Her an teyakkuzda, alarmda olma zamanıdır.Şehitlerimiz gönlümüzdedir, asla unutulmayacaklardır. Allah yardımcımız olsun. Hainlere lanet olsun. Haçlılığın kökü kurusun. Silahları geri tepsin, kendi dertlerine düşşsünler. Masumların hayatını söndürenlerin Allah belalarını versin

24 Eylül 2011 / ŞÜKRAN BEYANIDIR...Rahmeti Babamın ben daha 8 yaşımda iken 3 Ekim 1960’da vefatından iki yıl sonra, kaybettiği eşinin evladı iki emaneti ile beraber rahmetli annemle yeni bir yuva kuran ve ona kol kanat geren  bana da insanî davranan “baba bildiğim” babalığımın vefatı dolayısiyle arayan, taziye beyan eden , mesaj gönderen bütün öğrencilerime, değerli arkadaşlarıma, dost ve akraba çevremize şükranlarımı arz ediyorum. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarımı geçirdiğim Amasya'nın Taşova'sında Cuma günü ( dün) yarı bulutlu havada namazını kılarak helallik verdiğimiz ve sağanak altında asıl vatana uğurladığımız, anamın yarım asırlık yoldaşına Allah gani gani rahmet eylesin .Size de , sevgili Allahımız hayırlı, sağlıklı ve her bakımdan bereketli bir ömür nasib eylesin. Selam ve muhabbetlerimle efendim...

24 Eylül 2023 / Beyaz TV'de Fransız yapımı HUGO isimli eski bir film seyrediyorum..

Adamlar filmi bile şiir gibi yapıyorlar. Fransız romantizmi, sosyal hadiseler, aile hayatı, fakirlik, merhamet, disiplin, polis ciddiyeti, hukuka saygı, Eyfel Kulesine tozlu saat kulesinden tehlikeli bakışlar, sahne ışıkları arasında çocuğundan kadınına ve yaşlısına kadar duygulu ve gururlu Fransız tipleri...Millî Fransız karakteri her halde Yahya Kemal'i haklı çıkarıyor. Bin yılda ortaya çıkmışa benziyor.Biz ise Malazgirt'ten beri kazandıklarımızı harcamakta çok mahiriz ama hayret, hâlâ ayaktayız. Filmden bir cümle :"Haydi hep birlikte hayal edelim." Biz de hep birlikteyarınki Türkiye'yi hayal edelim...

24 Eylül 2023 / "İyi / köklü okullarda okumak.." diye başlayıp gelişen " Akla Takılanlar" başlıklı bir sohbet programında dolaylı olarak İstanbul'daki 1500 olduğu ifade edilen liselerin ancak 100'ünün iyi olduğu iddia edildi . Diğerleri adeta hafife alındı,orada okuyanlara acınacak kimseler gibi bakıldı.Öyleyse, durum vahimdir. Sorumlular ve gençler öyle olmadığını ıspat etmelidirler. Ekrana çıkanlar, kendini üstad sanmasınlar .Başarı, en az okul ve öğretmen kadar hatta ondan daha fazla ferdî zekânın mahsulüdür. Aklına esen "ben haklıyım" ısrarına girmemeli, kafaları karıştırmamalı, dinleyenler de her "çok bilmiş"in şahsi macerasını gerçek sanmamalıdır. Zamanlama, disiplin, sağlık ve sadelik içinde görev duygusu ve manalı hayat yaşama...gibi asırların öğrettiklerini güya modernlik adına zorlamalarla, kavram uydurmalarıyla sunileştirmenin âlemi yok..Herkes kendisi gibi yaşasın ama kimse kimseyi standarda zorlamasın. Herkes nevi şahsına mahsustur ve yegânedir...

23 Eylül 2023 / Tarihçi Dr. Em. Alb.Zekeriya TÜRKMEN Bey vefalıdır...

Önemli vasfı, Balkanlardan Bursa'ya uçan aile köklerinin, "Bizimkiler" gibi Karamanoğullarına kadar uzanmasıdır. Arifiye Öğretmen Okulundan yetişmesi ise noktanın konulacağı en manalı kanaatimizdir. Kendisi gibi, 35-40 yıl ara ile Sakarya'dan öğrencimiz Edebiyat öğretmeni Melih KÜÇÜK Bey'le aynı köydendir. Kendilerine sağlık, afiyet ve başarı temennilerimizle, selamlarımızla efendim.

23 Eylül 2015 / M.MEHDİ ERGÜZEL biraderiniz, hocanız, arkadaşınız

daima ümitvar bir lisan ile ellerini Yüce Dergâha kaldırır, niyaz eder ve der ki :

Dualar kabul ola.... Alınlar açık ola...Gönüller ferah ola..Yiğitlerin bindiği atların ayağına taş değmeye...Ol Haliku'l-Barî, dertlilere deva,hastalara şifa,borçlulara eda nasib eyleye..Ağızların tadı bozulmaya...Sağlıklar daim ola...Zihinler açık ola...Çocuklarımız şâd u hürrem ola...Akıllar aydın ola..Vatan yolunda kaybettiğimiz şehitlerimizin ruhları şad, mekânları cennet ola.Âkiller silkinip kendine gele, gafiller uyana, hainler kaçacak yer araya..Ordumuzu, yurdumuzu, bozkurdumuzu Allah koruya...Nesillerden nesillere ilim ve sanat ırmakları çağlaya...Allah devlete, millete zeval vermeye..Allah'ın izn ü inayetiyle ezan susmaya,bayrak inmeye...Din ü devlet mülk ü millet payidar ola...Devlet-i ebed- müddet için eller-gönüller-zekâlar birleşe...Türk'ün, İslam'ın ve İnsanlık âleminin düşmanları kahr u perişan ola..."Allah adın zikr edelim evvela, vacib oldur cümle işte her kula..."

22 Eylül 2019 / 1938'in Ka'be'sinin etrafındaki binalar daha insaflıca imiş. Yine de bina yüksekliği Allah'ın evinden bir milim dahi yukarda olmamalı ve çevre su sesleri ve gül bahçeleriyle coşmalıdır biz tekrar oralara dönünce inşallah...

"Bir kutlu sefer olsa da gitsem /Ka'be yollarında kumlara batsam..."

22 Eylül 2019 / Yaz bitti, geceler ve gündüzlerin savaşında güneş yorgun düştü..

Yapraklar hüzünleniyor, sararıp soluyor. Güzün güzelliğini fark edelim, her biri bir nimet olan mevsimlerin devr-i daimini yaşamaya devam edelim Yahya Kemal'in"Eylül Sonu" nu bekleyelim. Bağbozumu, gün dönümü hayırlı, uğurlu olsun...

22 Eylül 2023 / O zamanlar, rahmetli Seyit Ahmet ARVASİ'nin Erenköyü'ndeki evine 3-4 defa birer şiirini almaya gitmiş, kapıdan almış, sonra da şiirlerini sırayla dergide yayınlamıştık. Bir seferinde de kendisini Türk Edebiyatı Vakfına rahmetli hocalarımız Tahsin Banguoğlu ve Ahmet Kabaklı'nın da yer aldığı bir eğitim sohbetine davet etmiştik. Hepsini zevkle dinlemiş bazı sorularımıza cevaplar almıştık. Nihayet Arifiye'deki yönetici birkaç arkadaşla beraber  evindeki mekânında peynir zeytinli mütevazı bir çay sohbeti davetine icabet ettik. İkindi namazını onun imametinde eda ettik. Kendisine büyük saygım ve aşinalığım vardır. Hemen hemen bütün eserlerini okudum. 33 yıldır o semtteyiz. Evinin önünden her geçişimde o yöne bakarak o günleri hatırlıyorum. Kitapları okunmalıdır. Ruhu şad mekânı cennet olsun.

21 Eylül 2022 / Bizim nesil çocukluğunda ve gençliğinde yaşadıklarını yazmalıdır ki cahiller kendilerini haklı sanmasınlar. Bir de yüzlerce akademisyen ilahiyatçı artık konuşmalı ve yazmalıdırlar. Aksi halde cehalet kol gezecek ama muvaffak olamayacaklar. Çünkü bizim nesil cehalete izin vermeyecektir. Okunsun ve düşünülsün. Bilgisi ve cesareti olan da efendice yorum yapsın. Biz binlerce sayfa tefsir de okuduk, meal de ,ilmihal de tasavvufi kitaplar da... Hamdolsun namazımızı da kimselere gösteriş yapmadan sade bir güzellikle, kendimizi bildik bileli eda etmekteyiz.. Ona göre, herkes ne bildiğini ve neler bilmediğini bilmelidir.

21 Eylül 2022  / TV Dizilerine Dikkat Etmeli… Her yeni başlayan dizide yaptığım gibi bu akşam da merak ederek seyretmekte olduğum KanalD'de yeni başlayan "O Kız" dizisine bir göz attım. Canımı sıkmaya, sinirlerimi germeye yetti. Bu memleketin bütün evlatları bizimdir. Sadece "şunlar bizimdir"demek son derece tehlikelidir ve millet hafızası asla unutmaz katiyen affetmez. Filmde geçen aşağıya tırnak içinde aldığım şu ifadeler bile can yakıcıdır. Yıllardır gençlerin şahsiyetini alt üst etme istidadı gösteren diziler üzerinde neden açık oturumlara çıkmaz çok bilmiş, kerameti kendinden menkul sathi bakışlı ervah. ?.. Hiç mi huzursuz olmazlar ? Bakın perişan ve fakir bir evdeki hala, öksüz genç kız yeğenini nasıl uyarıyor? "Senin yanında gözünün yaşını silecek anan mı var, arkanda dağ gibi duracak baban mı var ?..Yoksa bir ayağı çukurda deden mi koruyacak seni ? Susmayı bileceksin kızım..." Şimdi acizane soruyorum : Susan Türkiye mi, konuşan Türkiye mi ? Bu sorunun benzerlerini seneler önce de duyan ak saçlılar bir daha düşünmelidir. Demokrasi, hak edebilen ve koruyanların rejimidir...Susanların değil. Konuşurken de hukuk ölçüleri içinde akıllıca tavır almak şarttır, diye düşünmekteyim. Sizi bilemem...

1 Ekim 2011 / Divan Şairleri Yaman Adamlar. 400 yıl önceki Türkçeye bakınız:

Nef'-î' den iki beyit :

Ne şeb ki kûyuna yüz sürmesem ölürüm, / Ne gün ki kametini görmesem kıyamet olur..

Nedir bu tâli ile derdi Nef'î- i zârın, / Ne şûhu sevse, mülayim dedikçe, âfet olur.."