4 Aralık 2022 / ANADOLU YAKASINDA ve MERKEZDE KİTAP FUARI İHTİYACI !... Bu gün tâ Beylikdüzü'ne, bilmem kaçıncı defa Kitap Fuarına gittim. 39. su imiş. Ramazan'daki fuarlar dahil, hemen hemen hepsine gitmeye çalıştım. Bu kitap şenlikleri, Anadolu şehirlerine de yayıldı ama bir daha gideceğimi sanmam. Sen kalk, Erenköy İstasyonu'ndan Marmaray'a bin, Küçükçekmece'de in, Metrobüs'e yürü.15 durak sonra Beylikdüzü'ne gel, geçitlerden geç, in, çık, kuyruklara gir, gez dur, aradığın yayınevi ve kitabı bulama, gelmişken TDK'ya uğra, iki kallavi kitap Marzubanname ve Kabusname'yi al, Kültür Bakanlığı Yazma Eserler Kurumu Yayınlarından Hersekli Arif Hikmet'in Makaleler'ini al, dolaş dur, sadra şifa aradığını bulamadan dön, taze gevrek simidi azık eyle, yine Metrobüs kuyruklarına gir, iki saate yakın 42 durak gel, tekrar yürü, Söğütlüçeşme'den Marmaray'a ve oradan 7 dakikada Erenköy'e ulaş...En zevkli yayan yürüyüşle,15 dakika türkü mırıldanarak eve vasıl ol.. Hava kararmış, ayaklar yorgun, çanta ağır...Halbuki Anadolu Yakasında Pendik-Tuzla-Gebze güzergâhında veya Maltepe miting alanında, karşıda da merkezde Yenikapı'da "Şehir Haftaları" yaptıkları gibi pratik bölümler kurdurarak 2. ve 3. birer kitap fuarı açamazlarsa bir daha fuara gitmek akıl kârı değildir, çocuklara da eziyettir, üstelik yoğunluk sebebiyle tehlikelidir. Yılda iki defa bahar ve güz ortasında iki Kitap Fuarı yapılsa hem insanlar bu kadar uzun yolları aşmaz hem de çocuklar, gençler ve yetişkinler bu eziyeti yaşamamış olur. 20 milyonluk bir şehre 2 milyonlukmuş gibi davranmak günahtır, sonra bu muamele geri teper, işte o zaman millet kitaptan da fuardan da kaçar. Kim demiş "Milletimiz kitap okumuyor ?" diye. Birkaç yıla kalmaz, bütün yayınlar "e-kitap" a döner, fuarlar da eğlence yerine. Kalabalıktan eser kalmaz. Ağaçlar da kurtulur inşallah.. Kitaplar da "ateş pahası" olmaz.. Böyle insafsız kitap piyasası olmaz. Kültür Bakanlığı, yayınevlerine ve yazarlara telif desteği vererek kitapları "altın kadar kıymetli cep yakan pahalılık felaketinden" kurtarmalıdır. Ey etkili ve yetkililer, seslenişimiz ve serzenişimiz sizedir.Necip Fazıl rahmetlinin dediği gibi "Başımıza kulak istiyoruz" ki duyasınız.

30 Kasım 2020 / UYANIŞ: BÜYÜK SELÇUKLU dizisi 10.bölümüne ulaştı. Belli ki 150 bölümlük başarısıyla sınırlar aşan DİRİLİŞ ERTUĞRUL dizisiyle yarışacaktır. Tarihî dizilerin bütün kanallara yayılarak Karahanlı, Uygur, Köktürk, Peçenek ve Kıpçaklara kadar uzanarak onlarca diziye ve yüzlerce bölüme konu olması hayal değildir. Senaryo yazacak kültürlü araştırmacı ekipler yetişmelidir.Şaheser uyanmıştır, yarınları hazırlamaktadır.Türkçenin yeni klasiklerini sinema sanatının eşliğinde beklemekteyiz inşallah..

1 Aralık 2022 / Bu gün Ankara'da Keçiören Belediyesi 'nin davetlileri olarak kültür tesislerinde Rahmetli Hocamız Ahmet Kabaklı'yı yad ettik. Onun en değerli eseri ve emaneti olan Türk Edebiyatı Dergisi'ni 50.şeref yaşına girmesi vesilesiyle değerlendirdik. Belediye Başkanı sayın Turgut Altınok' un da hazır bulundugu seçkin bir dinleyici huzurunda seviyeli bir toplantı ile görüşlerimizi ve temennilerimizi beyan etmiş olduk . Gøsterilen hüsn-i kabule Türk Edebiyatı Vakfı mensupları olarak şükranlarımızı arz ederiz..

ANKARA KALESİNDE EVLER...

Bu sabah kahvaltıdan sonra Ankara kalesine dogru türküler mırıldanarak gezmeye çıktım, merdivenleri tırmandım, yenilenen evleri, yapılmakta olanları, yıkık ve virane kalanları, dar sokakları, çocuklugumun Zile'sini gezer gibi dolaştım durdum. Eskilerin hayatı bana daha sıcak göründü.Evlerin yarısından çoğunda oturuluyor, bir kısmı da turistik misafirhane evleri..Kime rastlasam 40 yıldır tanıyormuşum gibi selam verdim, selam aldım. Böyle yerleri gezip rahatlamak lazım...

2 Aralık 2022  · "DERSAADET'te SABAH EZANLARI..."

Bugün Cuma, Ankara'dayız, dün Keçiören Belediyesinin davetiyle geldiğimiz, rahmetli Hocamız Ahmet Kabaklı'nın emaneti Türk Edebiyatı Dergisi "nin 50. Şeref yılı münasebetiyle düzenlenen toplantıda arkadaşlarımızla birlikte mütevazı değerlendirmeler yaptık. Hat, tezhip sergisi, seymenlerin oyunları, üdeba ile sohbetler. derken hava karardı, 40 yıllık arkadaşım İsa beyle Hacıbayram Camii'ni ziyaret ettik, ilk TBMM'yi akşam alacasında seyrettik, misafirhaneye döndük, dinlendikten sonra sabahın seher vaktinde ezan sadalarıyla uyandık. Ekmek parasına koşanlar çoktan uyanmışlardı, yollar ışıklar içindeydi,arabalarla doluydu. Namazımızı eda ettik. Birkaç dakika sonra yeni ve duygulu bir ezan daha.. Hacıbayram Camiinde sabah namazı sonrası Kur'an tilaveti ve ilahiler, tekbirler.. Güzel sesli hafızların ruhumuzu ferahlatan okumalarını dinlerken , Ankara'nın "Mabedli Şehir" olduğunu ve 100 yaşındaki sevgili Cumhuriyetimizin başkenti olmaya çok yakıştığını da gözlerim dolu dolu tekrar düşündüm. Allah Gazi Paşa ve dava arkadaşlarının ruhunu şad u hurrem eylesin inşallah..Aziz milletimizi korusun, torunlarımıza da YENİ TURAN'LAR nasip eylesin...

3 Aralık 2022  · ANKARA İNTİBALARI...1 Aralık 2022 Perşembe günü öğleden sonra Ankara-Keçiören Belediyesi Kültür faaliyetleri kapsamında "Türk Edebiyatı Dergisi'nin 50.Şeref Yaşı"na ulaşması dolayısıyla kurucu başkanımız, Rahmetli Hocamız Ahmet KABAKLI ile eserlerini, hatıralarla da yad etmiştik. Programın hazırlanmasına vesile olan başta Belediye Başkanı sayın Turgut ALTINOK olmak üzere, paneli liyakatla yöneten ve başarılı, seviyeli, güzel bir Türkçe ile sunum yapan Saliha MALHUN hanımı, Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Serhat KABAKLI'yı, dergimizin Genel Yayın Yönetmeni "sahib-i kalem", usta hikâyecimiz İmdat AVŞAR'ı ve arkadaşlığımızın 40. yılını idrak ettiğimiz, nükteyi fikir incelikleriyle harmanlayan aziz kardeşim İsa KOCAKAPLAN beyi tebrik ediyor, onlarla iki gün Ankara hatıraları yaşamış olmaktan dolayı memnuniyetimi ifade ediyorum. İki değerli öğrencimi; 20 yıl önceden talebem Nigâr BAŞER GELGÖR hanım ile eşini ve sevimli oğulları EFE YUSUF ile kardeşini, bizi dinlemek nezaketleri dolayısıyla gelmelerinden, onları salonda görmekten mütehassis olduğumu, geçen yıl mezun ettiğimiz İbrahim Furkan ÇAL'a yanıbaşımızda hazır olmasından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. İkindi-akşam arası Kocatepe Camiinin biraz altındaki Kızılırmak Caddesi üzerindeki güzel bir kıraathanede, her zaman mütebessim ciddiyeti ile tanıdığımız Yağmur TUNALI bey ve arkadaşlarıyla devam eden ve üç saate yakın süren çay-peynirli simit sohbeti ise cana can katmıştır.. Akşam sonrası gittiğimiz Ulus'taki meşhur çorbacıdan bahsedersem "yediğiniz içtiğiniz size kalsın, neler gördünüz, onları anlat.." temennisine aykırı düşeceği için sözü makul sınırda tutmalıyım. Hasılı, yine Yahya Kemal'le aynı fikirdeyim: "Ankara'nın en güzel tarafı, İstanbul'a dönüşüdür." Çünkü İstanbul'da sevgili torunlarım var. Allah aziz milletimizin bütün evlatlarını korusun...

2 Aralık 2011  · Tanpınar'dan şu güzel mısraları okuyup düşünelim ve biz de medeniyetimizin ihtişamlı bestelerinden Itrî'nin "geniş ve şûh terennümü" Nevâkâr' ı ile Ferahfezâ' yı bulup dinleyelim: "Çırpınan bir rûhum artık, bin hasretle delik deşik

Uzak hayret burçlarında, Nevâ'nın, Ferahfezâ' nın..."

3 Aralık 2022 / STAR TV'de dramatik bir dizi... ÇÖP ADAM'ın ilk bölümü üzerek başladı, bakalım nasıl devam edecek ? Bizimkiler iyi gidiyor. Hayatı ve insanları yorumlamayı öğrendiler. Bu arada savaş uçağımız KIZILELMA'nın da ayakları yerden kesildi. Projenin kahramanları Bayraktar ailesinin damarlarının vatansever ve milliyetçi olduğunu, torunların isimlerinden anladığımı düşünüyorum. Allah yardımcıları olsun. Bence yeni yüzyıl "TÜRK ASRI" olacaktır. Allah büyüktür. Hele bir hayırlısıyla millî yara berelerimize merhemler sürelim de...

3 Aralık 2017 / 20. MİLLÎ EĞİTİM ŞURASI; sessiz sedasız, akisler bırakmadan bitti bitiyor. Vuslat, bir başka bahara kalacağa benzer. Lisansüstü akademik eğitim görmeden, en az 10 yıl meslekî ve ileri tecrübe kazanmadan "Uzman veya Baş öğretmen" olmak mümkün müdür ? Bu akademik olmayan ve "askerliği hatırlatan unvanlar" irfan ordusu mensupları arasındaki yakınlığı azaltacak hiyerarşik bir soğukluğa yol açmaz mı ? Tıpta Uzmanlık için niçin çetin TUS sınavlarıyla özel doktora eğitimleri yapılır ? İnsan evladının eğitimi daha mı az önemlidir ? Şura mensupları bu konuları aralarında istişare edip tartışmazlar mı ? Millî Eğitim meselelerini çok iyi bilenlerin, yazı ve kitaplarıyla bilgi ve tecrübesini ıspat etmiş olanların da bulunacağı, hafta boyunca devam edecek, çok katılımlı 21. veya 22. 100. YIL MİLLÎ EĞİTİM ŞURASI'nda TÜRKİYE ÖĞRETMEN AKADEMİSİ'nin de kurulmuş olacağı müjdesini temenni ve dua ederek 20. Şura'nın sakin ve sessiz gidişatına teessüfler ediyoruz. Hayırlısı olsun inşallah...

4 Aralık 2022  · MUHTEŞEM...TAVSİYE EDERİM, BAKINIZ...

Çok beğendim. Tebrik ederim. Ocak 1969'da çıkan, rahmetli Halide Nusret ZORLUTUNA'nın kurduğu, rahmetli kızı Emine Işınsu'nun yönetiminde çıkan AYŞE dergisinin ilk sayısını açtım, rahmetli Arif Nihat ASYA'nın ANNE şiirini yaşlı gözlerle okudum. Açın, siz de okuyun. Duygusuz yaşanmaz...Vakit buldukça diğer dergilere de bakacağım. Galiba 3-5 yıla kadar bütün yayınlar elektronik olacak, baskılar azalacak, ağaçlar kurtulacak. Haydi hayırlısı. Allah, insanları, öğrete öğrete asıllarına rücu ettiriyor..Emek sahiplerini candan tebrik ediyorum. Kültür Bakanlığı, YÖK Tez tarama ,TDAV , TDK ve bazı yayınevlerinin sitelerinde de e-kitap ve makale yayılıyor. milliyetcidergiler İfade Fikir Derneği İsmail Yıldız

6Aralık 2018 / Geçen  akşam Millî Birlik ve Düşünce Derneği Genel Merkezi Salonunda

Sakarya Üniversitesinin ve bazı liselerimizin gençlerinin katıldığı 70 civarındaki seviyeli ve ciddi memleket evladının yer aldığı sohbet toplantımızda; istikbalimize dair temenni ve tespitlerimizi ifade ettik, 20'ye yakın soru yöneltildi. İki buçuk saat süren, asil bir dinleme ve değerlendirme faslından sonra, Türkiye'nin medeniyetin yüksek ufkunda her alanda projelerle yeniden parlayacağına dair güvenlerimizi tazeleyerek ümitvar duygularla evlerimize, yurtlarımıza dağıldık. Gençlere daima güvenmeliyiz. Onlar tahminimizden daha şuurludur. Mayaları sağlamdır. Köklerinin farkındadırlar. Azınlık sizi yanıltmasın. Şaheser uyanmıştır. Geleceği kucaklamıştır. Milli Birlik ve Düşünce Derneğinin Başkan ve yöneticilerine, katılımcı gençlere ve bilhassa Üniversiteli kızlarımıza da kardeşleri arasında yer aldıkları için tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum. Siz varsanız ve millî davalara sahip çıkmışsanız vatanımız ebediyyen payidar kalacaktır..Hedefleriniz yüksek olsun..Türkiye'den Türk ve İslam âlemine ve insanlığa doğru her gelişmeyle ilgili olun.Meselelere yabancı kalmayın.Allah yardımcımızdır. Selam ve muhabbetlerimle...

8 Aralık 2021  ·  / Türklük Bilimi camiası, çok değerli bir âlimini kaybetti.  Prof. Dr. Günay KARAAĞAÇ, bizden bir önceki neslin mensubu, kıymetli eserlerin sahibi, çalışkan, saygıdeğer bir ağabeyimizdi.  Şakacı, şen, gayretli bir insandı. Yetiştirdikleri ve yazdıklarıyla vazifesini yapmış bir "Hocalar Hocası" olarak yaşadı ve "hoş sadâ" bırakarak aramızdan ayrıldı. Eserleri, adını ebedî kılacaktır. Ruhu şâd mekânı cennet olsun. Üzüntümüzü Fatihalarla dindiriyoruz..

9 Aralık 2017  ·  / Amerika'nın içinde başka Amerikalar var..Ne yazık ki dünyanın bütün zeki ve çalışkan çocukları ilk buluş ve eserlerini onlara bırakıyor. Yoksa bize posası mı kalıyor ? Türkiye'nin içinde gelişmesi için beklediğimiz ikinci, üçüncü"İlim İrfan Türkiyesi" hangi bahara kalacak ?

10 Aralık 2021/ Hacı Bektaş-ı Veli'nin Makalat'ından çok beğendiğim bir bölümü sizinle paylaşmak istedim. Okumanız ve zevk almanız temennisiyle efendim:

“Nitekim Hazret-i Resûl buyurur: Kaçan kim velîlerden birisi ‘Yâ Rabbi’ dise, Hak sübhânehu ve Taâla hazretinün ‘lebbeyk’ âvâzın ol velînün kulağına degürür. Ve ol velînün ‘Ya Rabbi’ dimekligiyle Allah Ta’âla hazretinün ‘lebbeyk’ dimekligi arşda birikür. Bu ikisinün arasından bir nûr çıkar ve ol nûrun şu’lesinden yedinci kat gök altında yüz bin ve hezârân yüz bin levnen ve levnen çiçekler biter. Tâ hattâ altıncı kat gök arası ol çiçeklerün latif kohusından dolar. Beşinci kat gök arası anber kohusından dolar. Dördünci kat gök arası mişg kohusından dolar. Üçünci kat gök arası ûd kohusından dolar. İkinci kat gök arası gül kuhısından dolar. Ol sebebden âlem münevver olur. Pes yeddi kat gök ferişteleri biribirine beşâret kılurlar ve hem birbirine kıgır sözler eydürler. Bugün ne latîf kohular geldi, dirler. Zihi kutlu gün diyüp ol çiçekleri direrler, sekiz uçmagın içini ol çiçekler-ile bezerler. İllâ kim ol çiçeklerün arasında bir çiçek biter. Ol çiçege gül-i reyhân dirler. Kaçan kim velilerden bir veliye va’de irse ol çiçegi getürürler ol veliye kohudurlar ve hem ışkı ana gösterürler, damarlarına yayılur, ol velinün cânını ışk-ıla alurlar. Hergiz cân teslim oldugın bilmezler. Nitekim Mısır hatunları Yûsuf peygamberi göricek hayrân olup ellerin doğradılar, duymadılar. Pes dost dostın ışkından cân acıgın duymasa aceb degül. İmdi dost dosta cefâ kılmak nite revâ ola ? Latîfe-i garâib ü acâyib budur kim ârifler cân virmezler, tâ kendü murâdların görmeyince. Ve hem bir pulad demiri daşa ururlar ve ol daşun içinden od çıkar, yanar, tütüni göge agar ve odı ocakda kalur. Pes gül-i reyhân didükleri ışk çiçeğidür. Işk didükleri Allah Ta’âla hazretinün kendüligi odıdur kim dükeli âlemi dutupdur ve hem ol od’ın ocağı erenlerün gönlidir. Pes ışk câna hareket getürür ve göyündürür. Bu od’a mahabbet od’ı dirler . Pes bu kadar acâyibler ve garâyibler Tanrı ta’âlâ’nun ‘lebbeyk’dimeklügiyle ve hem ol velînün ‘Yâ Rabbi’ dimeklüginden kopar ve sühân-ı ilâhî didükleri budur. Nitekim ol âlem fahrı Muhammed Mustafâ (a.s.)buyurur : ‘Her kimün tâ’atı yok ise kamu itdügi hayr kabul olmaz.’Pes ulu tâ’at ‘Yâ Rabbi’ dimekdür ihlâs-ıla. İmdi ihlas-ıla ‘Yâ Rabbi’ dimek, genez degüldür. Kim ki genezdür dirse yanlış söyler. Meger ki anun Allah hazretinden nasibi ola. Pes kimün ki Allah’dan nasibi olsa bu kadar sözlerden haber anlaya. Dün ü gün Allah zikrine meşgûl ola. İmdi her kim Allah zikrine meşgûl ola, her zahmetlerden kurtula, rahatlara ulaşa.” Makaalât-ı Hacı Bektaş Velî - 5a/b

Bu ve benzeri metinleri anlamakta zorlananlar uğraşmalıdırlar. Ben de bilmediklerimi anlayamıyorum. Biraz gayretle (aslında yıllar alır..) anlar hâle gelirsiniz. Orijinal metni bozmak kıvamı bozmaktır. Şekspir'i, Dostoyevski'yi ve Baki'nin şiirini sadeleştirirseniz bütün tılsımı gider. Bu konular, benim iyi bildiğimi sandığım bir alandır. İhtisas alanımdır. Sakın, alınganlık gösterip de tartışma mevzuu yaparak tereciye tere satmayalım azizler...

10 Aralık 2021  ·  / Aile kökleri, Bulgaristan Deliormanlı, kendisi Edirne doğumlu Rahmetli Şevket Süreyya AYDEMİR'in SUYU ARAYAN ADAM isimli otobiyografik romanını okumamışsanız, alın, okuyun, sonra konuşun. Ben şimdi o kitabı üzüle üzüle, satırlarını çize çize, düşüne düşüne okuyorum. Sonra diğer kitaplarını da okuyacağım. Tercih, keyif ve irade benimdir. Geçen yıl Elmalı Tefsirini (9 cilt), Evliya Çelebi Seyahatnamesini (10 cilt), Müzekkinnüfus'u , Maarifname'yi, Tazarruname'yi, Name-i Kudsi'yi, Tarih-i Ebu'l-Feth'i, Makalat'ı ve Pusat'ı okuyup bitirmiştim. Tarihi metinleri asılları ve Türkiye Türkçesine aktarılmış metinleriyle yan yana okudum. Yakında da Altan Deliorman'ın Mustafa Kemal Balkanlarda, Refik Halit Karay'ın Nilgün (üç cilt) kitaplarını tamamladım. Akşit Göktürk 'ün Sözün Ötesi ve Sümbülzade Vehbi'nin Surname'si de önümde, okumaktayım... Kulaktan dolma bilgiyle ne ilim olur ne de irfan. Okumaya mecbur ve mahkûmuz..Ona göre...

10 Aralık 2020  · Mucize Doktor Ali Vefa kızıyor :  / "Her şeyime dokunmuşsun. Ne yapmışsın böyle ?" Muhatabı mahçup ve şaşkın: "Sadece teşekkür etmek istemiştim...", "Bir kalp cerrahı neyi yapamaz bilir misiniz ?" "Neyi yapamaz ?" "Kırık bir kalbi onaramaz..." Ve benzeri diyaloglar. İlim, ihtisas ve ciddiyetle ince mizah bir arada. Hekimoğlu dizisi de öyle. Zekice konuşmalar, gerginlikler ve ustaca hazırlanmış metinler, insanî iniş çıkışların binbir halleri. Bizimkiler bu işi öğrendi. Bazı kolaycı yapımcılar sıradan dizi acemiliklerini bırakıp insana, derin ve renkli Türkçeyle yönelsinler, takdir edilir, ilgi görürler. Bu millet âriftir, anlar. Aile facialarını ve karakter bozulmalarını değil daima ümitvar, ince ruhlu, bilgili, uzman şahsiyetlere, sanatkâr tabiatlı, ilim ve iddia sahibi insanlara ve topluma baksınlar. İşte o zaman asıllarına rücu etmiş ve evrenseli de yakalamış olacaklar. Tıp erbabına ve sağlık çalışanlarına hayranım. Keşke zamanında imkân bulup da onlardan biri olabilseydim. Hayat kurtarıyorlar. Kaldı ki ben dil ve edebiyatla meşgul olduğum için de çok memnun ve mesudum...

3 Aralık 2020  ·  / MUCİZE DOKTOR dizisinden enteresan iki cümle :

" Hayatımı kurtardınız. Yüzüm, benim için hayatım demektir." / " Çünkü ben de farklıyım..."

Benden de bir cümle: Herkes farklıdır ve istisnaidir. Kimse bir diğerini kendisi gibi olmaya veya düşünmeye zorlamamalıdır..