Sofu Bayezid ki oğluna Oğuz Han adını koyan Cem Sultan'ın kardaşıdır.

Bayezid'in oğlu Selim ki Yavuz'dur, babasını tahttan indirir. Ol Yavuz Sultan Selim, bir gün oğlu genç şehzade Süleyman'a der ki: "Aslanım; iktidar, gölge kabul etmez..".. Tarihin cilvesi, ona kendi oğlu Şehzade Mustafa'yı gölge mi yapmıştı ki talih, Hürrem Sultan'ın oğlu Sarı Selim'i milletin devranını değiştirecek yere getirdi ? İktidar savaşları, Timur'la Yıldırım'ı ve nice aynı soydan on binlerce Türk'ü karşı karşıya getirmemiş mi ? Altınordu'nın yıkılıp parçalanması ve Rusların adım adım güneye inmeleri hazmedilir iş midir? Ya Bizans'ın Bulgarları, Peçenekleri, Kumanları birbirine düşman etmekle kalmayıp Hristiyanlaştırmasına ne demeli ? Bu bizim milletimizin zaafları üzerinde de kafa yormak, ders almak ne kadar da önemlidir Değerli arkadaşlar, sevgili öğrencilerim. Tarih, acılarla, ibretlerle dolu... Yine de Oğuz Boylarının Kınık kolu Selçukoğullarından sonra Kayı kolundan Osmanoğullarının liderliği ve Anadolu'ya asırlarca Asya'dan kopup gelen Türkmen torunlarının bin yıla yaklaşan ve yine Karamanoğlu kaynaklı Rumeli çocuğu Mustafa Kemal'in liderliğinde ebediyete akıp giden Selçuklu-Osmanlı-Cumhuriyet birliğinden ve devamlılığından "Devlet-i Ebed-Müddet" için ders ve ilham almalıyız.. Allah, devlete, millete zeval vermesin... Rakiplerin birbirine insafı olmamıştır. Keşke Anadolu birliğini sarsacak yere kuvvetlinin yanında yer alsalardı...Ama...Tarih ne ibretli sayfalarla doludur. Karamanoğlu ne hatalar yapar, bilirsiniz.. Sonunda kuvvet karşısında boyun eğer..

KUR'ÂN, HADİS, SÜNNET, İSLAMÎ İLİMLER VE TASAVVUF VARKEN....

Bu "Meditasyon" kılığı içindeki güya şifa dağıttığı ileri sürülen ve "astroloji" havalarında burçların birbiriyle "yükselen ve inen binbir versiyonu olduğu" iddiasıyla, diplomasız, doktorasız birtakım kimselerin bazan "muhafazakâr" iddialı TV kanallarında dahi arz-ı endam etmesi ve onlara özel programlar yaptırılmasına çok şaşırdım. "Hayatınızı şekillendirme seansları"na gelin..Hatta "online daha makbuldür" ne demekmiş ? Bir soran yok mu ? Ben soruyorum: Burası 1000 yıldır Müslüman bir ülkedir. Çok zengin ve bütün insanlığa manevî şifa olacak bir Tasavvufî ve İslamî birikimimiz vardır. Konuşan kişi veya kişiler "Bilinçaltındaki inancı değiştirmek"ten, çiftlerin ne zaman ana baba olmaları gerektiğinin astrolojik takviminden, zaman ve para kaybetme sıkıntılarını önleyici şifalardan, geçmiş dünyalardan getirdiğimiz kötü tecrübelerden kurtulmalardan-tenasüh göndermesi de yaparak- kendilerine gidebilmemiz için "bedenlenmiş ruh olmamızın yeteceğinden", sınav gerginliğini derin nefes alarak giderebileceğinizden, burçların güya astrolojik sembolik ilişkiler ağından, Hint Budizminin acemice sinsi telkinleriyle, güya "bizi kendi duvarımızdan çıkmaya davet" ediyorlar, kendilerince “enerjisel” gücünü anlattıklarını sanıyorlar, pişkin çehrelerle cehalete hitap eden bir üslupsuzlukla ekran karşısındakileri ikna ettiklerini sanıyorlar. Kötü ihtimal şu :

Ya aldanan safdiller varsa, onları kim koruyacak ? Atatürk haklıdır : " Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir, Fendir... " Programların ve kanalların adlarını vermiyorum. Bunlar kaç yıldır renk değiştirerek sürüyor. Aman dikkat ! Bunları ciddiye alamayız. Hayatımız çok daha ciddidir. Gerginliğimi yatıştırmak için iki rekat namaz kıldım ve okumakta olduğum 15. asrın erenlerinden Eşrefoğlu Rûmî'nin (Nefisleri Temizleyici) MÜZEKKİNNÜFÛS'unu kaldığım yerden okumaya devam ettim. Tavsiye ederim. Her konuyu erbabından okumadan olmaz.

7 ŞUBAT 2020  · "PAYİTAHT-ABDÜLHAMİD" DİZİSİNİN BU AKŞAMKİ BÖLÜMÜ sinirlerimizi altüst etti. Onda biri bile doğru olsa, dehşet verici, can sıkıcı..Seyrettiğimiz bölümlerde ihanet kol geziyor. Devlet yönetmek ne kadar da zor ve çileli bir mesuliyettir. Uykuyu kendine haram etmeyenler ve binbir ihtimale hazırlıklı olmayanlar nasıl devlet yönetebilirler ki... En nihayet senaryodur. Erbabı, uzmanları daha iyi bilmek zorundadır. Belgeler, zengin kaynaklar konuşturulmadan tarihi hakikatler ortaya çıkmaz. Bize yazılanları okumak ve ibret almak kalır...Yakın ve uzak tarih acı ve acımasız misallerle dolu...Bu kadar tarihi eser okudum. Bilmediklerim, bildiklerimden çok çok fazla. Allah milletimizi belalara ve felaketlere karşı korusun ve daima her alanda teyakkuz durumunda tutsun inşallah...

7 ŞUBAT 2020  · TRT 1'DE "İYİ FİKİR" PROGRAMINDA HAYATİ İNANÇ BEYİ DİNLEDİK. Mükemmel Türkçesi, zengin bilgi birikimi, hayat tecrübelerini üstadane anlatış tarzı ve nezaketiyle gençten yetişkine kadar her yaşa hitap eden, ciddiyetle güler yüzün harmanlandığı sohbeti bizim kendisine olan saygımızı ve öğrenme iştiyakımızı artırmıştır. Programı yöneten hanımefendiye de teşekkür etmeliyiz. Bu arada Hayati İnanç beyin sohbetleri ve bilhassa şiirle yüklü edebî konuşmaları Youtube denilen alandan indirilip dinlenmelidir. Hararetle tavsiye ederim. Böyle insanlar artık nadir bulunuyor...

8 Şubat 2016  · 1950 SONRASI TÜRKİYE'SİNİN İKİ YİĞİT DAVA ADAMI :

Osman Yüksel Serdengeçti ve Ahmet Kabaklı.. Necip Fazıl'ı o yılın,1983'ün Mayıs'ında kaybetmiştik. Aynı yılın 10 Kasım'ında da Serdengeçti rahmete kavuştu. Şubat 1983’te. vefatından üç ay önce Necip Fazıl beyin evinde gůn boyunca můlakattayız misafiriz. Ůstad Kısakürek'in sagında torunu, solunda bendeniz ve rahmetli diğer hocalar Kabaklı Hoca ve eşi Meşkure Hanım, Prof.Dr.Ayhan Songar, Dr. Reyhan Songar, Prof.Dr. Süleyman Yalçın...Ayla Ağabegüm Hanım, Ahmet Taşgetiren Bey..Yarısı rahmetli mekânları cennet olsun...2001 Şubat'ına kadar bayrak Kabaklı Hocadaydı...Bayrak ezelden ebede asla sahipsiz kalmamıştır...Allah büyüktür... Ne mutlu ki Kabaklı Hoca’nın yanında olmuşuz. Şanslı Anadolu çocuklarıyız...Kitaplarının hepsinin tam da okunma zamanıdır. Rahmetli Hocaya tekrar tekrar dönme ve fikirlerini yorumlama yaşatma zamanıdır. Mücadelesi neydi ?Bir ömür boyu kendini adadığı davasını kimlerden devraldı da kendi nesline ve gençlere anlatmak için çırpındı durdu ? Bir gün sitemle; "Beni üzmeyin.. Giderim bir daha benim gibisini bulamazsınız.." deyişini hüzünle, içimde sızılarla hatırlıyorum..Mabed ve Millet yazısını açın okuyun...Heyecandan ve memnuniyetten bitiremez tekrar okursunuz.. O kadar doğru ve düşündürücü....Bol bol metinler okunmalı ve sohbetleri yapılmalıdır ... Rahmetli Hocamız Ahmet KABAKLI'yı her yıl olduğu gibi bu Şubat'ta da vefat yılı münasebetiyle Türk Edebiyatı Vakfı'nda; Serhat Kabaklı, İsa Kocakaplan, Erol Ülgen ve dinleyicilerin de hatıralara katılan konuşmalarıyla yad eyledik. Aziz ruhu şad u hurrem olsun inşallah...

NEDENSE BAZI KİMSELERİN "KÜÇÜK DAĞLARIN SAHİBİ GİBİ" KİBİRLİ HÂLLERİ, bana Cenap Şahabeddin'in Tiryaki Sözleri'ni hatırlattı. Diyor ki: "Tevazu yaşmağa benzer, örterek güzelleştirir." Can sıkıcı ve şaşırtıcı olan, mütevazı görünüp zıddını yapanların, muhataplarının bunu anlamadığını sanma zaafları veya fani dünyamızdaki hiçbir bedele değmeyecek küçücük hesaplarıdır. Onlar bilmiyorlar mı ki "Şöhret âfettir." Allah bizi, nefsimizin ettikleri ve edeceklerinden korusun. İşte bunun için "Büyük Cihâd"dır. Bir zamanlar bir dostun "Bana yarım bardak su getireni bile unutmam." sözünü yıllardır iyi ki unutmuyorum. Allah şaşırtmasın, yanıltmasın. Nefsime mağlup olmamak hususunda dualardayım...

ŞUBAT 2024 / DR. NECMETTİN TURİNAY, ÇAPA YÜKSEK ÖĞRETMEN OKULU'NUN MEDAR-I İFTİHARI OLAN 100-200-1000 kişisinden biridir, bütün mezunları gibi.. Kimseye kıyamadım. Mezun olduğu 1969 yılı Kasım'ında Türkoloji Salonundaki Millet Caddesine bakan masasını,Fakülteye yeni başlayan bana bırakmıştı. Yıllar sonra nasılsa hatırlayıverdim.  Sağlık ve afiyet içinde nice yıllar diliyorum ...

11 Şubat 2022  ·  / 51 yıl önce,1973 Eylül başında otobüsten inip, Ankara'da çektiğim kurada çıkan ilk tayin yerim olan Kütahya Kız İlköğretmen Okulu'nun adresini sorduğumda dört yol ağzındaki "Çinili Vazodan İstasyon Yoluna doğru" yürümem, sol kaldırım boyunca 150-200 metre gitmem gerektiği söylenmişti. Ciddiyetle karışık bir heyecan içinde okulun kapısından girerken son sınıflardan 6-7 gencin bana "Hoş geldiniz Hocam." tebessümlerini hiç unutmadım. Hepsine sağlık ve afiyetler diliyorum. Aradan birkaç yıl geçti, Yozgat, Sakarya, Isparta dolaştırıldık sonra Kütahya’ya 1978 güzünde döndük. Endüstri Meslek’ten sonra ilk göz ağrımız Eğitim Enstitüsü’ne geldik..Yıl 1980, yaş 28; mevsim yaz. İhtilale çeyrek var, neler olacağından bizim haberimiz yok.. Ayak seslerini duysak da aldırış ettiğimiz yok. Çünkü genciz.. Ordu bizimledir, diyoruz. Meğerse sadece Allah bizimleymiş, her zaman, her nefeste olduğu gibi...Hemşehrim  Fikret Süren bey o zaman Öğrenci Derneği Başkanı, bendeniz de Kütahya Eğitim Enstitüsü Eğitim Şefiyim.. Neler neler yaşadık, anlatmakla bitmez. Bu günümüze sonsuz şükürlerimiz vardır…

BİR VEFA GÜNÜ MÜNASEBETİYLE  HATIRLAMALAR...

11 Şubat 2017’de Sakarya Üniversitesi  müstesna günlerinden birini yaşamıştı.

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünün kurucu hocalarından Prof.Dr. Orhan OKAY'ın vefatının 4.haftasında, Hukuk Fakültesi konferans salonunda yapılan anma programında, öğrencileri ve yakınları onunla ilgili hatıralarını anlattılar. Hoca'nın ruhuna Fatihalarla hediye edilen Kur'an-ı Kerim tilavetini takiben, Rahmetlinin hayatından sesli-görüntülü tanıtıcı bir sunum gösterilerek konuşmalara geçildi. Üniversite Rektörümüz Prof.Dr. Muzaffer ELMAS'ın da katıldığı toplantıda, yine Üniversitemizin ve Medeniyet Üniversitesinin hocalarından Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.İsmail GÜLEÇ, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof.Dr. Azmi ÖZCAN, Fakültemiz Eski Dekanlarından Prof.Dr.İlyas ÖZTÜRK ve TDE Bölümünün bütün öğretim kadrosu hazır bulundu.

Hepsi de Hocanın talebeleri ve arkadaşları olan; başta Sakarya Milletvekili Prof.Dr. Mustafa İSEN olmak üzere , YÖK Üyesi Prof.Dr. Hayati DEVELİ, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Yılmaz DAŞCIOĞLU, TDE Bölümü Başkanı Prof.Dr. Zikri TURAN, Prof.Dr. B.Ali KAYA, İl Kültür Müdürümüz Dr. Hüseyin YORULMAZ, Türkçe Eğitimi Bölümü Başkanı Doç.Dr. Mehmet ÖZDEMİR ve ben kısa birer konuşma yaptık ve Rahmetli'yi hatıralarla yad ettik. Sonra da, küçük oğlu Doç.Dr. Cüneyt Okay Bey'in eşi Dr.Yeliz OKAY Hanım, büyük oğlu Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Fuat OKAY Bey ve yine aynı Üniversiteden ve Rahmetli'nin Yüksek Lisans dönemi öğrencilerinden olan Prof.Dr. Işıl ALTUN Hanım hissiyatını dile getirdiler. Hoca'nın o zamanki Yüksek Lisans öğrencilerinden Ede.Öğretmeni Naciye Perçin EREN'in de gözleri dolu dolu takip ettiği son derece duygulu bir atmoferde geçen ve salonu dolduran öğrenciler için hafızalarda iz bırakacak güzellikte açıklamalarla, değerlendirmelerle devam eden toplantı, helva ikramıyla tatlanarak Cuma saati öncesinde sona erdi.

Bu nezih, seviyeli ve Hoca'nın hatırasına yakışan toplantının hazırlanmasına vesile olanlara, ön çalışmaları yürüten, takip eden TDE Bölümünün genç akademisyen ekibine, sunucu öğrencimize ve bilhassa toplantıyı sonuna kadar takip eden, konuşmaları dikkatle, not alarak dinleyen, salonu dolduran öğrencilerimize tebriklerimi ve teşekkürlerimi ifade ediyorum.

Hoca'nın ruhu şad olsun, inşallah, kabrine nur üstüne nur insin...

12 ŞUBAT 2020  / "DEVLET DEMEK GÜVEN DEMEKTİR." Prof.Dr.Ersan ŞEN

HaberTürk Kanalında Veyis Ateş Bey'in yönettiği "Gündem" programındaki konuşmacıların hepsini; düzgün Türkçeleri, sağlam ifade mantıkları, konuları ele alış üslupları, birbirlerine saygıları, hukuka dikkat ederek meseleleri ele alış tarzları, konuların gerginliğine rağmen kontrol etmeyi başardıkları millî ve hissî hassasiyetleri sebebiyle tebrik ediyor ve hepsinin, hangi siyasi görüşte olurlarsa olsunlar ülkemize, kamuoyuna veya meclisimize çok yakıştıklarını düşünüyor, tebrik ediyorum ve büyük bir dikkatle aydınlanarak dinliyorum...

ANADOLU SELÇUKLULARIN İLK BAŞKENTİ İZNİK, 1075 'te Malazgirt'ten 4 yıl sonra Kutalmışoğlu Süleyman Bey'in Türk milletine hediyesidir. İznik Gölü'nün ne kadar güzel olduğunu bin sene önce anlamış ve bu muhteşem tabiatın kenarına sevimli bir şehir kurmuşlar..Zaman zaman Haçlıların eline geçse de kader onu bize bırakmış..Kıymeti bilinmeli ...İznik’te ayrıca, Fetihte bize yardım eden Kırgızların hatırasına Orhan Bey tarafından yaptırılan türbe ve yakın zamanlarda dikilen bir Kırgız savaşçısı heykeli vardır..

2 Mayıs 2020  · TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN 20.ASIRDAKİ SİYASÎ LİDERİ RAHMETLİ ALPASLAN TÜRKEŞ DİYORDU Kİ :

"Türklük Bedenimiz, İslam Rûhumuzdur. Ruhsuz Beden Ceset Olur."
" DALINDAN KOPAN YAPRAĞIN ÂKIBETİNİ, RÜZGÂR TAYİN EDER."
" Ben sizi sokaklarda ıspanak fiatına satılan demokrasiye değil, hak yoluna, Allah yoluna çağırıyorum.."
"BİZ GELECEK SEÇİMLERİ DEĞİL, GELECEK NESİLLERİ DÜŞÜNÜYORUZ..."
"Her Türk çocuğu, kendi alanında en iyi olmaya çalışmalıdır.."
"Gayemiz, Türk milletini kalkındırmak ve çağlar üzerinden aşırmaktır.."
" HEPİNİZ BİRER TÜRK BAYRAĞISINIZ. BAYRAĞI YERE DÜŞÜRMEYİN !.."
." EMANET OLAN DAVAYI KUCAKLADIM, ARKAMA BAKMADAN GİDİYORUM...Herhangi bir sebeple düşersem bayrağı alın daha ileri götürün..."

Ruhu şad, mekânı cennet olsun. Kitapları okunsun, idealleri unutulmasın inşallah…