MÜTEFEKKİR SEYİD AHMET ARVASİ

MÜTEFEKKİR   Gdo,bizim ülkemizde yalnızca bir toprak, tohum sorunu değildir. Tıpkı özel olarak bir labaratuarda proje olarak hazırlanmışçasına "GDO´lu siyasetçi ve GDO´lu aydın" sorunumuz da olduğunu düşünüyorum.   Malumunuz, GSO, Genetiği Değiştirilmiş Organizma anlamına gelen bir kelime öbeğinin kısaltılmış hâlidir. Yani laboratuar ortamında suni bir müdahaleyle yeni bir tohum üretiliyor. Organik özellik taşımayan bu tohumdan elde edilen besinin kokusu, tadı,rengi bir başka... Büyüyüp gelişmemizde hiç bir olumlu katkısı olmayan bu besinler üstelik kanserojen özellikleriyle bünyemiz için çok büyük tehditler meydana getirdiği tartışılmaz bir gerçek.   Toprak bile bünyesine GDO´ lu tohum girince bir daha başka tohumu kabul etmez hale geliyor. Bu zararlı proje,Vahşi Kapitalizmin kafa yapısına ait...Kapitalizmin insanlığa verebileceği de ancak bu olur zaten...Artik Organik olanın yani saf, katışıksız olanın kıymeti çok daha net anlaşıldı. Bu da Kapitalizmin Tanrı´yı asla yenemeyeceginin apaçık bir kanıtıdır.   Bu bilginin ardından bazı tahliller yapmak yanlış olmasa gerek...Tohumun, ürünün gdo´lusu olur da siyasetçinin, sanatçının, aydının olmaz mı? Bu toprakların ruhuna aykırı pek çok politikacı, sanatcı ya da aydın dün olduğu gibi bugün de aramızda yaşamaktadır. Mesela, Türk Aydını dediğimizde kökü dışarıda olmayan, saf, katışıksız, kendisinden bu toprağın kokusu gelen,organik aydını anlamamız gerekiyor.   Rahmetli Arvasi Hoca tam da bu tanıma uygun bir aydınımızdır, ama biraz onu perdelenmiş durumdayız, tıpkı yerli tohumun azaldığı gibi. Seyit Ahmet Arvasi Hoca, vefatının 30.yılında rahmetle ve özlemle anarken kendisini biraz da da olsa tanıtmak istiyorum:   Asıl mesleği öğretmenlik olan ve bu şuuru ömrü boyunca tavizsiz yaşayan bu büyük insanın biyografisine girmeyeceğim zira buna hem sayfamız çok yeterli değil hem de sosyal medya çağında isteyen kolayca ulaşır.   Peki, Arvasi´nin asıl hizmeti neydi? Düşünen, araştıran ve sorgulayan bir insan olarak Arvasi Hoca ilk gençlik yıllarından beri milletinin problemlerine milli tarih, kültür ve ülküsündenreçeteler azırladı.Hormonsuz ve gdo´suz bir neslin oluşması için hiç duraksamadan büyük bir savaş verdi. Yakın tarihimizin Türk Gençliğinin önüne Batı tarafından sunulan ya Amerikancı ya da Rusçu bütün gdo´lu çözümlerin önüne yine onların tezlerini ters yüz ederek kalın duvarlar ördü.   Bir profesörümüz onun hakkında şöyle bir kehanette bulunmuştur:  "Arvasi´yi Batı bizden önce keşfedecek ve biz de Arvasi´ yi Batıdan öğrenmek zorunda kalacağız."   Hormonsuz düşüncenin tavizsiz savunulması adına Arvasi bir örnektir.Bu toprakların ruhuna uygun bir fikir, kültür ve estetik(sanat) nasıl ihya edilir, Arvasi buna örnektir. Büyük ve öncü olmak için ne Türk´lüğümüzden ne de Islâmlığımızdan vazgeçmemize gerek yoktur, Arvasi buna örnektir. Köksüz bir islam anlayışı da, ruhsuz bir Türklük anlayışı da ancak düşmana hizmet eder, Arvasi buna örnektir. Sahte laiklere de sahte dindarlara da geçit verilmez; Arvasi buna örnektir.   Arvasi,daktilosunun başında vefat edinceye kadar çeşitli gazetelerde yazılar yazdı. Günlük bir gazeteye değil de kitaplarına makale yazıyor gibiydi. O´nun, "Kendini Arayan İnsan", "İnsan ve İnsan Ötesi", "Diyalektigimiz ve Estetigimiz", "Türk Islâm Ülküsü" gibi her biri şaheser olan kitaplarını hakkıyla okuduğunuzda gdo´lu olma riskiniz yok olur tasmamen yerli ve tamamen milli olursunuz. Piyasada satılan onca ilmihal kitabının yanısıra mesela O´nun "Ilmihâl" ini okuduğunuzda o ilmihâlin siz de nasıl bir hâl ilmi tesiri yaptığını ve şahsiyetinizi ihya ettigini bizzat yaşarsınız.   Hiç bir makam hırsı olmadı. Dünya satın alamadı Arvasi´yi... O bu dünyaya sahip olmaya değil şahit olmaya gelmişti. 12 Eylül mahkeme ve zindanları da hızını kesemedi.   Inandigi Dava ile bütünleşip Fenafildava olmuş insan çok azdır; Arvasi öyleydi. Türkistan´da Hoca Ahmet  Yesevi Türk´e nasıl bir dirilis üflediyse Türkiye´de Arvasi Hoca aynı ruhu üfledi. Yetiştirdiği yüzlerce talebe onun bu eşsiz alimliğine şahittir. Yaşadığımız zamanda en büyük talihsizliklerimizden biri de bugün Arvasi çapında bir rehberden yoksun oluşumuzdur. Bir kaç sözünü buraya yazalım.Belki sözleri üzerine tefekkür ettiğimizde yeni yeni dirilislerin ilk kıvılcımı ruhumuzu tutuşturur.   "Tarih, bir Milleti Geçmişte; Kültür, bir Milleti Hâlde; Ülkü ise Gelecekte birleştirir."   "Islâm dünyasını esir almak isteyen şer kuvvetlerin ilk hedefi Türk Devleti ve Türk Milleti olmuştur."   "Bir dava, fertlerinden şunları ister: İman, Aşk, Aksiyon ve Karakter!"   "İnanıyorum ki hem Türk hem Müslüman olmak hem de Muasır Medeniyete öncülük etmek mümkündür. Atalarımız bunu denediler ve başarılı oldular, biz niye denemeyelim?"   Bu satırların yazarı olarak duamız odur ki, her türlü kavram karmaşası, kendine yabancılaşma ve GDO´lu Siyaset ve Siyasetçi emellerine karşı Arvasi gibi bir değeri yeniden okumalı, tahlil etmeli ve yarınlarımızı ihya etmeliyiz.   Yerli ve Milli kavramlarını bize gösterildiği gibi değil, aslına uygun olarak kavrarsak makus talihimizi yeneriz. O zaman Hüseyin maskesi takmış Yezitler, Musa rolü yapan Firavunlar bu milleti kandıramaz. Arvasi Hoca´yı anlatmak için ya böyle bir kaç satır yazı ya da belki içi dopdolu tek bir kelime yeter: MÜTEFEKKİR!   Vefatının 30.yıl dönümünde Dirilis Üfleyen Adam Arvasi Hocayı Haber 59 Gazetesi olarak rahmetle anıyoruz. Ruhu Şad Olsun