GÖKSEL ÇAKIR

Zaman;hele ki bu ahir zaman "en büyük kozunu" insanın üzerine oynuyor. Beşeriyet ile insanlığın birbirinden en keskin çizgilerle ayrıldığı,âdeta beşer olanla insan olanın iki ayrı cinsi anlattığı zamanları yaşıyoruz.    Modernite,insanı kurtarmayı başaramadı. Batı Medeniyeti,yüzyıllar boyu insanı Tanrı seviyesine taşıyayım derken,aşağıların da aşağısına bırakıverdi.   Madde herşeydir dersen,olacağı budur. Oysa insanın bir kalp tarafı,daha doğrusu bir ruh tarafı vardı.   Türk´ün kurduğu medeniyet,insanı daima bu gönül ve ruh tarafıyla birlikte düşündü.Bu sebeble bir Yunus Emre bizden çıkmıştır.   Adalet,Eşitlik,Hakça Düzen gibi kavramların yerli yerine oturması ve insanın yeryüzünü bu kavramlarla imar etmesi ancak "insan" kavramının da yerli yerine oturmasıyla mümkündür.   İnsan ancak; ruh, vicdan, ahlak ve gönül gibi asıl silahlarını kuşanırsa kurtulacaktır, aksi taktirde, "İnsanlık öldü!"  Veya "Nereye gidiyor bu insanlık?" Gibi sözler günlük konusmalarımızın bir parçası olmaya devam edecek.   Batının kavramlarıyla düşünmek ve hayatı bu kavramlarla yorumlamak bizde şöyle bir ilizyona yol açıyor:   "Başka çıkar yol yok"   "Bu dünyanın düzeni böyle"   "Çağın gerisinde mi kalalım?"    Hayır, bu cümleler, egemenlerin zihnimize giydirdiği deli gömlekleridir. Hakikat ise şu: "İnsan Kalbine Dönmek Zorundadır!"   Her eylem önce zihinde doğar. Namaz kılmak için bile önce niyet gerekir. Üstelik niyet amelden de üstündür.   Yunus Emrelerin,Mevlânaların,Hacı Bektaşların,Yesevilerin "insan"ına geri dönmeye mecburuz.    Çünkü Batı treninin bizi götürüp bıraktığı istasyon bizim istasyonumuz değil.   Kaybettiğimiz medeniyeti bulmak zorundayız. Başka medeniyeti taklit bizi medeniyetsiz kıldı.   Dün, insanı kurtaran değerler manzumesi bugün bizim için sadece bir övünme lakırdısıdır. Bir züğürt tesellisi ya da bir müze malzemesi olarak kalmamalı... Bayrak nereden düştüyse oradan kaldırılmalıdır. Baştan başlamalıyız. Gömleğimizin ilk düğmesini doğru iliklemekle başlamalıyız.   İnsanı kurtarırsak herşey kurtulacak!    Ya Kurtarmazsak?