Kartal ile karganın ilişkisini bilenler vardır aranızda.

Bir kartalı gagalamaya cesaret eden tek kuş kargadır. Kartalın üstüne oturur ve boynunu ısırır. Ancak kartal yanıt vermez, karga ile savaşmaz; Kartal zaman veya enerji israf etmez. Sadece kanatlarını açar ve göklerde yükselmeye başlar. Uçuş ne kadar yüksekse karganın nefes alması o kadar zorlaşır ve karga oksijen eksikliğinden düşer. Kartal ne kadar yükseğe çıktıkça, karganın nefes alması o kadar zorlaşmış tabi... Ve nihayetinde ciğerleri yetmeyen karga oksijen eksikliğinden en yükseklerden yere çakılmış ve geberip gitmiş. Hikaye böyle işte... Karganın çok, kartalın tek olduğundan, Kartalın, eninde-sonunda kargalardan hesap soracağından, "Ne oldum delisi olmak" deriz ya. Aynen onun gibi; bir anda güç/makam/servet edinenler, Kartal oldum sanan kargalar, Kartal gibi olanları, alt ettim/yendim/bitirdim sananlar, Asaletinden susan/kenara çekilen/çamurdan sakınanların sırtına oturanlar, Oturmakla kalmayıp, daha bir kurulanlar/kurumlananlar/caka satanlar, Hadsizliğe doymayıp bu defa da ısırmaya başlayanlar, Kemirgenleşenler/kene gibi kan emenler, Bu devran böyle gider diyenler; Son tahlilde, Çıktıklarından daha hızlı düşmezler mi, Nefessiz kalmazlar mı, halatı kopmuş asansör gibi yere çakılmazlar mı!.. Kimi devirlerde ali kıran-baş kesenlerin isimlerini kimse hatırlamaz bile. Çünkü geldikleri gibi gittiler; illetle gittiler, zilletle gittiler, kimileri ise, insan içine çıkamaz duruma geldiler. Ne kargalar bitecek ne de kartalın şanlı yükselişi! Allah kartallarla uçan kartallardan olmayı nasip etsin. Sadece onları yükseklere çıkarıp ve yolunuza devam edelim. Bırakalım gerisini kargalar düşünsün..