Neredeyse iki gündür dilime pelesenk olmuş bir şarkıyla yaşıyorum.

Aslında şarkıda değil, nakaratta takılıp kaldım.

Önce, davudi bir klarnet solosu dikkatimi çekti.

Kulaktan, yüreğe yol bulan, yıllanmış şarap gibi, şurup gibi, şerbet gibi bir klarnet sesi.

Sonra ardından "hüzün buğusu" gibi bir kadın sesi, Sıla.

"İki satırlık adamları, musallat ettik ömrümüze...

Bundandır böyle, dibe vuruşumuz.."

***

Sonra düşündüm ki; Sıla, benden şanslı.

Onun, "Dibe vuruş" sebebi: "İki satırlık adamlar."

Benimkiler: Bırakınız "iki satırı" iki kelime etmeyecek, kelime israfı sayılacak, en lüzumsuzundan bir harf.

Yumuşak G karakterli insanlar.

Rahmet ve minnetle andığım, Necdet Sevinç ağabeyin Türk siyaset literatürüne soktuğu bir benzetme vardı.

"Yumuşak G".

Alfabenin 9. harfi: (Ğ)..

Özetle derdi ki: Yumuşak G alfabenin en önemsiz harfidir.

En silik, en kişiliksiz harftir.

Çünkü: Hiç bir kelime, yumuşak G ile başlamaz.

Yumuşak G: Asla başa geçecek, liderlik becerisine sahip değildir.

Yani, "Olmazsa olmaz" değildir.

***

Günlük hayatta, yumuşak G gibi tipler vardır.

Hayatı boyunca hiçbir başarıya imza atamamış tipler

"Sıradan , seriden, sürüden" tipler..

Geriye dönüp baktıklarında, ne ilkokulda takdirname,

ne askerlikte "erbaş" olma başarını yakalayamamış tiplerdir.

Ne parlak ve başarılı bir eğitim geçmişleri vardır, ne istikrarlı bir iş hayatları, ne kurdukları işi sürdürecek yetenekleri, ne de başarılı insani ilişkileri.

Tesadüfen, ya da hile ve desise ile geçici başarılar elde etseler bile; geldikleri yere kendi de şaşan, sonra "ne oldum delisi" olan yumuşak G tipler.

Sonra ne mi olur?..

Egoları tavan yapar, kerameti kendilerinde arar..

"Kifayetsiz muhterisler" zincirine eklenirler.

Kaybetmeye hiç tahammülleri yoktur.

Tek istedikleri şey, bulundukları yeri kaybetmemektir.

Çünkü, bu onları hayata bağlayan tek şeydir.

Tek yaşama sevinci,.. tek eğlence, ve, tek oyuncak...

Sadece, orada kendilerini G hissedip, yumuşaklıktan kurtulduklarını zannederler.

Yumuşak G tiplerin bir belirgin özelliği de, kendilerini oldukları gibi değil,.. Olmak istedikleri gibi anlatırlar.

Atsız'ı da, Batı klasiklerini de, Rus klasiklerini de, Eflatun'u da, Necdet Sevinç'i de, İbn-i Haldun'u da okumamışlardır.

Ama her şeyi bilme yeteneğine sahiptirler!.

3 satırlık WhatsApp mesajında, 7 tane imla hatası yapıp yine de, yumuşak olmayan G muamelesi görmek isterler.

Bu yumuşak G makulesi, toplumun kanayan yarasıdır.

Ve maalesef etrafımızda , toplumda bunlardan çokça olduğunu göreceksiniz.

Meşhur sözdür: "Körler ülkesinde, tek gözlüyü kral yaparlarmış."

Bunca yumuşak G arasında "İki satırlık adamlar" sahiden kraldır.

Sizlere 28 harfli yumuşak G siz bayram tadında bir hayat diliyorum.

Selam ve muhabbetle..

Yahya Kaptan