İbrahim BİRELMA

-Girişimcilik, serbest piyasa, özgürlükler ve sosyal çalışmalar birbirine paralel işler. Şimdi buna "ekosistem" diyoruz. -Her işte önder olunmaz. Önce İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi'ni kurdu, ardından göç Koç Üniversitesi kuruldu, sonra da biz. -Çok araştırma yaptık. En önemli araştırmalardan birinin sonucunda burs politikamızı, yurt yatırımımızı tarif eden veriler ortaya çıktı. Örneğin, biz ihtiyacı olanlara burs vermeyi planlarken araştırmalar gösterdi ki ,Türkiye'nin en parlak öğrencilerinin %70'i zaten orta ve alt gelir grubundan geliyorlar. Merkezi sistemdeki imtihan da bunu sıralıyor. İhtiyacı değil, başarıya burs vermeye yöneldik. -1999 sonbaharı, üniversiteyi açıyoruz. -Başta verdiğimiz karara sadık kalabilmemizin şartı öğrenci sayımızın artmaması. Kampüste lisans öğrencileri için sınırımız beş bin, toplam öğrenci sınırımız ise yedi bin. Üniversite çok uzun vadeli bir taahhüt, nesiller boyu taşınıyor. Bu nedenle "üzerimize ancak kaldırabileceğimiz kadar yük almalıyız" dedik. Hiçbir zaman büyük bir üniversite olmayı istemedik. -1999'da eğitime açıldık. Hemen lisansüstü öğrenciler de aldık, iki yıl sonra mezun olacaklardı. -Ben yönetim anlayışında iyi dinlemek, anlamak, doğru önceliklendirmek, ekibi ikna etmek ve sürüklemek, açık ve şeffaf olmak konularına çok önem verdim. -Üniversite projesine başlarken tahmin ettiğimiz bütçe en fazla 150 milyon dolardı. Final bütçemiz 500 milyon dolara ulaştı. -Kampüs inşaatı sürer ve maliyetli bir türlü tutmazken Rahmi Bey'le Sakıp Bey bir yerde görüşüyorlar ve ikisi de birbirlerini kampüs inşaatlarından dert yanıyorlar. Biz Koray İnşaatla ( Ayduk Koray) çalışıyoruz, Koç'un kendi inşaat şirketi var, Koza. Ayduk Bey'e (Koray) maliyetlerden rahatsız olduğumuzu söyledik Ayduk Bey "karşılaştıralım" dedi. Koç'larla görüştük ve karşılaştırma çalışması yapıldı. Bizim metrekare maliyetimiz 2250 dolar, Koçlarınki 2200 dolar çıktı. Tam rahatladık derken Bedrettin Dalan bizi Yeditepe Üniversitesi inşaatına davet etti. " Ben şu kadar ama mal ettim" dedi. Olamaz, çok daha ucuza. Hatta bizim maliyetin yarısına. Üstünü bağış olarak aldıklarını söylediler. " Allah selamet versin" diyoruz. Bir de o sırada yapılmakta olan Fatih Üniversitesi var. Ekibi yolladık, bir de geldiler ki metrekare maliyeti ,bizimkinin onda biri, " gerisi bağış" demişler. Tabii ki bağışla da yapılır, hibeyle de yapılır, aksini söylemiyorum. Bir eğitim kurumu yapılıyor. Sistem, üniversitelere yapılan bağışların tamamını vergiden muaf tutmuş zaten. Ama şeffaflık nerede? Kim, ne kadar bağışladı? Bu sorunun cevabı nerede? Hayır işi yapıyoruz diye şeffaflıktan uzak durulması kabul edilemez. Hayır işi yapıyorum diye kayıt dışı teşvik edilemez. Üniversitelere verilen teşvik çok önemli ama kayıt dışı çalışmayı özendirmemesi gerekir. "Doğru" mukayese çok önemlidir hayatta her konuda. Bu bizi gösterdi ki, ancak Koç ile bizim sistemlerimiz, hesaplarımız, hesap ahlakımız, usullerimiz birbirine uyar ve tek anlamlı karşılaştırma bu olur. -İyi iletişimin olmazsa olmazları var tabii. Ürün iyi olacak. Burada "ürün" nedir? Öğrencinin başarısı. Bir o kadar önemli olan üniversitenin yaptığı entelektüel katkı, öğretim üyelerinin yarattığı etki, akademik çalışmalar ve işbirlikleri. -Dünya çapında yapılan bir araştırma; üç T, " technology, talent, tolerance ,( teknoloji, yetenek, hoşgörü) olmadan yaratıcılığın yeşeremeyeceğini söylüyor. Teknoloji ve yetenek varsa bile, yaratıcılık ancak farklılıklarla yaşamanın, özgürlüklerin, farklı görüş, düşünce ve fikirlere saygının olduğu bir iklimde ortaya çıkabiliyor. -Değişimi yaratmak, onu sürekli ve sürdürülebilir kılmak için elbette bilgi önkoşul. Ancak bilginin yanısıra başka şeylere de ihtiyaç var, bunlardan biri hayal edebilmek. Hayal etmek, için önyargılardan arınmak, olaylara farklı bakış açılarından bakabilmek gerek. Hayal etmek önemli ancak yeterli değil. Hedef koymak, o hayali hayata geçirebilmek için plan yapmak şart. Bütün bunlar, bir tek şey olmazsa işe yaramaz. Cesaret! Cesaretin sözlük anlamı, " Güç bir işe girişirken kişinin kendinde bulduğu güven." Denemeyi, yanılmayı, tekrar denemeyi göze alma ve inandığınız fikirleri sonuna kadar savunma cesareti. -Benim hayatımda çok önemli yer tutan bir söz var; " Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmek için sabır, ikisi arasındaki farkı bilmek için akıl ver." -Dilerim ki buradan mezun olan her bir öğrenci, kavşaklara geldiğinde aradığı cevabı bu üniversitenin vermeye gayret ettiği evrensel değerlerde bulacak: Özgür düşünce, insan hakları, kadın erkek eşitliği, bireye saygı. Ben de onları uzaktan izleyip gururlanacak, başarılarıyla sevineceğim. Üniversitenin 20.yılında dokuz Milli Eğitim Bakanı, beş YÖK Başkanı değişti. (Güler Sabancı, Bir Üniversite Var Ederken, Alfa Yayınları, 1.Baskı, İstanbul, Şubat 2020 kitabından derlenmiştir.) 28.9.2020