Kendinize güvenin
Güzel konuşma becerisi bir politikacı için çok gereklidir.
Ama prompterler çıktı mertlik bozuldu.
Şimdi az çok okuma bilen biri, içeriğini anlamasa bile, güzel konuşuyormuş gibi rol yapabilir.
Hazır metinlerle, günde dört beş farklı "konuşma" okumak mümkün.
Bu yazıda konuşma türlerinden biri olan doğaçlama konuşmada, heyecanınızı azaltmaya ve düşüncelerinizi organize etmeye yarayan bazı ipuçları vereceğim.
Doğaçlama konuşma, hiçbir hazırlık yapmadan anında yaptığınız kısa bir konuşmadır.
Konuşma, bir proje hakkında yorum yapmak gibi güç veya bir düğünde damadı tanıtmak gibi kolay olabilir.
Her iki durumda da zekice, esprili ve çekici bir şey söylemeniz beklenir.
Doğaçlama bir konuşma yapmak, mükemmel bir iletişimci ve lider olmanın işaretidir.
Bunun örnekleri arasında Erdal İnönü,Süleyman Demirel, Muharrem İnce, Winston Churchill gibi zeki ve mizah anlayışı gelişmiş politikacıları sayabiliriz.
Ama Hitler, Pinochet gibi diktatörlerden aklımızda kalmış esprili bir söz yok.
GENEL BAKIŞ
Her ne kadar doğaçlama konuşmaya hazırlıksız yapılan konuşma dense de, bazı durumları önceden düşünüp hazırlıklı olmak tavsiye ediliyor.
Örneğin bir toplantıya giderken kendinizi tanıtmanız veya konu ile ilgili bir şeyler söylemeniz isteneceği beklentisiyle, anılarınızı gözden geçirmek, en azından bir giriş cümlesi kurmak ve Google'dan bir özdeyiş bakıvermek yerinde olur.
Bütün bu durumlarda, konuşmanın veya verilen cevabın açık, kısa, anlaşılır, tam istenen konuyla ilgili olmasına dikkat edilmelidir.
Durup dururken bir konuşma yapmanız istendiğinde, kalp atışlarınız hızlanabilir, avuçlarınız terleyebilir,
Neyse ki, kürsüye doğru yürürken, bir kaç saniye içinde düşüncelerinizi toparlamanız, takılıp kalmamanız için birtakım kalıplar, yol haritaları var.
Bu kalıplar düğünler, övgüler, kısa yorumlar gibi birçok farklı senaryo için kullanılabilir.
İki dakika süren bir kısa konuşmanın 30 saniyesi giriş, 60 saniyesi "gövde", son 30 saniyesi de sonuç şeklinde planlanmalı.
GİRİŞ, İLK 30 SANİYE
Konuşmaya çağrıldığınızda paniğe kapılmayın, mümkünse hemen bir kağıda veya bir peçete üstüne aklınıza gelen birkaç noktayı, anahtar kelimeyi yazın.
Ağır ağır, anlaşılır bir biçimde konuşurken iki dakika içinde 200 kelime söyleyebilirsiniz.
Konuşmaya başlamadan önce bir kaç saniye sessiz durmaktan korkmayın.
Bu sessiz aralar, kendini baskı altında hisseden konuşmacılar için zor olsa da, dinleyicinin konuya odaklanması ve iyi anlaması için önemlidir.
Daha önce sizi tanıtmamışlarsa, kendinizi tanıtıp, konuyla ilginizden bahsedebilirsiniz.
Soruyu kendi sözlerinizle tekrar edip, katıldığınızı veya karşı olduğunuzu belirtebilirsiniz.
Toplantıya katılmaktan mutlu olduğunuzu söyleyebilir, duygularınızı paylaşabilirsiniz.
Yeteneğinize göre, bir şiir veya bir şarkıdan bir bölüm okuyabilirsiniz .
Kısa bir fıkra, bir espri veya özlü bir sözle konuşmaya başlayabilirsiniz..
Topluluğa bir soru sorabilir, insanları el kaldırmak, yanındakilerle tokalaşmak gibi hareketlere yönlendirebilir, "buz kırıcı" diye bilinen aktivitelerden birini yaptırabilirsiniz.
Bir nesne, bir resim gibi "prop"lar gösterebilir, ceket çıkarıp kol sıvamak, gruptan birine el sallamak gibi teatral hareketler yapabilirsiniz.
Sizin yaratıcılığınıza kalmış.
Bu hareketler size düşüncelerinizi toplamak için bir kaç saniye kazandırabilir.
GÖVDE, 60 SANİYE
Bir konuda fikriniz soruluyorsa tutumunuzu destekleyen iki üç örnek vermeniz gerekir.
"Fuji dağını nasıl taşırsınız?" gibi farazi bir soru karşısında kesin bir cevap bulmanız şart değil.
Soruyu değiştirip tekrar sorarak yakın, ama daha kolay bir duruma indirgeyebilirsiniz.
"En çok utandığınız bir anınız nedir?" gibi kişisel soruları cevaplarken, resmi tarih yazar gibi, biraz süsleme yapabilirsiniz.
Konuyla ilgili bir anekdot veya fıkra ve ondan çıkarılacak bir ders yerinde olur.
Fıkralar konusunda dikkatli olun, herhangi bir grubu küçültücü olmamalı.
En uygun esprilerin kişinin kendisiyle dalga geçtiği espriler olduğu söylenir.
Espri anlayışı kültürler arasında farklılık gösterebiliyor.
Örneğin eşimle ilgili yaptığım esprilere Amerikalılar gülerken,Türklerin tepkisiz kaldıklarını çok kere gözlemledim.
Konuşmanızda herkesin bildiği şeyleri tekrarlamayın, sizden beklenen kişisel bir katkıdır.
Bunu en iyi konuyla ilgili bir anınızı paylaşarak yapabilir; gerçekçi, otantik bir hava yaratabilir, konuşmayı bir sohbet şekline döndürebilirsiniz.
Gerçeğe bağlı kalın, abartmaya veya esnetmeye gerek yok.
Kişisel deneyimlerinize dayanarak konuştuğunuzda, yakından bildiğiniz, araştırma, ezberleme gerektirmeyen şeylerden bahsediyorsunuz demektir.
Durumla ilgili, geçmişinizden anlattığınız bir hikaye, katkınızı benzersiz ve değerli kılacaktır.
Örneğin, size sürücüsüz arabaların geleceği soruluyor.
Bir şeyler uydurmak yerine, eşinizle otonom arabalar hakkında en son ne konuştuğunuzu, eşinizin paralel park etme konusunda ne kadar usta (!) olduğunu anlatın.
Düşüncelerinizi toparlamak için önerilen çeşitli planlar var.
Hatırlaması kolay, çoğu üç adımlık olan bu yaklaşımları kullanma alışkanlığı geliştirmelisiniz, yoksa en gerekli anda bile aklınıza gelmeyebilir.
Konunun "geçmiş-şimdi-gelecek" durumunu anlatabilirsiniz.
"Problem-çözüm-yararlar" şeklinde yaklaşabilirsiniz.
Çözümün "artısı-eksisi-karşılaşılan güçlükler"inden bahsedebilirsiniz.
"Durum-görev-yapılan iş-sonuç" kalıbıyla geçmişte yaptığınız bir işi özetleyebilirsiniz.
Sorun ne zaman çözülecek, ne olacak, nerede gerçekleşecek, neden sizin için önemli gibi sorularla konuşmanızı daha anlaşılır hale getirebilirsiniz.
SONUÇ, 30 SANİYE
Son 30 saniyede anlattıklarınızı esas konu ile bağlayıp akılda kalacak bir cümle ile konuşmayı bitirmelisiniz.
Bir an önce stresten kurtulmak isteyen konuşmacılar bu kısmı genellikle atlar.
Konuşma planlarına sadık kalarak, sonuç kısmında etkili bir kapanış yapmaya dikkat edin.
PRATİK YAPMAK
Kendi başınıza doğaçlama konuşma alıştırmaları yapabilirsiniz.
Her gün rastgele farklı bir konu seçin ve bu konu hakkında yüksek sesle bir dakika konuşun. Söylediklerinizin mükemmel, anlamlı veya aydınlatıcı olması gerekmez.
Önemli olan yüksek sesle konuşmaktır.
Aşırıya kaçmayın, günde bir kez yeterlidir.
Bir grup önünde pratik yapmak ve geri bildirim almak, doğaçlama konuşmayı öğrenmenin en iyi yoludur.
ENDİŞEYİ YENMEK
Çuvallayacağım diye düşünmeyin, yapacağınız işten keyif alın, neşeyle yaklaşın, bu neşeniz gruba da yansıyacaktır.
Kendinize güvenin.
Soru sorarak veya bir şeyler göstererek grubun dikkatini üzerinizden başka bir noktaya yönlendirin.
Kollarınızı yukarıya açın, derin nefes alın, avucunuzda soğuk su bardağı tutun.
İlk cümleyi ezberleyin, sonrası nasıl olsa gelir.
Bu konuda Matt Abrahams'ın TED konuşmasını öneririm (*).
Matt Abrahams konuşmasında, "What-So what-Now what / Ne-Ne yani-Şimdi ne olacak" kalıbını kullandığını söylüyor.
ÖZET
1) Bir konuşma için çağrılma ihtimaline karşı hazırlıklı olun.
2) Doğaçlama konuşma kalıplarını hatırlayın ve kullanın, bunun için pratik yapın.
3) Aklınızda, yaşamınızdan ilginç olayları içeren bir "dosya" hazır bulunsun.
4) Alakasız iki isim seçerek aralarında bir ilişki bulmaya çalışmak ilginç çağrışımlara yol açabilir, sizi takılıp kalmaktan kurtarabilir.
5)Gerektiği kadar konuşun, lafı uzatmayın.
SONUÇ
Bir siyasi partinin üyeleri, onun toplum içindeki kılcal damarlarıdır.
Her üye etrafında saygı uyandırmalı, partiyi ve savunduğu fikirleri etkili bir şekilde anlatabilmeli.
Bu nedenle üyelere argüman oluşturma, kısa konuşma, tartışma ve yapıcı diyalog eğitimleri verilmeli.
Sosyal Demokrasi, parti tüzüğü, gibi konular okuyarak ta öğrenilebilir.
Ama iletişim eğitimi, uygulamalı olarak ele alınmalı.
Oğlumun çalıştığı danışmanlık şirketi bile elemanlarına, Almanca "Schlagfertigkeit" denen, "hazırcevaplık" konusunda bir eğitim organize etmişti.
Üyelerimiz "siz şöyle yaptınız, biz böyle yaptık" şeklinde karşılıklı atışmalardan daha anlamlı, etkileyici konuşmalar yapabilmeli.
Yemek esnasında sohbetleri keyifle dinlenen kişilere "deipnosophist" deniyor.
İyi bir "yemek sohbetçisi" olmak için günlük olayları takip etmek, üzerinde düşünüp kişisel görüşler geliştirmek ve bunları değişik şekillerde ifade edebilmek gerekiyor.
Bu yazıda derlemeye çalıştığım doğaçlama konuşma konusunun parti okulu eğitimlerine alınmasında yarar görüyorum.
Bu arada Süleymanpaşa'da, hitabet eğitimiyle ilgili Toastmasters Kulübünün bir şubesini kurmayı düşünülebiliriz (https://www.toastmasters.org/start-a-club ).
2021 Haziran sonuna kadar kuruculardan ücret alınmayacakmış.
(*)https://www.ted.com/talks/matt_abrahams_speaking_up_without_freaking_out?utm_campaign=tedspread&utm_medium=referral&utm_source=tedcomshare