Yine interneti karıştırırken karşıma çıkan ve anonim olan bir yazıyı kendi düşüncelerime göre uyarlayarak güncelledim.
Hani amiyane bir tabirle “jeton geç düştü” pozisyonunda buldum kendimi ama olsun, yine de kardır benim ve anlayanlar için.
Şaka Maka bir kenara “Şu solcular olmasa ülkeyi ne güzel yönetirdik” denilen bir süreçten geçtiğimizi hatırlatarak konuya giriş yapalım...                
 “Solculardan” niye nefret ettiklerini çoook geçte olsa keşfettim...
Bu solcular varya bu solcular, eşitlik istiyorlar, ne demek eşitlik?! Canım şimdi sende. Hep bana rab bana dururken değil mi?!
Bak bak utanmadan üstüne üstlük Adalet, Özgürlük istiyorlar!
Kalkmışlar herkese güvenceli iş, güvenceli gelecek, herkese aş diyorlar...
Bakın şu utanmazlara, zengin yoksul olmasın, toplum sınıfsız olsun, herkesin evi barkı olsun istiyorlar...
Çocuk işçiler, çocuk gelinler olmasın diye feryat edip duruyorlar bak bak bak...
Daha durun yetmedi, onların hızlarını kesmek mümkün değil.
İnsanlar sömürülmesin, herkes emeğinin 
karşılığını alsın diyorlar...
İnsanlar hastane kapılarından, okul kapılarından döndürülmesin diyorlar, herkes için parasız sağlık, parasız eğitim olsun diyorlar...
Bu solcular var ya bu solcular, utanmadan birde insan ayrımı yapmıyorlar, sen Türk’sün, sen Kürt’sün, sen Alevisin, sen Sünni’sin demiyorlar, sen başı açıksın, sen başı kapalısın demiyorlar, sen siyahsın, sen beyazsın demiyorlar, sen Diyarbakırlısın, sen teröristsin sen Yozgatlısın, sen faşistsin demiyorlar, insana insan oldukları için değer veriyorlar...
Görüyor musunuz bu densizleri! Olayı daha da ileriye götürüp en uç noktadaki isteklerde bulunuyorlar talep ediyorlar, olmazsa olmazımız diyorlar.
Doğayı seviyorlar temiz bir doğa, sağlıklı bir çevre diyorlar, doğayı talan eden HES’lere 
rant için yapılan köprülere hayır diyorlar, ODTÜ’de ağaç kıyımına hayır diyorlar, ülkemiz nefes alsın, dünya nefes alsın çocuklarımız nefes alsın diyorlar...
Bu solcuların var ya akılları beş karış havada...
Neymiş efendim, hırsızlığa, vurguna, soyguna,
yolsuzluğa, rüşvete, talana cephe alıyorlar.
Halkın vergilerini halka hizmet olarak döndürmeyip, cebe indirenlere lanet okuyorlar,
halkını seviyorlar, ülke insanlarını seviyorlar...
Peki başka daha ne olmazları istiyorlar?
Savaşlara, emperyalizme hayır diyorlar, savaşı zenginler çıkarır, yoksullar ölür diyorlar, savaş zenginlerin terörüdür çocuklar öldürülmesin diyorlar, barış diyorlar, halklar kardeştir diyorlar
dostluk, insanca yaşam, tam bağımsız Türkiye diyorlar.....
Bakın bakın insanların özel yaşantılarına karşı müdahale ediyorlar, biz dine karşı değiliz, din sömürüsüne, dini kullananlara karşıyız diyorlar.
Yoksullara din iman, zenginlere han hamam,
yoksula ancak öbür dünya cennet, zengine her daim bu dünya cennet diyorlar, dünyayı zenginlere cennet eden kapitalizme karşı direniyorlar.
Durun durun daha bitmedi ve yetmedi.
Nerede bir ezilen, nerede bir sömürülen,
nerede bir mazlum, nerede bir ötekileştirilen varsa onun yanında oluyorlar, sen ben farkı bilmiyorlar, ezildikten sonra hepimiz şarabız diyorlar, gelin dayanışalım, gelin birlik olalım gelin insanca bir düzen kuralım diyorlar, bizi birbirimize düşürenlere inat diyorlar...
Geceleri kimselerin aç yatmadığı, gündüzleri kimselerin işsiz gezmediği bir ülkemiz olsun diye bangır bangır feryat ediyorlar....
Dedim ya değerli dostlarım arkadaşlarım işte bu bitmez tükenmez istekleri dillendirdikleri için solculardan nefret ediyorlar...
İlk defa nefret edilmek bu kadar çok hoşuma gitti ne yalan söyleyeyim.....
Bu kadar haksızlığa hukuksuzluğa adaletsizliğe, zulme ortak olup sevilmektense, nefret edilmeyi tercih ediyorum...
İyi ki ben solcuyum!

İşte öyle...                        Birgülce