Milletimizin el ele vererek yazdığı bir büyük destan ile Kurtuluş Savaşı kazanılmış ve Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. 19 Mayıs bunun başlangıcıdır. Cumhuriyet'imiz de Büyük Atatürk'ün ve milletimizin en büyük eseridir. Büyük Atatürk, bu nedenle 19 Mayıs'ı doğum günü ilan etmiştir. Atatürk'ün emaneti de 101 yıl boyunca Cumhuriyet nesilleri ile sahip çıkılmıştır. Büyük Atatürk'ün siyasi ve askeri dehası ile bugünlerine gelmiş Cumhuriyet, milletimizin O'na sadık kendi içinden çıkardığı temsilcileri ile bugünlere gelebilmiştir. 16 Mayıs; 20 sene özel doktorluğunu ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı olarak da danışmanlığını yaptığım Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel'in Türkiye Cumhuriyeti 9. Cumhurbaşkanı seçildiği gündür. 16 Mayıs; tarihe, "dağları değil, çağları delen adam" diye geçen, "bir Süleyman geldi Fırat'ı boğdu" dedirten; Barajlar Kralı, Türk Milletinin Babası, Büyük Devlet Adamı Süleyman Demirel'in, ömrünü hizmetine adadığı milletine, 'herkesin Cumhurbaşkanı nasıl olunur'u gösterdiği serüvenin başladığı günün yıldönümüdür! Büyük Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyete her nefesinde sadık; kendisine verdiği, İslamköy'den Çankaya'ya çıkaran fırsat eşitliği için olan minnetini de "Cumhuriyet benim işte" diye tanımlayan bir Atatürk sevdalısının, O'nun değerlerine yakışır şekilde O'nun emanetine sadık başladığı günün 27. ve şerefle tamamladığı günün 20.'sidir. 20 senesine şahitlik ettiğim birlikte geçirilen 19 Mayıs'lardaki her sene yüzündeki heyecanında da izi olan ve bir ömre değil, bin ömre sığacak kadar çok hizmetlerle ve eserlerle dolu ömrünün, şereflerin en yücesi olan rütbeyi veren milletine, yine unutulmaz hizmetlerle ve kendine muhalif olanların dahi önünü ilikleyeceği hizmetleri, Atatürk'ün yolunda yapmaya başladığı günün yıldönümüdür! Bir ömür; "Hür seçim, hür parlamento, hür basın, hür yargı, hür üniversite, hür sendika, hür inanç, hür vicdan, hür zihin, hür meydan, hür sokak, hür sivil toplum diyen ve Çağdaş bir Türkiye için bunları savunan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, çağdaşlığa ve uygarlığa açılan bir kapı ve yepyeni bir yönetim biçimine ve çağdaş ilkelere dayanan modern bir milli devlet olarak gören, Büyük Atatürk'ün eseri, bir büyük hukuk devrimi olan Cumhuriyete; "20. yüzyılın en başarılı toplumsal ve siyasal değişim projesi" diyen ve 50 sene bunun peşinden koşan bir dava adamının bu 50 seneyi şerefle, gururla ve milletinin takdiri ile tamamlamasının 20. yıldönümüdür. Bugün Türkiye'nin nesi vardı diyenler unutmamalıdırlar ki, Cumhuriyet Hükümetleri ile Türkiye bu süre içinde her şeyini yapmış, 20 sene evvel Süleyman Demirel 16 Mayıs 2000'de Cumhurbaşkanlığı görevini tamamladığında; sağlık hizmetleri, yol, su, elektrik, telefonun ülkenin her köşesine başında bulunduğu dönemlerde halka ulaştırılmış, okul, öğretmen, televizyon, ülkenin her köşesine gitmiş, velhasıl ülkenin her köşesi ve kişisini, medeni imkanlara kavuşturulmuştur. Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığında; Devleti halkın devleti, üstün iradeyi ve her türlü yönetim yetkisinin kaynağını da millet iradesi gören ve "Egemenlik, kayıtsız, şartsız milletindir" ilkesine sadık, bunu devletin ve rejimin temeli olarak savunan bir Çağdaş Lider profili layıkıyla Çankaya'da temsil edilmiş ve tarihteki yerini bulmuştur. Kendisinin her fırsatta belirttiği gibi yorgunluğa, bıkkınlığa, karamsarlığa gerek yoktur. Şevkimiz, kararlılığımız, kendimize güvenimiz bizlere yetecektir. Türkiye, neye sahip olduğunun değerini iyi bilmeli ve sorunlar ne kadar büyük ve ciddi de olsa, devletten, rejimden, kendisinden güvensizliğe düşmeden, sorunlarını demokratik zeminlerde çözmenin yollarını aramalıdır. Türkiye, demokrasi ve insan hakları idealine ve prensiplerine içtenlikle bağlıdır. Bu, kimseyi memnun etmek için değil, kendi vatandaşlarını mutlu etmek içindir. Türkiye birliğini, dirliğini, beraberliğini muhafaza edecektir. Türkiye, dünya ile kucaklaşabilecek şekilde ekonomisini geliştirmeli ve hiç bir zaman teknolojinin gerisinde kalmamalıdır. Atatürk'ün eseri olan Türkiye'de güçlü bir toplumsal irade mevcuttur. Süleyman Demirel'in hep vurguladığı gibi, "Türkiye, kalkınmasını sürdürebilmeli; demokrasi ve kalkınma bayrağını hiçbir zaman elinden bırakmamalıdır. Bu anlayışa, koronavirüsle mücadele ettiğimiz ve umuda her zamankinden çok ihtiyacımız olan şu karamsar günlerde çok ihtiyacımız vardır. Büyük Atatürk'ün ideali; manevi ve maddi bakımdan güçlü, yücelmiş, halkı mutlu Türkiye! Böyle bir Türkiye hedefine ulaşmak için herkese görev düşmektedir. En çok da gençlere güvenmiştir. Bu duygularla 16 Mayıs'ı idrak ettiğim ve 19 Mayıs'ın 101.'sini yaşamanın gururuyla en büyük ümidimizin gençler olduğunu belirtiyor, milletimizin 19 Mayıs'ını, Cumhuriyeti kuranlara ve O'nu yüceltenlere minnet ve şükran duyduğumuzu ifade ederek, Türk insanının bugünlere nasıl geldiğini unutmayacağından emin bir şekilde, şanlı geçmişini koruyacağından, aydınlık geleceğine sımsıkı sarılmaya devam edeceğine olan inancımla kutluyorum. Büyük Atatürk'ü ve O'nun yolunda ömrünü bu millete hizmete adayan herkesi minnetle, şükranla ve Rahmetle anıyoruz. Türkiye mutlu, gelecek endişesi olmayan, kendine, geleceğine ve demokrasimize güvenen, Atatürk'e ve Cumhuriyetimize bağlı gençlerimizle geleceğe güvenle ulaşacak ve iyi olacaktır. ... [İleti kısaltıldı] Tüm iletiyi görüntüle 2 Ek