Hakkı Karadaş' ın sosyal medya paylaşımı (Alıntıdır) 'Türkler kendi oklarının ipleri ile boğulmalıdır'

Hiçbir millet, hiçbir ülke hatta hiçbir dava dışardan yıkılmaz. Ve her milletin, her ülkenin, her davanın asıl düşmanı sapı kendilerinden baltalardır. Savaşlarda, bu ister silahla olsun, ister kültürel olsun, isterse isthbâri olsun, en büyük düşman bizden gibi görünüp aslında bizden olmayanlardır.

Türk Ocağı kurucularından, Türkçü fikir dünyasının önemli ismi Azerbaycanlı ilim ve siyaset adamı Ahmet Ağaoğlu, içimizdeki kurtçukları ''Gönülsüz Olmaz'' adlı eserinde çok güzel anlatmış, bunlarla mücâdelenin yolunu da göstermiştir, şöyle der Ahmet Ağaoğlu Gönülsüz Olmaz'da:

''Bahçelerde,ormanlarda görmüşsünüzdür; iri gövdeli, iri budaklı ağaçlar vardır ama meyve vermezler. Bunlardan birini topraktan çıkarın, göreceksiniz ki zâhiren çok sağlam görünen bu ağaçların içi çürümüş, sapsarı kesilip toz hâline gelmiştir. Bu, ağacın özüdür, kalbidir. Ağaç oradan hastalanmıştır, topraktan besin alamayan ağaç, yaşama kâbiliyetini yitirmiştir. İsterseniz ağacın kökünü kazın, araştırın. Orada bâzı pis, mundar, iğrenç kurtlar göreceksiniz ki ağacın özünü sarmıştır. Onu yemekte ve çürütmektedir. Bağbânlar bunu bilirler.' Hasta'yı kurtarmak için evvelâ bu kurtları bulup yok ederler. Ağacı temizleyip kurtarırlar. Yoksa ağacı ne gübre ne de su kurtarabilir.''

Ağaoğlu'nun uyarıları ve önerileri her dava için geçerlidir Kırım Türk davası da buna dâhildir. Kırım Türkleri, yüzlerce yıldır Ruslar'a karşı verdiği mücadeleyi, bugün cepheleri genişleterek çok daha zor şartlar altında ve daha meşakkatli bir şekilde vermektedir. Kırım Türkü'nün düşmanı Rus'tur, Kırım Türkü'nün düşmanı Avrupa'dır, Amerika'dır. Kısacası Türklüğe, Türk düşüncesine kim düşmansa Kırım Türkü'ne de düşmandır. Cafer Seyitahmet Kırımer, ''Gaspıralı İsmail Bey'' adlı eserinde mâlum düşmanların kullandığı en etkili yönteme Spliteli Kavanjin'den bir alıntıyla şöyle der: ''Spliteli Kavanjin, birkaç bin mısralık 'Fakirlik ve Zenginlik' şiirinin onüçüncü kısmında Petro için yazdığı methiyede; 'Türkler'in kendi oklarının ipleri ile boğulmaları lâzım geldiği''ni kaydediyordu.''

1821'de, Osmanlı Devleti'ne ihânet ettiği için İstanbul'daki Patrikhâne kapısı önünde asılan Rum Patriği 5. Gregorius'un ihânet kanıtlarından biri Rus Çarı Aleksander'a yadığı mektuptur, mektubunda Rus Çarı'na Türklerle mücadele etmenin yollarını öğreten Patrik şöyle der: ''Türkler’i yıkmak için; önce bağlılık duygularını kırmak ve mânevi bağlarını parçalamak gerekir.'' ve ''Yapılacak iş; Türkler’e bir şey hissettirmeden, bünyelerindeki tahribatı tamamlamaktır.'' diyerek de mektubunu bitirir.

Sapı bizden olan baltalar ya da köklü ağacımızı içten içe kemiren habis kurtçuklar, hissettirmeden, yavaşça yıkıma başlarlar. Bunlar açık düşmandan çok daha tehlikelidir. Çünkü düşman silahıyla, askeriyle karşımızdadır. İçimizdeki düşman, bize benzer, bizimle hareket eder. Hatta davayı savunurken bizden daha ateşlidir. En önlerde onlar görünür. En çok onların sesi çıkar. Çünkü düşman bilir ki, kaleyi içten fethetmek her zaman daha avantajlı, daha az kayıplı, zafer garantili bir yöntemdir. Çünkü düşman bilir ki, içerdeki işbirlikçileri onların yapacağı her şeyi zaten fazlasıyla yapmaktadır. Bu ihanet sarmalından kurtulmanın çaresini ise Ahmet Ağaoğlu Bey göstermiştir: ''Köklerimizi kemiren pis, mundar, iğrenç kurtları bulup yok etmek...''