Türk Eğitim-Sen’in her bir mensubu, pozisyonu,  makamı, mevkisi ne olursa olsun herkes tarafından itibar görüyor.

Türk Eğitim-Sen geride bırakılan bir yılda 64 bin yeni üye sağladı.

Türk eğitim-Sen Tekirdağ Şube Başkanı Kamuran Varma; “Bu rakamlar Türk Eğitim-Sen tarihi için rekor rakamlardır. Türk Eğitim-Sen’in her bir mensubu, pozisyonu,  makamı ne olursa olsun herkes tarafından itibar görüyor. Bu, karakaşımıza kara gözümüze gösterilen itibar değil, teşkilatlarımızın alanlarda gösterdiği gayretin bir sonucudur. İnanıyorum ki; bu ihlaslı gayretlerimiz sonucunda Cumhuriyetimizin 100. yılı Türk Eğitim-Sen’in yeniden yetkili olacağı yeni bir dönemin başlangıcı olacaktır.  Allah hepinizden razı olsun.” diye konuştu. 

Türk Eğitim-Sen’de; Türkçemizi, bayrağımızı, İstiklal Marşımızı, insan haklarına saygıyı, Atatürk’ü görürsünüz.

Türk Eğitim-Sen tüzüğünün amaçlar kısmında yazan değerlerin, Anayasa’nın ilk dört maddesinde ifade edilen temel değerler olduğunu kaydeden Varma, “Orada Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütün olduğu ifadelerini görürsünüz. Türk Eğitim-Sen’de Türkçemizi, bayrağımızı, İstiklal Marşımızı, insan haklarına saygıyı ve büyük önder Atatürk’ü görürsünüz.” dedi.

13-15 Ocak 2023 tarihinde ÖMK çalıştayı düzenliyoruz.

ÖMK konusunda sendikamız üzerine düşen sorumluluğun gereğini dört yıllık süreçte eksiksiz yaptığını ve yapmaya devam ettiğini kaydeden Varma, “Eğitim kamuoyunun çok iyi bildiği gibi 2018 yılından başlayarak halen devam bir Öğretmenlik Meslek Kanunu süreci var. 23 Ekim 2018 tarihinde dönemin Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk  Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenen 2023 Eğitim Vizyon Belgesi tanıtım toplantısında, ÖMK’nın çıkarılacağı kamuoyuna açıklanmıştı. Türk Eğitim Sen’in otuz yıllık geçmişi tertemiz, kazanımlarla ve hak mücadelesiyle doludur. ÖMK konusunda da sendikamız üzerine düşen sorumluluğun gereğini dört yıllık süreçte eksiksiz yapmıştır. Gerek Bakanlık merkez teşkilatının, gerekse taşra teşkilatının düzenlediği çalıştaylara iştirak ederek, ayrıca kendi düzenlediği çalıştay, toplantılarla talep ve görüşlerini kamuoyu ve muhataplarıyla paylaşmış, afiş ve broşürler hazırlayarak meslektaşlarımızı bilgilendirmiş, TBMM sürecinde de iki Genel Başkan yardımcımız ile Komisyon görüşmelerine katılmış ve meslektaşlarımızın beklentilerinin açık ve net şekilde ifade etmiştir. 23 Kasım 2021 tarihinde sosyal medya kampanyaları düzenlemiş, sayısını hatırlayamayacağımız basın açıklamaları ve TV programları ile ses vermiş, 23 Kasım 2021’de Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın “Meslek Kanunu’nu çok yakın zamanda çıkarıyoruz” ifadesi üzerine, 8 Aralık 2021 tarihinde 81 ilde alanlarda kitlesel basın açıklamalarıyla taleplerini bir kez daha gündeme taşımıştır. 31 Aralık tarihinde meslek kanunu TBMM gündemine geldiğinde, o zaman da ifade ettiğim gibi, ‘Dağ Fare Doğurdu’ demiştik. Ama gelinen süreçte maalesef kanun mecliste kabul edildi, 14 Şubat 2022 tarihinde de Resmi Gazetede yayınlandı. Hemen ardından kanun düzenlemesinin yürürlüğünün durulmasının iptali istemi ile yargıya başvurduk. Ama Türk Eğitim-Sen bu kadar gayret ortaya koyarken, bu süreçte kulağının üstüne yatanlar,  sözde bir takım sendikalar ve siyasetçiler, yaz tatili başında öğretmenlerin ortaya koyduğu tepkileri gördüğünde ancak uyanabildi.” ifadelerini kullandı.

Eğer sizin amacınız öğretmenlerin sorunlarını gidermek olsaydı, dört yıllık süreçte Türk Eğitim-Sen gibi bir gayret ortaya koyar, ortaya konulan samimi gayretlere destek verirdiniz. 

Dört yıllık süreçte öğretmenler adına elini taşın altına koymayan bazı sözde sendikal örgütlenmeler ve fetövari unsurların sendikamıza yönelik bir itibarsızlaştırma kampanyası başlatıldığını kaydeden Varma; “Dört yıldır susanlar, sözde sendikalar rant ya da siyaset husumetleri adına öğretmenlerimizin beklentilerini istismar ettiler. Eğer amaçları, öğretmenlerin sorunlarını çözmek olsaydı, dört yıllık süreçte öğretmenlerimizin namına  gayret ortaya koyar, yapılan çalışmalara destek verirlerdi. Türk Eğitim-Sen alanlara indiği zaman yanımızda yer alırlardı. Ama yapmadılar. Çünkü mesele öğretmenin derdi değil; kendi, siyasal husumetlerine bir zemin yaratmaktı.” dedi.

Varma ; ‘’Çalıştayda kanunun nasıl zenginleştirileceğine, içeriğinde neler olması gerektiğine dair tavrımızı net şekilde tavrımızı ortaya koyacağız.’’ Dedi. Önümüzdeki süreçte en önemli gündemlerinin Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun adına yakışır şekilde muhtevasının zenginleştirilmesi olduğunu kaydeden Varma; “Türk Eğitim-Sen ciddi bir kuruluştur. Biz hiçbir zaman sendikamızı, eğitim çalışanlarının gücünü ve taleplerini  siyasi ranta meze etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz. Türk Eğitim-Sen’in faaliyetlerinin sahada karşılığı var. Dolayısıyla biz sorumlu bir milli sivil toplum kuruluşu olarak her zaman emin adımlarla yürüdük. ‘Türkiye sevdamız, ekmek için kavgamız’ düsturuyla, ‘Önce ülkem sonra ben’ diyerek, otuz yıldır mücadelesini yürüten Türk Eğitim-Sen itibarsızlaştırma kampanyalarına, arazlı niyetlere asla eyvallah etmeyecek, yol vermeyecektir. Bu minvalde şunu çok söylüyoruz;  ÖMK konusunda zerre kadar ne bir kusur, ne de bir eksiğimiz var. Dört yıllık süreçte yapılması gerekeni hakkıyla yerine getirdik. Önümüzdeki süreçteki de en önemli gündemimiz, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun adına yakışır şekilde muhtevasının zenginleştirilmesidir. Nitekim MEB ve yasa koyucu nezdinde gayretimiz de bu yönde olacaktır. Çünkü ortak kanaatimizdir ki, ÖMK eksik çıkmıştır ve bu düzenleme içeriği itibariyle adına yakışmamıştır. Bu amaçla 13-15 Ocak 2023 tarihinde ÖMK çalıştayı düzenleyeceğiz. Çalıştayda kanunun nasıl zenginleştirileceğine, içeriğinde neler olması gerektiğine dair tavrımızı birkez daha  net şekilde ortaya koyacağız. Kanunda öğretmen yetiştirme süreçleri, öğretmen istihdamı, tayin nakil, ödül sistemi, yönetici atama süreci, teşvik uygulaması gibi elzem konuları masaya yatıracağız.  Eğitim çalışanları şundan emin olsun: Türk Eğitim Sen olarak tek derdimiz eğitimin ve eğitim çalışanlarının hak, kazanım ve talepleridir. Otuz yıldır olduğu gibi, bundan sonra da sorumluluğumuzun gereğini titizlikle yerine getireceğiz.” dedi.

Kayıplarımızın karşılanmasını ve ekonomik büyümeden hak ettiğimiz payı almak istiyoruz.

Ocak ayında yapılacak zam ile eğitim çalışanlarının yaşadığı daralmışlığın giderilmesi gerektiğine dikkat çeken Varma, “Kamu çalışanlarına yönelik maaş artışları gündeme gelecektir. İğneden ipliğe gelen zamlarla birlikte kamu çalışanları belini doğrultamaz oldu. Ek zam yapılması, refah payı uygulaması getirilmesi, enflasyon farkının aylık ödenmesi artık kaçınılmaz olmuştur. Gerçek kayıplarımızın karşılanmasını ve ekonomik büyümeden bir çalışan olarak hak ettiğimiz payı istiyoruz.

Bakınız Kasım 2022 itibariyle dört yıllık bir öğretmenin maaşı 8 bin 520 TL’dir. Şu an işçi sendikaları tarafından asgari ücret 8 bin TL bandına çıkarılması talep ediliyorken, öğretmenlerimizin 8-9 bin TL maaş alması doğru değildir. 15 yıl öncesinde bir öğretmenin maaşı, asgari ücretin neredeyse 3 katı idi. Bugün ise öğretmenlerin maaşı ile asgari ücret neredeyse kafa kafaya gidiyor. Özellikle büyük şehirlerde ve tatil bölgelerinde kiralar inanılmaz arttı. Neredeyse doğalgaz, elektrik, su ve giderleri 10 bin TL bandına ulaştı. Dolayısıyla ocak ayında yapılacak olan zam ile eğitim çalışanlarının yaşadığı daralmışlık biraz olsun giderilmelidir” diye konuştu.

Varma, yardımcı hizmetler sınıfında çalışanların öğrenim durumlarına mütenasip şekilde bir defaya mahsus olmak üzere genel idari sınıfına alınmasını da talep etti. 3600 konusunda mesafe alındığını ancak halen eksikliklerinin olduğunu kaydeden Varma, “Bu konuda Türkiye Kamu-Sen heyeti Meclise bir rapor sundu. Başta idareci konumunda olan şeflerimiz olmak üzere 1.derecedeki bütün kamu görevlilerine 3600 ek gösterge verilmesi ve kanunun tüm memurlarımızı mutlu edecek şekilde uygulanması için her türlü mücadeleyi veriyoruz.” diye konuştu.

Editör: Fatih ERGE