Tatlıoğlu'nun açıklaması şöyle: "Sayın Genel Başkan ile beraber uzun zamandır Türkiye'yi dolaşıyoruz, esnafla konuşuyoruz, sokaktaki insanlar üzerinden gündemi yakalamaya ve bu gündemi siyasetin gündemine taşımaya çalışıyoruz. Milletin gerçek gündemini yakalayıp bunu siyasetin ve devletin gündemine taşımak esastır. Gördüğümüz şudur; milletin gündemi ile siyasete ayar verilmeye çalışılan gündem ve saray yönetiminin medya üzerinden takdim ettiği gündem çok farklıdır. Sorunlarını konuşamayan bir Türkiye var. Yurt dışından bir gazeteci gelse ve bir ay Türkiye'de kalıp medya üzerinden Türkiye'nin ilk beş sorununu yazsa, hepimiz biliyoruz ki, bu beş sorunda işsizlik yok, kepengini kapatan esnaf yok, bir dilim ekmeği eksilen ve bunun peşinde acısını içine atan anne yok, konuşamayan bir Türkiye var. En ufak itiraza topluca ateş açan bir saray var ve cumhur ittifakı var. Bursa'da sayın genel başkanımızın grup konuşmasını alandaki insanlarla izlemek gibi güzel bir şey düşünüyor arkadaşlarımız. Buna izin olmaz mı bir ülkede? Sanki Anayasa'yı ezmeye çalışan bir yapı gibi davranılır mı? Devlet bu değildir ve bu olamaz. Bunları yapmamak için not alıyoruz. Devlet insanına vatandaşına çok onurlu bir davranış gösterendir. Buradan devlete ve devleti temsil eden bütün kadrolara bu uyarıyı yapıyoruz. Geçen hafta ekonomiden sorumlu bakan orta vadeli planı açıkladı. Berat Albayrak, YEP 2013'ten beri Ak Parti'nin ve Cumhurbaşkanı'nın her gün zikrettiği 2023 hedeflerini çöpe attım dedi, bunlar hayal dedi, bunlar yanlış dedi, hikaye dedi. Sayın Erdoğan 2023 yılında 25 bin dolar milli gelir diyor fert başına. Bu gerçeği ifade etmiyor dedi, gerçek 10 bin 400 dolar dedi. Sayın Erdoğan 2 trilyon dolar milli gelir söylüyor dedi. Gerçek bu değil dedi, gerçek 880 milyar dolar dedi. Sayın Erdoğan 500 milyar dolar ihracat dedi, bu yanlış dedi bu 276 milyar dolar dedi. Türkiye'de sanayici olsanız ne Türkiye için ne düşünürsünüz. 2017 yılında Türkiye'de yaşayan vatandaşlarımızın döviz mevduatları 130 milyar dolar. 3 yıl sonra 220 milyar dolar yani Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayanlar Türk lirasına güvenmedikleri için dövize yöneliyor. Türk lirası maddi bayraktır. Bu neden düşüyor, güven düşüyor. Dilinin söylediğini kulağı dinlemeyen bir yönetim olur mu? Yıl sonuna söylediği, 2018 yılından itibaren her 1,5 aya bir paket açıklamış ve hiçbiri tutmamış bir yönetim var. Türkiye'de Ak Parti döneminde sigaradan 145 milyar dolar vergi toplandı. Türkiye'nin potansiyeli var Türkiye'yi tekrar yatırım yapılabilir bir atmosfere kavuşturmak zorundayız. Bizim yürüyüşümüz ekonomide bu anlamdadır. Dolaştığımız yerlerde ve Bursa'da esnafın, insanlarımızın çok büyük sorunları var. Sayın Genel Başkan Grup konuşmasında söyledi bir esnaf dükkanına gittik dedi ki, 90 bin lira borcum var ödeyemiyorum. Niçin kapatmıyorsun dedi Genel Başkan, kulağına eğildi dedi ki, üç kişi çalışıyor bunları sokmağa mı atayım. Bu tabloları yaşayan bir Türkiye var ve bunlardan habersiz bir Türkiye var. 1,5 milyon öğrencinin interneti yok. 7,5 milyon çocuk yeterince ısınamıyor Türkiye'de. Böyle bir Türkiye var. Halkının meselelerinden kopmuş bir Türkiye var. KOBİ'lere dönüp bakan yok. Türkiye'de istihdamın yüzde 75'ini 3 milyon 250 bin KOBİ teşkil ediyor. İhracatan yüzde 55'ini yapıyorlar, üretimin yüzde 50'sini üstlenmiş. Son üç yılda KOBİ'lerin borcu yüzde 58 artmış. Bursa da böyle. 60 bin KOBİ var 350 bin çalışanı var. 6 milyar dolar dış ticaret fazlası veren bir şehir, Türkiye'nin problemine merhem olan bir şehir. Bu KOBi'ler ve sanayi ile ilgili hiçbir proje yok. Hala Ankara'ya Türkiye'nin en uzak şehri Bursa. Hala en pahalı şehir Bursa. İlk defa toplumsal karşılığı olan bir siyasi parti muhalefetiyle karşılaşıyor Ak Parti. Bilbord belediyeciliği bitecek. Bursa daha derin bir sorunlarla karşı karşıya. 18 tane Organize Sanayii Bölgesi, 13 sanayi sitesi Türkiye'de sanayinin merkezi ve gerçekten Türkiye'de temel ekonomik yaraya merhem olan bir şehir. Trenin bile birinci sınıfını haketmedik mi, adını değiştirdiler. Bunun sebebi toplumdan kopmuş bir siyaset. TÜRKİYE'NİN IŞIKLARI ZAYIFLADI ARTIK BUNU KAPATIP YENİ BİR DÖNEME GEÇMEMİZ LAZIM Fantezi ile yaşıyoruz. Anayasa Mahkemesinin ışıkları açıkmış kapalıymış. Türkiye'nin ışıkları öyle yanmalı ki ve yanacak ki inşallah kurumları ışıkları sadece renk olacak. Önemli olan Türkiye'nin ışıkları, önemli olan sanayinin, üretecinin, esnafın ışıkları. Resteorantların mobilya üreticilerin Türkiye'nin üretim yapan her biriminin ışıkları. Bu ışıklar öyle yanacak ki inşallah bizim yürüyüşümüzle başka ışıklar sadece renk olacak. Türkiye'nin ışığını zayıflatamayız, Türkiye'nin ışığı en güçlü olması gereken ışık. Türkiye'nin ışığını zayıflatamayız. Türkiye'nin ışığı zayıflarsa bölge karanlıkta kalır. Türkiye'nin ışıkları zayıfladı artık bunu kapatıp yeni bir döneme geçmemiz lazım. İnşallah İYİ Parti'nin güneşi ile güçlü bir aydınlanma gelecektir. Adaleti konuşmuyoruz, Anayasa Mahkemesi askıya alınmış, Anayasa Mahkemesi kararını bir alt mahkeme dinlemiyor kime güvenecek sokaktaki insanlar. Paris'te, Londra'da, Berlin'de, Tokyo'da sokağa çıkan insan yargı var devlet var diye o güvenle sokağa çıkıyor. İstanbul'da Bursa'da Ankara'da Erzurum'da Diyarbakır'da Edirne'deki insanımızın hakkı değil mi? 2014 yılından Abdülhamit Gül Bursa'yı ziyaret ediyor ve ifadesi bu, yargıya güven yüzde 20'nin altına düştü. Bakanın kendi ifadesi, Bursa ziyaretindeki ifadesi. Kalkınmanın Bismillahı hukukun üstünlüğüdür. Hukuk olmadan insanlık olmaz, ekonomi falan zaten olmaz. Bunu güçlü bir şekilde bugünkü hakimlerle inşa edeceğiz. Eğitimi bugünkü öğretmenlerle inşa edeceğiz. Güçlü bir hakim kadromuz, güçlü bir yargı geçmişimiz var, güçlü bir eğitim kadromuz ve güçlü bir geçmişimiz var. Bunlar Türkiye'nin gerçekleri değil. Bunlar bugünkü yönetimin geldiği nokta ışıklarının gücünün tükenmesiyle Türkiye'yi karanlığa gömen bir süreç. Milletimiz bütün dayatmaya rağmen bunu görmekte ve bizim yürüyüşümüze destek olmaktadır, sahiplenmektedir. Teşkilatlarımız üzerlerine düşenleri gayretle yapmaktadırlar. Ranttan ellerini bir kesseler, çabuk zenginleşmeden, bedava büyük servet sahibi olmaktan ellerini çekselerdi Türkiye farklı olur. Çektireceğiz inşallah milletimiz ilk seçimde yerelde ve genelde ellerini çektirecek, iyi kadrolarla Türkiye parlak bir geleceğe kavuşacak. Belediye'nin konuştuğu şeyler park bahçe işleri adına millet bahçesi diyor. Türkiye'nin en prestijli park ve bahçesi 1959'da Bursa'da yapılmış. 450 dönüm yanına 45-50 dönümlük bir şey yaptılar Cumhurbaşkanı açtı. Öbürünü kim açtı biliyor musunuz vali ile belediye başkanı. Gelmiş o zaman 1959 yılının valisi ve belediye başkanı açmış yanındakini de Cumhurbaşkanı açmış. Cumhurbaşkanı ne açılışı yapıyor buluyor musunuz, Kıbrıs'a su verme hattının tamir edilip yeniden faaliyete geçme etkinliğinin açılışını yapıyor. Geriye dönüp baktığımızda ne büyükmüşsünüz diyoruz. Bu prestij işi. 15 bin konutta doğalgaz yok Bursa'nın göbeğinde. Kaç bin öğrencimize internet gitmediğini bilen yok. İki gündür Bursa'nın rakamlarını arıyorum bilen yok. Kozağacı'nı dolu bastı vatandaşın zararını tazmin eden yok. Gürsu'yu, Yenişehir'i, İznik'i, Orhangazi'i Karacabey'deki üreticinin zararıyla ilgilenen yok. İlkokulun bile bir başkanı var sınıfı nizama intizama sokuyor. Gerçek gündemden kopuk bir Türkiye var. Türkiye gerçekten fakirlikle boğuşuyor. Bugüne ait bir şeyi olmayan geçmişi anlatırmış. Genelde Ak Parti'nin şöyle bir stratejisi var, bir şey söylediğinizde 2002, 20 yıl geçti hale 2002 var. Türkiye'de yaklaşık 13 milyona emeklimiz var. Bunun bir milyona yakınının emekli aylığı bin liranın altında. Yaklaşık 300 bini 1100 liraya kadar, yaklaşık 250 bini 1200 liraya kadar, 1 milyon 315 bin kişinin aylığı 1200 liranın altındadır. 6 milyon 850 bin emeklinin de aylığı 2000 liranın altındadır. Türkiye'de açlık sınırı 2.447 lira. 2002 yılında neymiş baktım, taban emekli asgari ücretin yüzde 30 fazlasını alıyormuş, yani bugün 300 lira alıyormuş, orta emekli 3600 lira alıyormuş. 2007-2008'de milli gelir 10 bin 500 dolar. Türkiye 10 yıl önceye göre hane başına 3 bin 500 dolar daha fakir. Türkiye iki yıl önceye göre 160 milyar dolar daha fakir. Türkiye maalesef bu nedenle 20. Ülke olma durumuna düştü. Asla karamsar değiliz, Türkiye'nin fotoğrafının bu olmadığına inanıyoruz. Türkiye'yi bu siyasi atmosfer değiştiğinde 3 ayda Türkiye adalet ve liyakatın giriş yaptığın gördüğü zaman coşan ve zenginliğe yürüyen bir Türkiye olacak. Bursa'da da Türkiye fotoğrafına uygun bir Türkiye olacak."