AKP'nin tek adam rejimini takviye için attığı son adım, Meclise İç Güvenlik Paketi'nin getirilmesi olmuştur.
Bu paket yasalaşırsa emniyet teşkilatı tasfiye edilip iktidar uşağı bir kolluk kuvveti oluşturulacaktır. Jandarmaya terörle mücadeleden ve kırsaldaki asayişten el çektirilmiş olacak, Jandarma Genel Komutanlığı siyasetin emrine verilecektir.
Temel hak ve özgürlükleri sınırlamaya, demokrasi yerine dikta rejimi kurmaya dönük bu paket; halkın örgütlenme, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarını ortadan kaldıracak ölçüde tehlikeli bir düzenlemedir.Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nda öngörülen değişiklikle, mülki idare amirinin görevlendirdiği kolluk güçlerine durdurma ve arama konusunda verilen geniş yetkiler, antidemokratiktir. Tasarı yasalaşırsa iktidarın emrine giren kolluk görevlileri canlarının istediği kimsenin koluna girerek meçhul bir yere alıp götürebileceklerdir. İç Güvenlik Paketi bu hâliyle Meclisten geçtiği takdirde artık AKP kurmaylarının dışında hiç kimse güvende olmayacaktır. İktidar, siyasi rakiplerinin ve muarız bellediklerinin üzerine daha kolay gidecektir.Barışçı amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşlerini yapılamayacaktır. Sokaktaki herhangi bir grup boy hedefi olacak, insanların kalabalık ortamlarda bir araya gelmeleri, suçlu addedilmeleri için yeterli olacaktır.İl İdaresi Kanunu'nda vali ve kaymakamlara olağanüstü yetkiler verilmesi ise sistemi tamamen balyoz rejimine; sopalı, falakalı yönetime dönüştürecektir. Pakete göre polis koleji tamamen kapatılmakta, polis akademisi ise kapatılıp yeniden açılmaktadır. Emniyet teşkilatında hafıza kaybına yol açacak bu düzenlemelerin amacı iktidara hizmet değil, hizmetkârlık edecek kolluk kuvveti oluşturmaktır.İç Güvenlik Paketindeki en zararlı ve tehlikeli düzenlemeler, jandarma teşkilatının siyasetin emri altına sokulmasını sağlayacak maddelerdir. İç Güvenlik Paketi'nde Jandarmanın Türk Silahlı Kuvvetlerinden koparılarak siyasete alet edilmesini hedefleyen düzenlemeler, Genelkurmay Başkanlığının bütün itirazlarına rağmen kasıtlı olarak hazırlanmıştır. Hükûmetin amacı, jandarmayı genelkurmaydan kopararak daha etkin hâle getirmek değildir. Aksine genelkurmayı yani orduyu terörle mücadelede biraz daha tesirsiz duruma getirme planının bir parçasıdır.Türkiye`nin iç ve dış tehdit açısından en riskli olduğu dönemde, jandarmanın TSK'dan koparılmasının gerçek amacı bellidir. Kırsalda teröristlere göz açtırmayan jandarma sivil otoriteye bağlanarak pasifize edilecek, böylece PKK'nın önce özerkliğe sonra da bağımsızlığı giden yolda işi kolaylaşacaktır. Jandarmanın sivil otoritenin emrine girmesi kararı AB normlarına uymaktan çok, Oslo`da yapılan gizli anlaşmaların zamanla hayata geçirilmesi hesaplarının bir parçasıdır. AKP iktidarı, Cumhuriyet'i dönüştürme hedeflerine ve PKK'ya verdiği sözlere binaen, menfaatine aykırı gördüğü ve hukuk dairesinde görev yapan her kurumu için dağıtmak düşüncesindedir. Jandarma Genel Komutanlığının doğrudan İçişleri Bakanlığına bağlanmak istenmesi de bu düşüncenin ürünüdür.