Hıdırellez Geldi, Hoş Geldi

Mayıs 2025 / Nihayet Hıdırellez hazretleri teşrif ettiler.

Abone Ol

Ne zamandır yollarını gözlemekte idik. Çocuklarımız güneşe hasret kalmıştı, ileri yaştaki amcalar teyzeler, dedeler, nineler de havaların ısınmasını bekliyorlar ve kemiklerini, kaslarını rahatlatacak ilahi sıcaklığa ihtiyaç duyuyorlardı. Parklar, yeşillikler hareketlenmeye başladı. Kuş sesleri çocuk seslerine karışıyor. Şu memleketimiz bir cennet adeta. Ne eksen yeşeriyor. Hele bir de yağmur çiselemesin, bak o zaman güzelliklere… Değmeyin keyfine kırların, seyredin yağmurdan  hemen  sonraki gün ışığını… Hazreti Hızır ile Hazreti İlyas samimi arkadaş imişler ve 6 Mayıs’ta mülaki olacaklar sohbete dalacaklarmış çayır çimenliklerde. Bize de seyrine dalmak ve hâlimize şükretmek yaraşır.. Hamdolsun. Allah bütün mazlumları ve masumları korusun, zalimleri de kahretsin inşallah!

Mayıs 2024 / DENİZLER TEKİN DEĞİLDİR...100 YIL ÖNCEYİ DÜŞÜNMELİ....

!!! İstanbul'da bir ilçe belediyesi'nin haftalık gazetesinin son sayısında, yeni seçilen 1984 doğumlu Belediye Başkanının "Saygı ve sevgiyle andığı" bizim neslin çok iyi tanıdığı Atatürk Türkiyesi'nin hukuk kanunlarıyla cezalandırılan şahısların resmi var. Acaba ilerde "memleket Sovyet Uydusu olmasın diye toprağa düşen "Beş bin ülkücü Türk Milliyetçisi şehit gençler, kara yağız Anadolu çocukları" için de bir mesaj olacak mıdır ? Takip edeceğiz. Rahmetli dedelerimin hemşehrisi Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın şu sözlerini bilhassa hatırlatmalıyım : " Biz milliyet-perveriz ve doğrudan doğruya Türk milliyetçisiyiz... Türk âleminin en büyük düşmanı komünisliktir her görüldüğü yerde ezilmelidir..." Kadıköy'de TKP %10 nispette 31 bin oy alıyor. Kadıköy çarşısı yokuşunda "Bizi unutmayın!" dercesine nazlı nazlı dalgalanan üç hilalin siyasi adı MHP listelerde yok mudur ? Düşünülmelidir. Yoksa Aysberg'in sularının altında mıdır ? Bu güne kadar, olgun yahut tecrübeli sandığımız, %20'si 65 yaş üstü bu ilçenin, okumuşları çoktur diye biliriz . Atatürk'ü de iyi bilirler, bilmelidirler. Bilmezlerse felek öğretir. Ben şahsen rahmetli Atatürk'ün Nutuk ile Söylev ve Demeçlerini, yani hem bütün eserlerini hem de hakkında yazılanların büyük bir kısmını okudum, okumaktayım.. Bu ilçede, AKP %14, CHP %70...oy nispetine sahipse milletin bir bildiği var. Elbette saygılıyız. Kulaklarımıza zaman zaman şu sözler çalınıyor : " Kadıköy sokaklarında ve kaldırımlarında her saat ithal finolar geziyor, dışarı çıkarılamamışsalar, pencerelerden melul mahzun bakıyorlar, buldokların yanı sıra ve bilumum havhavların ve onların toplanmayıp atmosfere karışan vücuttan attıkları olan fazlalıklardan geçilmiyor. Atmosferin kirlenen havası çocuklarımızın sağlığını tehdit ediyor." deniliyor. Zavallı kedi, martı ve kargalar ise idareten şu bu merhamet ehlinin ilgisiyle yaşıyorlar.. Biz vergilerimizi kimin için veriyoruz ? Kütüphanenize bağışlamayı düşündüğüm 4 bin kitabı da başka yere vermeliyim. Yarın gelişecek manzaralar sizi şaşırtmasın. Köprülerin altından yağmur sularının yanı sıra tecrübe ırmakları ve yakın tarih dersleri de akıp gitmektedir. Biz bin yıldır Anadolu' dayız. Cumhuriyetimiz ebedîdir. Siyaset ehline bir anlatayım, diye düşündüm. Davet etseniz de muhteşem salonlarınızda biz de konuşsak. Çok seslilik diyorsunuz ya !!! Hani sosyal demokratlar, milliyetçi demokratlar ve muhafazakâr demokratlar bir arada barış içinde yaşamalı diyorsunuz ya !... Her biri ülke çapında % 33'tür. Dengeleri korumayanı millet hizaya getiriyor. Doğrudur.. Ayberg daima vardır...MHP'yi ittifakların içinde sessiz bırakanlara tanınan süre bitmiştir.. Haberiniz ola gaflet ehli yarım aydınlar.. Beşe bölünenler artık yuvaya dönmeli.. Diyalog kapıları hep açık olmalı, yorgun siyasetçiler de beş vakit namazda evlerinde müşavirliğe çekilmelidirler...Şeffaflık esastır, esrarengiz, çok bilmiş havalardan bıkılmıştır efendim... Kaşlarımız hep çatık kalacaktır.

Mayıs 2015 / "REHBERİMİZ KUR'ÂN , HEDEFİMİZ TURAN..." diyorsa Türkçüler, en az yarım asırdır, kime ne ? Ruslar da Panslavisttir, kime ne ? Papa, Katolik birliği istemesin mi ? Kime ne ? Araplar uyanıp Arap Birliği kursa ne iyi olur. İslam Ekonomik Birliği fena mıdır ? Böylece dengeler oluşur...Yeter ki gücünüz olsun...Sizin hedefleriniz yoksa, merak etmeyin başkaları sizin için planlar yapıyor..Sizinle oynamak için bin bir dolap çevirdiklerinden şüpheniz mi var ? Küfür bir millettir.Yeter ki siz uyumayın...

Ancak ille de EĞİTİM, İLİM, EKONOMİ, HUKUK, SOSYAL ADALET, AHLAK, AİLE HAYATI, CEMİYET HAYATI, DEMOKRASİ...ileri olmalı..

3 Mayıs 2020 TURAN TÜRKÇESİNE DOĞRU GİDERKEN,

Türk dilleri değil "turan ağızları" zenginliği içinde "Dünya Dili Türkçe" gerçeğini diri tutmalı... rahmetli Ziya Gökalp diyor ki:

"Turan'ın bir ili var / ve yalnız bir dili var / başka dil var diyenin / başka bir emeli var.."

Her yıl "Dünya Dili Türkçe Kurultayları" yapılıyorsa; bu, ne demektir ? Türkçenin dünyadaki gücünü ortaya koymak, ilmî ve irfanî çalışmalarla göstermek demektir.. Rahmetli Gaspıralı İsmail'in de gayesi buydu. "Dilde-fikirde-işte birlik" başka türlü olamaz. Sadece duyguda, heyecanda kalmamak, düşünceleri uygulamaya geçirmek gerekir..İngilizcenin, Almancanın, Çincenin, Rusçanın ,... farklı yerlerde farklı konuşulması, onların meselesidir. Türk dilinin ayrı diller gibi birbirinden uzaklaştırılması çook eski bir oyundur. Ortak Türkçede ortak kelimelerde birleşmek zor değildir. Şarkıda, şiirde, bilim kavramlarında, siyasette, eğitimde, ekonomide Türk dilinin değişik renklerini yazan ve konuşan 300 milyonluk muhteşem camia, Türk mavisinin gök bayrağa yansıyan farklı tonları gibi kendi sesleriyle ortak televizyon, internet yayınlarıyla, birbirlerini tanıyıp severler ve istikbale doğru yürürler...İstanbul Türkçesi de bizim, Kazan Türkçesi de, Kerkük Türkçesi de, Tebriz Türkçesi de, Bakü Türkçesi de, Almatı Türkçesi de, Semerkant, Bişkek, Ufa, Aşkabat, Kâşgar, Bahçesaray, Üsküp, Köstence, Girne, Komrat, Çebuksarı, Kızıl, Hakas, Şor, Yakut, Altay, ..Türkçeleri de…Hepsi bizim Türkçelerimizdir. "Nerede bir Türk varsa orada Türkçe vardır..." küçük hesaplarla, dar bakışlarla Türkçe birliğine aykırı görüşler yanıltıcıdır, mantıklı düşünenleri etkileyemez. Ayrı ayrı devletler olması tabiîdir ama Türklük ve onun dünya güzeli dili, "güzelim Türkçe", bütün renkleriyle bir tanedir. Bunların hepsi Turan ağızlarıdır...Erzurum'a göre Aydın ne ise, Maraş'a göre Sakarya ne ise, Samsun'a göre Antalya ne ise, iki adım ötedeki Kerkük, Erbil, Tebriz, Taşkent, Kazan, Üsküp , Gümülcüne de odur. Selçuklu, Osmanlı gölgesi altındaki Türkçeler farklı mıydı ? Evliya Çelebi 50 yıl boyunca yüzlerce şehri hangi dille dolaşıp da dünya edebiyatının en muhteşem Seyahatnamesini yazdı ? Yunus Emre ilahilerini, Yesevi hikmetlerini, Nasrettin hoca'yı, Dede Korkut' u, Nevai'yi, Fuzuli' yi, Çolpan'ı, Gaspıralı' yı, Abay' ı... Okuyup da biraz gayretle anlamayan mı var ? Türk dünyasının hangi türküsünü biraz dikkatle dinledik de anlamadık ?.Kökler birdir. Dallardaki çiçeklerin renkleri zenginliktir. Kendimize el gibi bakmayalım..Büyük ve muhteşem Türkçe için teknolojinin, siyasetin, eğitim ve kültür faaliyetlerinin, ekonominin bütün imkânlarından faydalanalım. Avrupalı kendi aralarında sınırları kaldırıp birlik kurunca, bizi aralarına almamak için kırk dereden su getirince bir şey olmuyor da "ekonomik ve kültürel güçlerini birleştirmiş bir Türklük âlemi" neden planlanmasın ? Biz kendimizi ciddiye alır, gücümüzü kullanırsak eloğlu bize saygı duyar. Kaşlarımız çatık, yüzümüz mütebessim, gayretimiz tam olmalıdır. Doktora tezleri yapılmalı, projeler geliştirilmeli, Türk akademisiyle içindeki birimlerle yarınki Türk dünyasına hazırlanılmalıdır. Yarına doğru daima ümitle gidilecek, gelecek nesiller için inşallah tanyeri ağaracaktır, millî meşale, kutsal bir emanet olarak nesilden nesile devredilecek, bu gelişmeler huzur ve adalete susamış insanlığın da hayrına olacaktır inşallah..Ramazan hassasiyeti içinde dualarla ve "3 Mayıs Türkçülük günü" vesilesiyle düşüncelerimi sunmak istedim.

Mayıs 2020 / Aziz kardeşim Turgut Bey!

Palandöken Dağlarına, Erzurum yaylalarına doğru gittiniz..Madem bizden habersiz oralara kaçtınız, gitmişken sınırları aşınız,Tebriz'e, Kerkük'e, Aşkabad'a, Semerkant' a, Bişkek'e, Urumçi'ye, Altaylar' a,Tanrı Dağlarına, Yakutlar' a el sallayınız. Astana' ya, Astırhan' a, Bakü'ye uğrayınız; selamlar söyleyiniz.. Aras, Hazar, Aral, Isıkgöl, İtil yoluyla gidiniz; Kazan'da çay, Ufa' da kahve, Çabuksarı' da su içüben, Bahçesaray' dan güneye, Köstence' den Tulça' ya geçip Tuna'yı süzünüz, üzülünüz.. Varna'dan geçip Komrat' a dönünüz, Üsküp'te Vardar kıyısında gözleriniz dolu dolu dolaşınız, Şar dağlarına, Debre' ye doğru giden yollara düşünüz.. Sarıgöl'de mola verip Ohri'de şiirler mırıldanırız.. Prizren, Kalkandelen, Saraybosna, Sancak, Belgrad, Budapeşte, Viyana, Estergon, Plevne, Kanije, Uyvar, Manastır, Selanik, Gümülcine, Bozcaada, Rodos, Girit, Nil'den Trablus'a, Cezayir'e, Tunus'a, Fas'a, Otranto'ya bakınız. Harameyn' de el bağlayıp dualar ve gözyaşlarıyla Halep' e geliniz, çelik kanatlara bininiz, semalardan süzülerek asumandan bahr ü berrin ihtişamlı coğrafyası Rumeli yoluyla Edirne'ye dönüp,Kırkpınar'da soluklanınız, kırklanup Selimiye'de Cuma'ya hazırlanırken Gazi Bey ile beni arayınız, hemen yanıbaşınızda oluruz. Görüşemezsek sonraki Cuma'ya Ayasofya önünden Sultanahmet'e geçeriz. Vesselam...

2 Mayıs 2019 tarihi itibariyle,

Sakarya Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun iki değerli öğrencim, Ümmihan KAVUK ile Melih KÜÇÜK, danışmanlığımda tamamladıkları Yüksek lisans tezlerini, jüri üyeleri olarak Prof.Dr.Işıl ALTUN hanım ve Dr.Öğr Üyesi Ayşe AYDIN hanım ile benim yer aldığım heyet karşısında savunarak akademik yolculuklarında önemli bir merhaleyi daha aştılar. Kendilerini tebrik ediyor, jüri üyesi değerli arkadaşlarıma, zahmetleri ve titiz dikkatleri dolayısıyla teşekkürlerimi arz ediyorum..Darısı sıradakilere...

Mayıs 2015 / İnşallah bir gün AB'ye gireriz. Gerçekte biz onlara lazımız.Biz olmadan edemezler. Burası neresiydi hatırlayan var mı ? O üstteki heykelcik de neyin nesi ? AB'yi mi temsil ediyor acaba,tam anlayamamıştım.Vardır bir hikmeti...Sağ elini niye kaldırmış ola ki ? Eski Papalardan biri miydi ne ? Hani, hepsi Türk ve İslam düşmanı olan Papalardan biri..İmza atılacak daha münasip bir yer yok muymuş, yoksa? Osmanlının torunlarına yani bize bir meydan okuma mıdır ? Hiç heveslenmesinler. 50-60 yıla kalmaz, 2071'de oğullarımız olmazsa torunlarımız onlara medeniyet nedir, öğreteceklerdir inşallah..Mazide hakikat olan istikbalde niye olmasın ? Duacıyız,çalışıyoruz,çalışılacaktır ve Allah nurunu tamamlayacak,istikbal, Müslüman Türklerin ufkundan doğacaktır.

Mayıs 2023 / Yıl 1958-59 ...Altı yaşında bir adam ufağı. Kinik burunlu, gedik dişli. Küsmeye bahane arıyor. Okula başlayalı birkaç hafta olmuş. Zile'de evlerinin bulunduğu, Minare-i Sagîr Mahallesi- Turabî Sokak'taki köşebaşında bulunan 1 numaralı bahçeli, üç katlı evden , ekmek almaya gittiği çarşıdan ve Altınyurt İlkokulunun bahçesinden başka yer tanımamış Allah'ın safı...O yıl sadece Fenerbahçe'yi tutttuğumu, dedemle çarşıya gittiğimi, babaannemin yemek yapmasını seyrettiğimi, ilk öğretmenim rahmetli Bekir Telkenar'ın ölçülerle ilgili sorularında şaşırdığım için korktuğumu, resim yapmaktan hoşlandığımı...hatırlıyorum...ve mahallede bitmeyen oyunlar,yaramazlıklar....Keşke onu bir daha görüp sohbet edebilsem, onunla şakalaşabilseydim. Gel de çocukluğunu özleme...

Mayıs 2021 / Emine İşınsu hanımefendinin ruhu şad olsun. Kendisini ilk defa öğrencilik yıllarımızda,50 yıl kadar önce (1971-72) TÖRE'nin Sirkeci'deki idarehanesinde görmüştüm. Masa başında oturuyor,dalmış gitmiş, elinde sigara, kimbilir hangi yazısının veya hikâyesinin derdinde... Yıllar sonra tekrar,1980' lerde, Üsküdar'da, bir iftar akşamında, Kabaklı Hoca'nın davetindeyiz. Rahmetli Emine Işınsu da var, başörtüsüyle gülümseyen bir hanım çehresi...Ülkücü gençlerin yarım asır boyunca daima değer verdiği bir yazar oldu. Okundu, sayıldı ve sevildi. .Ak Topraklar, Azap Toprakları, Sancı ve diğer eserleri on binlerce gence hitap etti.. Halide Nusret ZORLUTUNA' nın kızı, Hıdırellez'e "Gel Bahar!" diyemedi ama o daha Yücelerden gelen davete icabet etmiş.  

Mayıs 2020 / Kızılderililerin kuzeydoğu Asya'dan Alasya, Kanada istikametiyle Amerika'ya yayıldıklarına dair görüşler var. Uzun yıllar Amerika'da kalan Rahmetli hocalarımızdan Prof.Dr.O.Nedim Tuna'nın onların dilinin Türkçeye benzerlikleriyle ilgili kanaatleri vardı. Bana, Erenköy-Kozyatağı'ndaki bize yürümelik mesafedeki evinde Kızılderili Lugatleri de göstermişti. Kızılderililerin hayat anlayışları da Türklere benziyor. Çocukluğumuzda çok okuduğumuz Tommiks, Teksas gibi çizgi romanlarda bunları düşünmüşüzdür..Sanki Karaoğlan'la, Tarkan ve Kara Murat'ın oralardaki benzerleri gibiydiler. Avrupalı tıyneti ne yazık ki Kızılderililerin dil ve kültür varlığına da tahammül edemedi ...Meydan Bush ve Trump gibilere kaldı. Allah bizi korusun..

Mayıs 2020 / Tanımakla, evinde sohbetini dinlemekle, şiir günlerine beraber gidip gelmekle gurur duyduğum Rahmetli Orhan Şaik GÖKYAY'ın 1944' deki "Türkçülük-Turancılık suçlaması"nın vatan hainliğiyle eşdeğer gösterilmesi iddiasına karşı hepimize ders olacak cevabını okuyalım ki,3 Mayıs Ruhu Ebediyen Yaşasın !"Ben; vatanın dört bir bucağında, on yedi yıldır alnının akıyla Türk Milleti’nin hizmetinde şerefli bir öğretmen olarak çalışan ben; on yedi yıldır ne kendi şerefine, ne vatanın ve milletin şerefine kendi aczi dâhilinde leke sürdürmeyen ben; şerefi, haysiyeti, adı aylardır darağacında sallandırılan ben; yâni bugün artık her iki mânâda adı çıkmış ve çıkarılmış olan Orhan Şâik Gökyay karşınızda, yeryüzünde işlenebilecek olan suçların en zelîli, en iğrenci, en şerefsizi ile vasıflandırılmış olarak, vatan hâini ithâmı altında bulunuyorum. Bir madalya takar gibi, bir sadaka verir gibi vicdânınız ürpermeden bana yakıştırılan bu kirli ve çirkin emâneti daha lâyıkına verilmek üzere verenlere iâde ediyorum."