Birkaç örnek vermek gerekirse...
Geometri biliminde temel esas açılardır.
Kimya biliminde temel esas atomlar, elementlerdir.
Matematik bilimi için, 0-9 arası sayılar ve hesaplamalar için Pİ sayısı esas alınmıştır.
Uzunluk kısalık için metre, ağırlık için gram, alçaklık yükseklik için deniz seviyesi, soğukluk sıcaklık için termometre esas alınmıştır.
Hiçbir kimse bu temel esaslarla oynayamaz, bu esaslardan bağımsız olarak bilim geliştiremez.
Bunun gibi...
Sosyoloji bilimi diye bir toplum bilim var
insanoğlundaki fikir, düşünce, inanç, kültür, ideolojik yapılar hep bu bilimle bağlantılıdır.
Sosyolojinin temel esaslarını bilirsek kendimizi hep doğru bir düzlemde buluruz.
Uzatmadan kelime kelime kısa olarak bu esası şöyle sıralayabiliriz.
Aile, Akraba, Sülale, Aşiret, Kabile, Kavim ve Millet.
Bu sıralamaya itiraz var mı, olabilir mi?
Aile sayısal olarak çoluk çocukla büyür.
Evliliklerden yeni çocuklar dünyaya gelir.
Ve ailelerden akrabalık halkası oluşur.
Her bir dal çoğalarak yukarıda belirtildiği şekliyle gelişe gelişe son durak millet olur.
Kavimler milletlerin alt dallarıdır.
Kabileler kavimlerin bir alt dalıdır.
Aşiretler kabilenin bir altı,
Sülaleler akrabaların toplamıdır.
İşte bu gelişim zinciri dil, kültür, inanç, örf, adet, an'ane ve gelenekleri de kapsadığından milletin ruh yapısı ortaya çıkar.
Milletin dili ile ailenin dili aynıdır.
Milletin dini ile ailenin inancı aynıdır.
Milletin kültürü ailelerde yaşar.
İlk nokta ile son nokta arasında muazzam bir ahenk vardır.
Düşman ahengi bozmak, dost güçlendirmek ister.
Sonuç olarak konuyu şöyle bağlayalım:
Milliyetçilik, millet olgusundan doğmaktadır.
Veya, "Ben, biz" aidetliği milliyetçilik duygusunun atomik noktasıdır.
Ben bozulursa biz bozulmuş oluruz.
Onun için fıtrat dairesi içinde kalarak düşman planlarına tuzaklarına düşmeyeceğiz.
Doğru olana, iyi olana, güzel olana başlamak, adım atabilmek için temel esaslarımızın olduğunu bilmekle mükellefiz.