Hikâye bu ya... Zamanında bir Paşa idaresi altındaki insanlara çok kötü davranıyormuş. İnsanlara zulüm eder, hak, hukuk dinlemez; astığım astık ,kestiğim kestik şeklinde bir idare anlayışı ile halkı sindirir, onları canından bezdirir. Bir süre sonra halk bu durumun çözümü için arayış içine girer. Sonunda ağzı laf yapın bilge birini sözcü olarak Paşa’nın huzuruna gödermeye karar verirler. Saraya giden zatımuhterem durumu Paşa’ya aktarır. Hak, hukuk, adalet ,vicdan, Allah korkusu gibi kavramlardan bahsederek Paşa’nın keyfi tutumundan dolayı halkın memnuniyetsizliğini dile getirmeye çalışır. Bu duruma son derece sinirlenen Paşa “Kim bu densizi huzuruma çıkardı? Alın bunu huzurumdan !”diye hiddetlenir ve bilge kişiye “Derhal benim sınırlarımdan uzaklaş yoksa kelleni vurdururum, seni buralarda bir daha görmeyeyim!” diye tehdit eder. Can derdine düşen bilge kişi Paşa’nın bölgesinden uzaklaşarak bir yerlere sığınmaya çalışır. Bir süre sonra dermanı tükenmiş vaziyetteyken yolunun üzerindeki bir köye sığınmaya karar verir. Köyün girişinde bir çeşme görür. Elini, yüzüne yıkamak ve bir yudum su içmek için çeşmeye yönelir. Çeşmeden su almakta olan genç bir hatun onu görünce yardımcı olmaya çalışır.
— Amca ne bu halin? Ne yaptın da seni bu kadar hırpaladılar?
— Sorma be kızım. Halkına yanlış davranan Paşa’ya yaptıklarının yanlış olduğunu anlatmaya çalıştım. Doğruları söyleyince bunlar geldi başıma. Beni tartaklayıp kovdular be kızım.
— Uh, Allah belalarını versin! Doğruları söylediği için bir insana böyle davranmak reva mı? Çok yazık be amca!
— Neyse olan oldu be kızım. Köyde bana yardım eden olur mu?
— Tabii amca. Köye var, sana yardım ederler. Karnını doyururlar hatta bu gece konaklamak istersen yatmaya yer de ayarlarlar, deyince bilge kişi rahatlar ve kadına sorular sormaya devam eder.
— Kızım sen bu köylü müsün?
— Yok amca ben bu köye gelin geldim.
—Beyin köyde mi, ne iş yapar?
— Beyim asker amca.
—Ne kadar oldu?
— iki yıl oldu askerde amca.
— Arada izne gelir mi ?
— Yok amca iki yıl oldu hiç izne gelmedi.
— Aaa! Sen hamilesin. O zaman bu karnındaki veledizina be kızım, deyince kızılca kıyamet kopar. Genç kadın elindeki bakracın sopasıyla bilge amcayı tartaklayarak “Sana az bile yapmışlar, def ol buradan!” diye çığlıklar atarak bilge amcayı çeşmenin başından uzaklaştırır. Benim anlatacağım hikâye bu kadar. Herkes payına düşeni alsın. Bu yazıyı yaptığı bazı paylaşımlardan sonra linç yiyen, çok sevdiğim Yahya Kaptan için yazdım. Yahya Kaptan biz seni şehrimizi konu alan ve daha çok gençlik yıllarını anlattığın o tadına doyulmaz güzel yazıların ile tanıdık ve sevdik . Diyeceğim o ki yazdıklarınız doğru da olsa zülfüyâre dokunursa linç kaçınılmaz oluyor Kaptan abim. Bu sanal dünya böyle bir yer abi. Sevgi ve muhabbetle…