Merkez Bankası'nın da bazı birimlerini ve Halk Bankası,Vakıflar Bankası ve Atatürk'ün kurucu hissadarı olduğu İş Bankası dahil bazı bankaların genel müdürlüklerini İstanbul'a (*) taşıması cumhuriyet'in kurucu iradesinden ne denli kopuduğunun nişaneşidir.(1 ) Bu anlamlı günün yıldönümünde Ankara Marşı'nı aşağıdaki bağ(link) dan dinlerken bizler de katılalım. https://www.youtube.com/watch?v=hX0SLE-APbk&ab_channel=YAVUZDALOGLU Müzik: Halil Bedii Yönetken / Söz: Aka Gündüz Ankara, Ankara güzel Ankara, Seni görmek ister her bahtı kara. **** 9 Ekim 1923 günü Malatya Milletvekili İsmet İnönü ve on dört arkadaşı, Meclis Başkanlığı'na sundukları bir önergeyle, Ankara'nın yeni devlete başkent yapılmasını istediler. Bazı milletvekillerinin karşı çıkmaları etkili olmamış, öneri, 13 Ekim 1923'te yasallaşmış ve 16 gün sonra da 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edilmiştir. ANKARA 'NIN BAŞKENT OLUŞU Atatürk, Nutkunda da anlattığı gibi Heyet-i Temsiliye'nin batı illerine, İstanbul'a yakın olmasını istiyordu. Batı illerimizin bir kısmı Yunanlılar tarafından işgal edilmişti. Tehlike buradaydı. Genel durumu idare eden sorumluların en önemli hedefe ve en yakın tehlikeye, ondan zarar görmeyecek bir mesafede bulunmaları kuralına uyulmalıydı. Ankara bu koşulları taşıyan ve İstanbul'la demiryolu bağlantısı olan uygun bir kentti. Bu nedenle, Erzurum ve Sivas Kongrelerini yaparak verilecek mücadelenin esaslarını saptayan ve bu direnişi ulusa mal eden Mustafa Kemal bazı arkadaşlarının uygun görmemesine karşın Ankara'ya geldi. Kurtuluş Savaşı boyunca Ankara'nın oynadığı siyasi ve stratejik rol Atatürk'ün bu kararının ne kadar yerinde olduğunu göstermiştir 27 Aralık 1919 günü Ankara'ya gelen Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, Dikmen sırtlarında çok kalabalık bir heyet tarafından büyük gösterilerle karşılanarak Seymen Alayı eşliğinde kente gelindi. Bütün Ankara ayakta idi. Halkın bu heyecanını gören İngiliz, Fransız mümessilleri, Paşa'nın yalnız olmadığına, ulusun O'nun peşinde yürüyeceğine inanmışlardı. Paşa otomobilinden indikten sonra Vilayet Konağı'nın kapısı önünde ilk konuşmasını yaptı. 28 Aralık 1919 günü Ankara halkıyla yaptığı konuşmada ülkenin siyasi ve askeri durumunu anlattı. İstanbul Hükumeti'nin ısrarıyla düşman işgali altındaki bu şehirde toplanacak meclise katılmak üzere giderken Ankara'ya uğrayan milletvekillerinden Meclis'te bir "Müdafaa-i Hukuk Grubu" kurulmasını istedi ve "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Programını", "Misak-ı Milli" halinde özetledi. * Ankara'da hazırlanan bu müsvedde program, sonradan İstanbul Meclisi'nde "Misak-ı Milli" adıyla kabul edilmiş ve yayınlanmıştır. Fakat Mustafa Kemal'in tahmin ettiği gibi İstanbul'un işgaliyle bu Meclis'in ömrü sona ermiş ve O'nun aldığı önlemlerin en önemlisi, olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin Ankara'da toplanması kararı olmuştur. * Heyet-i Temsiliye, Ankara halkının milli davaya olan inancına duyduğu güvenle Milli Mücadele'yi buradan sevk ve idare etmişti. * 23 Nisan 1920'de, Türk milletinin gerçek temsilcilerinden kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti de milletin alın yazısına idare ve devletin bağımsızlığını koruma savaşını yine Ankara'da sürdürdü ve sonuçta zafer kazanıldı. * Lozan Antlaşması'na bağlı protokol gereğince 2 Ekim 1923'te anlaşma devletlerinin orduları İstanbul'u tamamen boşaltmış, 6 Ekim 1923 günü de Türk ordusu bu büyük ve tarihi şehrimize, milletin coşkun sevinç gösterileri içinde girmişti.İstanbul'un kurtarılışı, devlet merkezinin, yine bu asırlık imparatorluk payitahtına kaldırılmasında türlü, fakat kişisel bakımdan yarar görenlere bu yolda söz söylemek fırsatını verdi. Tartışma safhasına geçmek ve yanlış anlama ve eğilimlere yol açmak istidadını taşıyan bu düşünceler karşısında Türk İnkılabı'nın her şeyden üstün yarar ve gereklerine uygun hükmü vermek gerekiyordu. * 9 Ekim 1923 günü Malatya Milletvekili İsmet İnönü ve on dört arkadaşı, Meclis Başkanlığı'na sundukları bir önergeyle, Ankara'nın yeni devlete başkent yapılmasını istediler. Çünkü Ankara, Kurtuluş Savaşı'nın özeği, beyni ve simgesi olmaktan başka niteliklere de sahipti. Lozan'da Boğazlar için kabul edilmiş olan ilkeler, ülkenin güçlenme ve gelişme kaynağını Anadolu'nun bağrında yaratmak gereği, iç ve dış güvenlik kaygılarıyla diğer zorunluluklar, Ankara'ya yeni devletin doğal başkenti özelliğini kazandırıyordu. Ayrıca Kurtuluş Savaşı'na başından beri canla başla destek olan Anadolu halkı, Ankara başkent yapılarak, ödüllendirilmiş olacaktı. Bu nedenlerle bazı milletvekillerinin karşı çıkmaları etkili olmamış, öneri, 13 Ekim 1923'te yasallaşmış ve 16 gün sonra da 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edilmiştir. Hükümet merkezinin İstanbul'dan Ankara'ya, büyük bir limandan bin türlü çıkarın çatıştığı, türlü tehdide açık bir kentten, Anadolu'nun ortasında yüksek bir yaylaya taşınması gerçekten üzerinde durulmaya değer bir olaydı. Bu yeni başkentte hükümetler tehditlerden uzak, memleket meselelerini sakin bir şekilde gözden geçirebilir, refah ve kalkınmanın koşullarını daha rahat bir şekilde hazırlayabilirlerdi. Ankara halkı da, tarihten gelen bir alışkanlık ve deneyimle büyük bir ticari atılım yapabilirdi. Yaptı ve başardı. (Mehmet Boz)
Editör: TE Bilisim