59haber.com’daki 250. Yazımız Üzerine Teşekkür Bâbındadır...

Abone Ol

2020 yılı Nisan ayından itibaren, güzel Tekirdağ’ımızın bu kültür ve haber gazetesinde Hasan ERGE ve Fatih ERGE beylerin davetleri ile muntazaman haftalık yazılarımızı yayınlamaktayız. Sağ olsunlar. Gazete haberleşmesinin artık yavaş yavaş internet yoluyla değişime uğraması, biz okumuş yazmış camianın kamu oyuna fikirlerini ulaştırabilmesinin yeni bir usulü hâline geldi. Anlık fikir alış verişleri ve mesajlarla değerlendirme yapabilme imkânı “sosyal medya” dedikleri âlemin kaçınılmaz bir rengi oldu. Orada aylarca biriken yazıları tekrar okuyabilmek, farklı konuları ele alabilmek, zamanımızın bir özelliğine dönüştü. Bu gelişmeler bizi “olup bitenlerin farkına varmak”, yahut “çağın farkında olmak” dediğimiz “fikrî uyanıklık” noktasında teyakkuzda tutuyor. Bu vesile ile baba-oğul ERGE’lere teşekkür ediyor, gazetemize uzun ömürler, mensuplarına sağlık ve afiyetler diliyorum efendim…

***

RUSYA ve RUSLAR, ezelî ve ebedî rakibimizdir, komşumuzdur. Biz onlardan irfanca üstünüz. Onlar asırlar içinde Türk tarihinin ve coğrafyasının aleyhine genişlemiş ve büyümüşlerdir. Onları geçmeye mecburuz. Hem millî hem emperyal olmak kolay değildir. Bizde de kendini yenileyen yüksek bir eğitimle birlikte ileri sanat ve edebiyat hareketleri olmalı, siyasetçiler içinde seviyeli bir tarih şuuruyla, zengin tefekkür sahibi ve geniş ufuklu şahsiyetler yetişmeli, teknolojik gelişmeler ve akıllı ekonomik atılımlar yapılmalı. İşte o zaman hepsini geçeceğiz, kendimize geleceğiz inşallah...

***

22 Mayıs 2021 / Bu bayrağın altındaki kimse incitilmemelidir...

Demokrasi, farkı seslere tahammül edebilmektir. Tek çiçekle bahar gelemez. Kendi dünyasını hakikatin yegâne kaynağı sayanlar, dünü unutmamalıdırlar. Zorla güzellik olmaz..Tebessüm hepimize lazımdır ama gözyaşı dökenlerin içindeki acıya bigâne kalanların da bir gün uykuları kaçabilir.. Yalanın saltanatı uzun sürmez. Sükût eden kalabalıklar hafife alınmamalıdır.. Şehitlerin hatıraları ve onların yetimleri her birimiz için mukaddes emanettir. Hakikatler, siyasi kanaatlerin hepsinin üzerindedir.. Allah, milletimizin yardımcısı olsun...

***

1683 ile 1730 arası 50 yıl kısa bir süre sayılmaz. O yıllarda isyanlar, kalkışmalar ve devlet yönetiminde zaaflar var... 1566'daki Kanuni'nin vefatını takiben II.Selim ve sonrasında devran değişiyor, durum aleyhimize dönüyor...Yine de "sosyal medya" faydalıdır. Sohbete vesile oluyor. Üniversitelerimizin bazılarında "Sosyal Medya Okuryazarlığı" bölümleri olduğunu duyuyoruz.. Bazı konular çok sayıda insanımızın tartışılan konuları yeniden ele almasına vesile oluyor. Okulların ve yazıhanelerin duvarları arasına kapanmamak, kaynaklarla birbirimizi aydınlatmak iyidir.

***

Mayıs 2019 / Karamanlı Sarı Paşa... Oğuz'un Avşaroğullarından Balkanların has evladı...Bütün yiğit Türkler gibi kalpağın çok yakıştığı, mütevazı fakat lider kumaşıyla doğmuş, Zübeyde Hanım'ın gözünün nuru, Makbule Hanım'ın ağabeyi, bütün Türklüğün ve mazlum milletlerin gönlünün ışığı, sevenlerinin yakışığı, her Rumeli Türküsü dinleyişimde gözüm yaşlı hatırladığım, her iki dedemin hemşehrisi diye gururlandığım, özlediğim, keşke Allah izin vereydi de bir on yıl, yirmi yıl daha yaşayaydı da kendisini anlamayanlara anlataydı diye hayıflandığım güzel adam, Gazi Mustafa Kemal Paşa, yenilmez yiğit, şanlı komutan, ruhun şad ola.. Bu millet vefalıdır, seni unutmaz. Ruhuna Fatihalarımız armağan olsun. Tarihçilerimizin çoğu seni iyi anlamışlar ve hakkını teslim ediyorlar. Yetişmekte olan nesiller, eserini okumalı, seninle mazi ve istikbal köprüsünü kurarak hayata hazırlanmalı...Seni yetiştiren anaya, babaya, aileye, hocalarına ve komutanlarına, sana destek veren vefalı arkadaşlarına aşk olsun, helal olsun....Gâvurdan beslemeli dedikodunu yapanlar derdine yansın, kendi tıynetlerinden utansın. O gibiler her devirde vardır. Açık ve belgeli konuşamazlar, gaflet ötesi hâlleriyle cehaletlerine bürünerek güya yaşar giderler. Allah onları ıslah etsin. Bizi de asla vefasız ve nankörlerden eylemesin. Gazi Paşa ve Millî Mücadele kahramanlarının ruhları şad olsun…/

***

Mayıs 2023 / GAFLET Mİ CEHALET Mİ ? Bu gün 19 Mayıs 2023 Cuma...

Aziz Cumhuriyetimizin 103. yılındayız. Hamd olsun. Ebedî olacaktır inşallah. Tabii ki Cuma namazını eda için, yolda Amentü'nün manalarını düşüne düşüne, "Kadı köyü"nün, Kazasker tarafına kısmen yakın, "Millî Hakimiyet Parkı" civarındaki adı güzel Erenköy semtimizin hem de "19 Mayıs Mahallesi"nin mütevazı bir camiine gittik, bağdaş kurduk ve sonra diz çöktük. Dört rekat sünneti müteakip iç ezandan sonra hatibe kulak verdik. Bugün 19 Mayıs Gençlik ve Spor ve Atatürk'ü Anma Bayramı ya..Hatib Efendi, günün mana ve önemine atfen, normal olarak gençlikten bahsetti. Hz. İbrahim'den, Hz. Yusuf'tan, Hz. Meryem'den elbette Hz. Peygamber'den örnek şahsiyetler olarak bilgiler sundu. . Bekledim ki Millî Mücadele'nin lideri "din ve devlet için gaza eden" Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarına da hiç olmazsa Fatihalar gönderen bir cümle kullansın.. Yok...Yok.. Bu nedir efendim? Gaflet mi cehalet mi ? Elinize tutuşturulan metinde yoksa bile bugünkü İstiklalimizin liderine ve silah arkadaşlarına dua göndermek o kadar mı zordur ? Camide babasının, dedesinin yanında namaz kılan sevimli çocuklar da duysa fena mı olurdu? Ben onların ruhlarına Fatihalar gönderiyorum. Siz de gönderiniz.. Yıllar önce yine bir seçim öncesi bir başka Cuma hutbesinde "Milliyetçiliği küçümseyen laflar" edilmişti de ben yine burada teessüflerimi ifade etmiştim. Şimdi herkes zaten bütün dünyada var olan milliyetçiliğin derdine düştü.. Gafiller ve cahiller hariç.. Allah onları ıslah etsin. Bizi de insaf ve vicdan sahibi olanlardan eylesin, vefa duygusundan ve tarih şuurundan uzaklaştırmasın. Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarıyla aziz şehitlerimizin ruhları şad u hurrem olsun inşallah...

***

Güçlü olmalı; ilimde zirvelere tırmanmalı, ekonomide zenginleşmeli, sanatta, sporda eşsiz benzersiz gençler yetişmeli, harb sanayii on yıla kalmadan millileşmeli, dindar ve demokrat olunmalı, meydanlar istismarcılara kalmamalı, demagoji ve yalandan uzaklaşarak gerçek rakamlarla millete hesap verecek dürüst siyasetçiler yetiştirmeli, hatalarını itiraf edecek, özeleştiri yapacak devlet adamları çoğalmalı, vahim durumlarda uykusu kaçacak ümitvar fakat çatık kaşlı yöneticiler de devreye girmeli...Kimse kendisini "vazgeçilmez, yegâne-i cihan" sanmamalı. Zira "mezarlıklar, nice kendini vazgeçilmez sananlarla doludur..." derler.Ümitliyiz. "Gün doğmadan neler doğar." ;

"Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler..."

***

Mayıs 2020 / Türkçede başka dillere göre daha az kelime olduğunu sananlar, iddia edenler yahut meçhullerden nakledenler yanılıyorlar. Önce sayıya dayalı ikna edici kaynak göstermek zorundadırlar. V. Hugo'nun kırk bin kelimesini de neye göre saydıklarını uzmanının kaynağını göstererek ispat etmelidirler ama Evliya Çelebi'nin kırk-elli binlerde olduğunu, Yahya Kemal'in sadece kelime sayısı itibariyle on altı binlere ulaştığını ayrıntılı manalarla bunun yirmi beş binleri bulabileceğini söyleyebiliriz." Hugolar'ı veya her kim iseler"i gözünüzde büyütmeden evvel bu tarafa baksanız iyi olur... Bu yazıdan dokuz on yıl sonra bugün, mevcut Türkçe sözlüklerdeki kelime sayısı 350 000'lere ulaşmış, araştırma, proje ve incelemelerle sayı 1 000 000'a ( bir milyon) doğru gitmektedir. Dünyanın en zengin ve güzel dili Türkçedir. Hele tarihî bütün metinlerin taranması tamamlansın, yaşayan Türk edebî renkleri değerlendirilip birleştirilsin, özel sözlükler, şair-yazar-eser sözlükleri de yapılsın siz o zaman görün Türkçenin gücünü, güzelliğini..

***

Mayıs 2023 / BİRİ AKRAN, BİRİ İLERİ ve DİĞERİ GENÇ YAŞTA ÜÇ ARKADAŞA ZARİF SİTEMLER…Değerli arkadaşlar, dikkatli bir üslupla başlayıp zaman zaman benim 55 yıl önce MTTB'de -belki de rahmetli babanızla birlikte dinlediğim- Mısıroğlu tarzına doğru giden ifadeleriniz olsa olsa halk tabiriyle -hadi demeyeyim- rahatlama ısrarı içinde uzayıp gidiyor. Ayrıca üslubunu beğendiğimi söylemeliyim. Maşallah "Babasının oğlu"..sunuz, fakat ben dedikodudan ziyade olup bitene bakarım. "Her millet layığını bulur" sözü buraya nasıl da yakışıyor. Sanki İslam dünyası mükemmelmiş de birileri gelmiş düzeni bozmuş. Şu sıralarda müsteşriklerin son devir Osmanlısı üzerine yazdıkları Tercüman 1001 Eser serisinden 40 kadar kitabı sıraya koyup okumaya başladım. Önce -iki günde bir kitap okuyarak-20'sini bitirmek niyetinde ve okumalarımın yarılarındayım. Sadece M.A. Ubucini'den tercüme edilen 4 ciltlik 800 sayfa kadar tutan "Türkiye 1850-1855" i okusaydınız ve hemen arkasından Lui Ramber'in "Gizli Notlar"ının sayfalarına dalsaydınız, huzurunuz kaçardı. Bunları okusaydınız veya okursanız neden abesle iştigal ettiğimizi anlarsınız ? Gazi Paşa’ya Fatiha okunsa ne olur, okunmasa ne olur ? Halkın sesi eğer Hakk'ın sesi ise millet herkesi ait olduğu yere koyar. O koymazsa tarihin hükmünden kim kaçabilmiş ki? Aziz kardeşim, "doktora " yapmanızı, enerjinizi ve zekânızı, sıradan dedikodularla harcamamanızı temenni eder, çok değer verdiğim asil ve nazik, has Türk evladı rahmetli babanızın da bu vesileyle ruhunun şad olacağını düşünürüm. Geçmişlerimize rahmetler olsun. Allah hiçbirimizi şaşırtmasın ve hepimizi, bütün nesillerimizi korusun, Sağlık ve afiyetler dilerim. X...bey, "Selamı yayınız" öğüdünün sahibine olan merbudiyetim dolayısıyla-eskisinden farklı olarak- sizi, yeni tanışmışız gibi, sadece selamlıyorum, o kadar... Nüanslara dikkat etmeniz temennisiyle... W. bey, size gelince: Siz lise öğrencisi iken ben bu anlattıklarınızı üniversitede dinlemiş ve okumuştum. Bana rahmetli hocamın kitabını tavsiye etmenize de gülümsedim. Sayın Cumhurbaşkanımız dünkü konuşmasında Gazi'ye ve Millî Mücadele kahramanlarına şükranlarını ifade ettiler. Ben de vefatının 40. yılında bulunduğumuz ve bizzat tanıyıp MTTB'de ve evinde gün boyu dinlediğim rahmetli Necip Fazıl'ın ruhuna Fatihalar gönderiyorum. Selamlarımla….

***

2020 yılında Millî Mücadele'nin başlangıç günü ile kadir gecesi aynı güne geldi. Hüsn-i tesadüfler daima milletin hayrına olur. Allah nice hayırlı zamanlar, millî ve İslamî güzellikler yaşamayı nasip eylesin. gafillere uyanma, zalimlere kahır, mazlumlara ve masumlara ebedî saadetler nasip olsun. Türkiye Cumhuriyeti ve Turan Türklüğü ebediyyen payidar olsun. İslam dünyası kendine gelsin, insanlık aslına rücu etsin inşallah. Leyle-i Kadr'iniz mübarek olsun.. Naat'ın , Bayrak şiirinin ,Fetih Marşı'nın, Bir Bayrak Rüzgâr Bekliyor'un, Dualar ve Âminler'in, Kökler ve Dallar'ın nice Türkçenin zaferi nazım ne nesirlerin sahibi Ârif Nihat Asya eserleri okunsun ve iyi anlaşılsın…

***
Mayıs 2021 / Bu devirde krallık, kraliçelik, prenslik, düklük, düşeslik ne demekmiş ? Böyle tablolara ilgi gösterenlerin, sempati duyanların, bunları sevimli bulanların, gözlerinde büyütenlerin zekâlarından şüphe ediyorum. Saltanat, milletin saltanatı olmadıkça demokrasiyi anlamış olamayız ve muhalefetsiz demokrasi olamaz..Tarih, acısıyla tatlısıyla yaşanıp gitmiştir. Bize ders ve ilham almak, tarihî şahsiyetlere saygı duymak ve onları anlamak yakışır.. Aksi halde yeni zümreler icad eder onları gözümüzde bir şey sanarak büyütürüz. Esas olan millete hizmettir ve bunu da eserlerle ıspat etmektir. Ayrıca hataların da hesabını vermek şarttır.

***

Mayıs 2015 / Allah'tan ümit kesilmez. O'nun rahmeti, gazabından üstündür.

O kendisine samimiyetle bağlananları mahzun eylese de yalnız bırakmaz. Bize bizden daha yakındır. "Mevla görelim neyler..." Biz de sebeplere sarılarak kendimizi bırakmadan, eskilerin ifadesiyle "azm ü cezm ü karar ile" sabr-ile çalışmaya devam etmeli, mütebessim bir ciddiyet içerisinde yarının nesilleri için gecemizi gündüzümüze katmalıyız..."Ola ki rahmet kıla ol padişah; ol kerim ü ol rahîm ü ol ilâh..."

***

MAYIS 2014'TEN BU GÜNE, aradan yıllar geçti... Mehdi dedenin saçları bembeyaz oldu... Haziran 2014 doğumlu Mete Kerim bey okur yazar oldu, dedesiyle güreş tutuyor, koşu yarışı yapıyor ve hep yeniyor..Allah bütün masum ve mazlumlarla birlikte bizim çocuklarımızı da korusun inşallah...Yarınki 100 milyonluk büyük Türkiye'nin mensuplarından / sahiplerinden küçük torunum dünyaya gelişlerinin 333. günü olan bu sabaha doğru (24 mayıs 2015), tan yeri ağarmadan uyandılar, Dede Korkut tavsiyesiyle "aru sudan abdest aldılar", seccadeyi kıbleye doğru serdiler, mütebessim bir ciddiyetle Ezan-ı Muhammedî'yi okuyup divana durdular, Tekbir ile el bağlayıp namaza başladılar, Subhaneke, Fatiha ve zammı sûreden sonra rükua eğilip secdeye yükseldiler, o sırada Kiramen Kâtibîn melekleri gelip iki omuzuna birer “şâbâş bûsesi” kondurdular, "maşallah, âferin " dediler.. Dedesi, bu nûrânî güzelliği yarı rüya yarı hayal içinde fark edip hislendi. o dahi "Maşallah, Allah nazardan saklasın, kendisine, ailesine , vatanına, milletine, insanlığa hayırlı, ilim irfan sahibi, efendi bir adam olsun, 33.333 gün ( 90' lı yaşlar...) sonrasını da görsün ve bize nice günler, geceler, haftalar, aylar, mevsimler, yıllar içinde dua etsin, Fatihalar göndersin , aslını neslini unutmasın inşallah..” dedi.. Namaz tamama erdikte, dualar edildi...Adı güzel Muhammed'e salavat getirildi, giyinildi, kuşanıldı, kahvaltı edildi, kırk yiğide haber salındı, memleket ahvalini görüşmek, av avlamak, kuş kuşlamak ve Dedem Korkut sohbetine katılmak üzere bolu yaylalarına müteveccihen yola revan olundu, hanım hey.. Görklü Tanrı, arı imandan ayırmaya, yarının vatan evlatlarını hayırlı ve sağlıklı eyleye, görünmez kazalardan, belalardan esirgeye, ordumuzu, yurdumuzu, bütün Türk ve İslam âlemini ve mazlum insanlığı koruya, zalimleri de kahr u perişan eyleye, amin diyenler didar göre, hanım hey....