Birgülce

Ne çok şey öğretir hayat insanlara.. Kimi zaman ağlamayı kimi zaman gülmeyi... Bazen güvenmeyi çok zaman da güvenmemeyi. Ne bileyim mesela en küçük bir yel estiğinde onun önünde sürüklenmemeyi... Hayatın haksızca sırtımıza yüklediği her yük için karşı çıkmayı direnmeyi... Boyun eymemeyi... Ne bileyim mesela her önüne gelene dost arkadaş dememeyi... Kalabalığın çoğu zaman sadece kuru kalabalık olduğunu... Yalnızlığın hiç de bilindiği gibi hoş bir şey olmadığını... Çok zaman ihtiyaç duyacağın,kendi gücünü keşfetmenin en büyük mutluluk olduğunu.... Dost görünüp de zor günün de yanında olmayanların aslında hiç kimseden bir farkı olmadığını... Her mevsimde güneşin doğduğunu ama yaz mevsiminde olduğu gibi insanı ısıtmadığını... Seçeneklerin yanlızca bir ile,iki ile değil çok olduğunu... Yani kısacası hiç beklemediğin anlarda hayatta her şeyin mümkün olacağını... Her şeyden önemlisi, Hani bir dervişinmi yoksa bir bileninmi dediği gibi, Buda geçer yahu demeyi öğrenmeyi... Tam bunları yazarken ağzımızdan çıkan sözlerin bir daha geriye alınamayacağını... Ve artık o sözleri kontrol edemeyeceğimizi... Yani kırk düşünüp bir kez konuşmayı... Daha neleri neleri, Ne çok şeyleri öğretir hayat... Hayatın ne büyük ne kadar çok bilgili bir öğretmen olduğunu, Anladığımızda hayatı iyice anlarız... Bakın şu anda bu satırları okuyanları bile azda olsa düşünmeye sevk ettiğimi... İşte tüm bunları hep hayat öğretir bize... Bazen severek bazen döverek... İşte öyle... (Birgülce)