ortalık karışık, kutsal bilgelik, ayasofya, kurban, bayram

Acısıyla tatlısıyla 2020 yılının ilk yarısını arkamızda bıraktık. Diğer yarısında bizi nelerin beklediğini çok merak ediyorum doğrusu. Seneler sonra yaşlı bir nene olduğumda torunlarıma anlatacağım bir sürü şey yaşadık. Bir 2020 vardı ki diyeceğim neler oldu neler. Avustralya yandı, develer çok su içiyorlar bahanesiyle katledildi, çekirge istilası oldu, dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsü patladı. ve daha ne olabilir ki diye sorarken çok değil birkaç gün önce 1500 yıllık tarihi olan ''Kutsal Bilgelik-Ayasofya'' birden bire cami oldu. Bu konudaki fikrimi söylemeden geçemeyeceğim: Bana göre cami olmamalıydı. Ayasofya da namaz kılmak isteyenler için Topkapı sarayına giden yol tarafında zaten bir bölüm ayrılmıştı. Benim bile orada namaz kılmışlığım var. Ayasofya kilisesine gezmeye gidenler senelerce ayinler sırasında yakılan günlüklerin kokusunun duvarlara sinmiş olduğunu fark etmişlerdir. Her yeri Hıristiyanlığı anlatan mozaiklerle dolu ve en önemlisi de 1500 senelik bir kilise geçmişi olan bir yerde ben namaz kılmak istemezdim. Nasıl ki gezdiğim diğer Ülkelerde Osmanlılar tarafından yapılan tarihi eser camilerin o ülkeler tarafından kiliseye çevrilmesini istemeyeceğim gibi. Namaz kılmak için karşısında muhteşem Sultan Ahmet dururken orası binlerce turisti akın akın kendine çeken bir tarihi eser olarak kalmalıydı. Biraz empati yapmak çok zor olmazdı diye düşünüyorum. Gelelim sizlerle yine düşüncelerimi paylaşmak istediğim ikinci konuma: 2020 yılında biz Müslümanların yapacağı kurban vahşetine... Çok değil 2 güne kalmaz paylaşımlar başlar ''Kurban vahşettir'' sloganlarına. Hazır olun derim ben. Sanki yılbaşı gelince birbirlerine hindi dolması tarifi yarışına girmiyorlarmış gibi.Kuş üzümlü olsun cevizli olsun fırını kaç dereceye ayarlayalım. Avrupalı olmama rağmen ben hiç yılbaşı hindisi pişirmedim ;) bunu da söylemek isterim. Bu hayvan severlerin sesi neden çıkmıyor tarifleri alıp verirken? Onların hindisi ağaçta yetişiyor sanırım. Hafta sonları piknik alanlarında ızgaralarda elma armut karpuz kızartıyorlar heralde, et pişirip vahşete ortaklık ederler mi hiç? Veya sabah kahvaltılarında sosis salam sucuk tüketenler onlar da bitkiydi zaten... Hayvan severlikleri bir tek kurban bayramlarında akıllarına geliyor. Bende hayvan severim hem de fazlasıyla. Bunu her fırsatta dile getiriyorum biliyorsunuz ama Rabbim de yarattığı börtü böceği bitkiyi hayvanı biz kullarından daha çok sever. O yüzden maddi durum izin veriyorsa biz Müslümanlara bayramda kurban kesmek vacip kılınmış, durumu olmayanlara dağıtmamızı emredilmiş. Ha, olayı kurbanda keseyim dondurucuma atayım olarak algılayanlar da var tabi. Bu durumlara da tanık oldum. İhtiyaç sahibine elleri titreye titreye veriyorlar eti. O yüzden bizim nesilden artık bir şey olmaz da biz çocuklarımıza kurbanın önemini doğru anlatalım. Neden kestiğimizi, nasıl dağıtmamız gerektiğini bu konuda artık bize görev düşüyor. Ayrıca kurban sadece Müslümanlara ait bir ibadet değil diğer dinlerde de var ama biz Müslümanlar nedense gayri Müslimler yaptığında bravo diyoruz. Müslümanlar yaptığında "vahşet!" oluyor. Kuran' da kurban "Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allah'ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik. Onların etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. Allah'a ulaşacak olan ancak, sizin O'nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir." (Hac, 22/36-37) İncil' de Kurban ''Fısıh kurbanı kesilmesi gerek olan hamursuz günü geldi. Ve İsa: Gidin, bizim için Fıshı hazırlayın da yiyelim', diye Petrus ve Yuhanna'yı gönderdi.'' (Yeni Ahit, Luka İncili 22/7-8) Tevrat' da Kurban ''Ve İsrail'' kendisine ait olan her şeyle beraber göç etti ve Beer-şebaya geldi ve babası İshak'ın Allah'ına kurbanlar kesti'' (Eski Ahit, Tekvin, 46/1 - Levililer, ½-17) Hz. Yakup Okuduğunuz üzere İncil ve Tevrat'ta da Yahudilerin ve Hıristiyanların kurban kesme ibadetleri varmış. Hz. İsa zamanına kadar Fısıh bayramı Yahudiler tarafından düzenli olarak kutlanırmış. Hz. İsa çarmıha gitmeden önce öğrencileriyle yediği son akşam yemeği bir Fısıh yemeğiymiş. Ve Hz. İsa'nın ölümünden sonra bu ibadete son verilmiş. Kuran'da ise bir çok ayette kurban kesimine yer verilmekte... Kestiğimiz kurbanlarla Hz. İbrahim ve oğlu İsmail'in Rabbimizin buyruğuna mutlak itaat konusunda verdikleri başarılı sınavın hatırasını tazelemiş oluyoruz ve ömrümüz olduğu sürece buna devam edeceğiz ve hayvanları sevmeye de devam edeceğiz.